Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...
♜
3k oy, 3k yorum geldiğinde diğer bölüm gelecektir❤️
"İşte bu kadar!"
Büyük bir keyifle geriye çekilip satranç taşlarına elimle vurdum. Siyah ve beyaz taşlar teker teker dağıldı, Verda bana, kaybetmenin vermiş olduğu ifadeyle kollarını göğsünde birleştirerek baktı.
"Aklımı oyuna veremedim," diyerek ağzının içinde mırıldandı.
"Sonuç olarak kazandım," dediğimde kahvemden bir yudum aldım. "Bu durumda benimle konuşacaksın." Verda en son konuşmamızdan beri soğuk yapıyordu. Hayatının normalliğine devam etmek istediğini söylüyor, benim hiçbir gerçeğimi bilmek istemiyordu.
"Seni dinliyorum o zaman," derken bakışlarını benden kaçırdı. Tedirgindi. "Yasmin'le konuşup biraz olsun rahatladığım için burada kalıyorum. Fevri davranmamam konusunda haklısınız. Biz yıllardır arkadaşız."
Gözlerinin içine bakmaya çalışırken, "Sana yıllar önce bir deste vermiştim hatırlıyor musun?" diye sordum.
"Evet." Kafasını salladı. "Hâlâ kullanıyorum."
"O destenin içindeki İmparatoriçe kartı, gizli saklı olan karanlık bir örgütün kurucusuna ait," dedim tek nefeste.
Tek kaşını kaldırdı. "Sana ait değil, değil mi?"
"Örgütün kurucusu ben değilim," dedim apaçık bir dille. "Ama kart artık bana ait. Desteyi yanında getirdin değil mi?"
"Evet..." dediğinde kaşlarını anlamsız bir ifadeyle çattı. "Ben tarot bakmamı istediğini sandığım için getirmiştim."
"Peki, bana tekrardan bakmaya ne dersin?" diye sordum.
Hareleri parladı. Bu işi gerçekten seviyordu ve bu konuda çok fazla yeteneği vardı. Hemen koşar adımlarla odasına gidip dakikalar sonra tekrar geldi. Desteyi kutusundan çıkartıp güzelce karıştırdı.
"Kartlarını seç, His." Bakışlarıyla kapalı olan kartları işaret etti. "Bu sefer bütün enerjini kartlara yönlendir."
Gözlerimi kapatıp elimi kartların üzerine koydum ve tıpkı onun gibi derin hisler duyduğum kartlara dokunup seçtim. Verda kartları teker teker açarken kaşları havaya kalktı.
"Bu deste senin olduğu için hangi kartın hangisi olduğunu biliyorsun," derken eline aldığı bir kartı incelemeye başladı. "Bir işareti falan mı var?"
"Gözüm kapalıydı, Verda."
Seçmiş olduğum kartlara göz gezdirdim, en son baktığında çıkan kartların aynısını açmıştım. Verda'yı şaşırtan da bu olmuştu.
Yavaşça gülümsedi. "Ben yine de kaderinin değişebileceğine inanıyorum," dedi. "Meyan köküne ihtiyacım var. Sana bitki çayı yapsam içer misin? Bedeninin buna ihtiyacı olabilir..."
"Büyücü gibi konuşmayı bırak, beni gerçekten korkutuyorsun Verda," derken ona ciddileşen bir tavırla baktım.
"His," dedi endişeyle. "Kartların bana güzel haber getirmiyor. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."
Kartın birini aldım ve hafifçe kıvırıp keskinliğini artırırken ona doğru sertçe fırlattım. Verda kendine son süratle gelen kartı havada yakaladı. İki parmağının arasında tutarken ne yaptığını yeni fark etmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRONZ SERİSİ
Mystery / Thriller❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanl...