Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...
♜
ARKANA
GEÇMİŞÇocukların öldüğü dünyayı artık hiçbir ışık aydınlatamaz.
"Çocuklar teker teker ölüyor."
Ortama bomba gibi düşen ses, bütün dikkatleri üstüne çekmeyi başarmıştı. Büyük umutlarla başlatılan deneyler başarısızlıkla sonuçlansa da bu onları durdurmayacaktı. Hükümetleri yok etmek için büyük bir darbe başlatmayı hedefleyen Arkana, her geçen gün amacına biraz daha yaklaşıyordu. Örgüt kurulalı uzun bir zaman olmuştu, toplamda yetmiş sekiz üyeyle devam ediyorlardı. Tüm kartlar dağıtılmıştı ve herkesin bu kartlar sayesinde üstlendiği bir rolü vardı. Birçok ülkeye tesislerini kuran örgüt, kaleleri içten fethetmişti.
İmparator, tahmin ettiği sonuçla birlikte, "Kaç ölüm verildi?" diye sordu. İfadesiz yüzü, merhametsiz biri olduğundan değil, otoriteyi elde tutmak istediğindendi.
Sözcü, bomba etkisi yaratan konuşmalarına, "Bugün birinci tesiste zihinsel teste tabi tutulanların hepsi vefat etti," diyerek devam etti. Birçok ülkede bulunan tesisler, henüz bir birey hâline gelmemiş çocukların eğitimleri için kurulmuştu. Küçük yaşlarından itibaren, bir kukla olma amacıyla yetiştiriliyorlardı. Günün birinde kart sahibi olmaları için uyumlu yapmaya çalışıyorlardı. "Testi yapan doktorların verdiği rapora göre yeni teknoloji, çocukların bünyesine fazlasıyla ağır gelmiş. Beyin ölümleri gerçekleşmiş."
İmparatoriçe dikkatle olan biteni dinlerken araya girip, "Ailelere haber verildi mi?" diye sordu. Günün birinde kendi çocuğuna uygulatacağı testler şu an birilerinin çocuğunun ölümüne neden oluyordu. Sevdiği adamdan bir çocuğu olmasını çok istiyordu ve bu çocuğu örgüte kurban etmesi gerektiğinin de farkındaydı. Gelecekte yalnızca kendi soyu İmparatoriçe olmalıydı.
Sözcü ne diyeceğini bilemez bir hâlde, "Vermemize gerek kalmadı," dedi. "Yaşamsal fonksiyonları durunca temsili kartlardaki bağlantılar koptuğu için öldüklerini anladılar."
"Bu çok kötü oldu." İmparatoriçe derin bir nefesi ciğerlerine yolladı. Kaderleri olmasını hedefledikleri kartlar, sonları oluyordu. Duygu karışıklığı yaşarken ailelere nasıl izah edeceğini düşünmeye başladı.
"Herkese yaşama şansı verilmez İmparatoriçe, bazılarının kendini feda etmesi gerekir." İmparatoriçe, acımasızca çıkan kelimelerle olduğu yerde kaldı. Koyu bakışlarını merhamet duygusunu hiç tatmamış olan adama çevirdi.
İmparatoriçe'nin hayatı kolay olmamıştı. Yaşadığı zorlu hayata rağmen merhamet duygusunu hiç kaybetmemişti. Dışarıdan çok soğuk biri gibi dursa da kalbi korlarla kaplıydı. Dişlerini yavaşça birbirine bastırıp, "Kartın gibi konuşmayı bırak, Şeytan," dedi.
Örgütün üçüncü kurucusunun kartı, tarotta Şeytan kartıyla eş değerdi. İmparator, İmparatoriçe ve Şeytan kartlarına sahip bu üç arkadaş, bütün dünyanın düzenini değiştirecek bir örgüt kurmuşlardı.
Şeytan elini pantolonunun cebine koyarak rahat bir tavır takındı. Yaşına göre oldukça genç ve yakışıklıydı. Karşısındaki kadın hariç, bütün kadınları tek bir bakışla kendine âşık etme potansiyeli vardı. "Hadi ama, bana hak verdiğini biliyorum," derken dudaklarında çarpık bir gülümseme belirdi. "Buraya kaybetmeye gelmedik, kazanmaya geldik. Kazanmanın birinci kuralı ise kayıp vermektir."
İmparatoriçe, kurduğu örgütün içinde ölen masumlar yüzünden acı çekerken ortaklarından birinin bu denli rahat olmasından hoşnut değildi. "Kayıp vermeye senden başlayabiliriz, Şeytan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRONZ SERİSİ
Mystery / Thriller❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanl...