İyi okumalar...Yazlıkta duyulan zil sesi ile hemen kadınların bulunduğu salondan çıkıp aşağı indim. Arkamdan annemin de geldiğini fark ettim. Babam ile İsmail kapının önünde bizi bekliyorlardı, merdivenlerden inip yanlarına geldik. Babam kapıyı sonuna kadar aralayıp misafirleri karşıladı.
Erkekler baş selamı vererek büyük salona geçmişlerdi biz de kadınlar ile selamlaştık yukarıya buyur ettik. Hira Nur'un kucağında uyuyan bir bebek görünce ona yöneldim. Oğlu Melih olmalıydı.
( Hira Nur, Ömer'in dayısının kızıydı unutanlar için belirteyim dedim :) )
"İstersen onu bir odaya yatıralım."
"Çok iyi olur gelirken uyuya kaldı."
"Kıyamam ya çok tatlı maşallah Allah bağışlasın."
"Amin canım."
"Hira aslında biz yukarıya çıkacağız aynı zamanda çocuklar falan da var seslerden uyanır mı?"
"Kalabalığa alışık aslında ama çocuk sesinden pek uyuyacağını düşünmüyorum."
"O zaman bu katta bir odaya bırakalım hem ben sürekli mutfağa gider gelirim bakarım ona da."
"Olur bırakalım ama ben iner bakarım canım sen zahmet etme."
"Ne zahmeti ya bu yakışıklıya zahmet mi diyorsun."
Alt katta bulunan boş bir odaya Melih'i yatırıp odadan çıktık.
"Hira Ömer'i göremedim sizinle gelmedi mi?"
"Onlar Yusuf ile dışarda bulunan memurlar ile görüşüp geleceklerdi."
Hira lafını bitirdiği an zil tekrar çaldı Hira'ya yukarı çıkmasını söyleyip kapıyı açmaya gittim. Kapının kulpunu çevirip sonuna kadar araladım Yusuf önden geçip selam verdi ona direk karşıda ki salona geçmesini söyledim.
Yusuf gidince gülümseyerek kapıya döndüm ve Ömer'i gördüm. İstemede olduğu gibi takım elbise giymiş gülümseyerek bana bakıyordu.
"Hoşgeldin!"
"Hoşbulduk güzelim nasılsın?"
"Çok iyiyim ve heyecanlıyım. Sen?"
"Ben elimden geldiğince heyecanımı bastırmaya çalışıyordum lakin seni görünce pek de beceremediğimi fark ettim çok güzel olmuşsun."
"Ya Ömer teşekkür ederim ama deme şöyle şeyler ne yapacağımı şaşırıyorum."
"Bir hafta sonra ben şöyle şeyler deyince sarılsan yeter gün ışığım."
"Eveet konu haftaya geldiğine göre sizi şöyle salona alalım beyefendi."
"Tabii hanımefendi."
Ömer salona geçince bende yukarıya çıktım gelen misafirlere tekrardan hoşgeldiniz deyip sohbete katıldım.
..........
Fark ettiğim şeyle yanımda duran Demet'i dürttüm. Bana dönüp kafasını ne oldu diyerekten salladı.
"Şu çaprazımızda duran kadının sürekli sana baktığını ve gülümsediğini fark ettim ama öyle tatlı tebessüm ediyor ki içim ısındı kadına."
Demet çaktırmadan dediğim kadına bakınca göz göze geldiler kadın dediğim gibi sıcacık tebessüm edince Demet de aynı şekilde karşılık verdi.
"Evet çok sıcakkanlı birine benziyor ama inşallah altından bir şey çıkmaz."
"Ben Aslı ablaya sorarım şimdi kimmiş diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Teen Fiction"Bir an önce evlenip sana doyasıya sarılmak elini tutmak özgürce yaşamak istiyorum çok mu şey istiyorum yani?" "Sabreden derviş muradına ermiş canım." "Sen bana canım mı dedin?" "Öyle mi dedim olabilir." "Defne" "Efendim" "Seni çok seviyorum iyi ki...