Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...
♜
🎨
BRONZ
Ev bazen histir.
İnsan hep evine dönermiş. Döndüğü yer, ona o güzel hisleri bahşedermiş.
Hisar Alatav bana nefretten başka bir şey hissettirmiyordu. Yine de kendimi onun yanında buluyordum. İnsan sadece sevgi beslediği kişinin yanına olmuyormuş, bunu Hisar Alatav'la öğrenmiştim. İçimdeki nefrete rağmen onu yanımda görmek istiyordum.
Neydi bu nefretin nedeni? Beni görmezden gelmesi miydi? Ya da ona bakarken başka duygular hissetmek isteyişim miydi?
Şu an nefret duygum daha da kabarmıştı fakat bu sefer Hisar'a özel değildi. Onu öpmek üzere olan Barkan Ulusoy'a karşıydı.
Olduğu mekâna gelmiştim, içerideydim ve kalabalığın arasında onu görebilmiştim. Barkan'la hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına gidene kadar ikisi yakınlaşmaya başlamıştı.
Barkan'ı omzundan tuttuğum gibi Hisar'dan uzaklaştırdım. Parmaklarım karıncalanıyordu. Sertleşen avuç içlerim kaşınıyordu. Öfke sorunu olan bir adamdım ve bu sorunu ortadan kaldırmak için birçok tedavi görmüştüm. Şimdi ise o öfke dışarı çıkmak için vakit kolluyordu.
Hisar, beni gördüğü an, az önceki yüz ifadesinden sıyrıldı. Rahatlamış hissiyle birlikte adımlarını bana attı ve aramızdaki mesafeyi kapattı. Kollarını bana dolayıp sarıldı. "Hiç gelmeyeceksin sandım."
"Keyfin gayet yerinde gözüküyordu, Hisar," dedim sert bir tonda. "Böyle mi bekliyorsun beni?"
Masum bir tavırla elini kısa bir anlığına kaldırdı. "Ben suçsuzum. Gerçekten!"
Barkan'ın yere düştüğünü kalktığında fark ettim. Odağımı Hisar'dan çekip ona dönünce, "Sen de kim oluyorsun amına koyayım?!" diyerek araya girdi.
Yüzüme baktığında beni tanımaya çalışıyor gibiydi. Gözlerini sıkça kırparken kaşlarını çattı. Bir bana, bir Hisar'a bakıyordu. Hisar'ın bana dokunuyor olmasından rahatsızdı.
"Bu kadının etrafında kimseyi istemeyen o adamım," dedim keskin bir dille. "Eğer biraz daha etrafında durursan, kim olduğumu öğrenemeden diğer tarafı boylayacaksın."
"Sikerim feriştahını," deyip tam dibimde bitti. Yüzlerimiz arasındaki mesafe azalmıştı. Pozisyonumu bozmadan ona bakmaya devam ettim. "Kız benimle. Uzak dur ondan."
Bakışlarımı Hisar'a döndürdüm. Bana sarılan narin bedenine odaklandığımda Barkan'ın da bakışları oraya düştü. "Kız seninle mi?" diye sordum. "Emin misin?"
Bu onu daha çok kızdırmış olacak ki, "Gidiyoruz His," deyip kolundan tuttu. Bu durum Hisar'ı rahatsız ederken eş zamanlı olarak beni de etmişti. Hisar'ın hiç kımıldamayıp bana sarılmasıyla lafını tekrar etti. "His! Gidiyoruz dedim!"
"Seninle gelmeyeceğim!" dedi Hisar. "Kulağımın dibinde bağırıp durma!"
"Geleceksin!" diye bağırdı Barkan.
Parmaklarım onun boynunu sardığında kendime hâkim olamadım. "Ona bir daha sesini yükseltirsen," derken yavaşça baskı uyguladım. "O sesini çıkartmanı sağlayan ses tellerini sikerim senin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BRONZ SERİSİ
Mistero / Thriller❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanl...