İyi okumalar..."Bak şu Allah'ın işine be Ömercik, tam da söz gününe denk geldim ne tesadüf. Sana elbet bir gün karşılaşacağımızı söylemiştim ve o gün senden çok sevdiğini alacağımı da söylemiştim. Sevdiğine elveda de Ömercik çünkü o çoktan melek oldu, aynı Selinim gibi."
Ömer defalarca okuduğu notu elinde buruşturup fırlattı. Öfkeden gözü dönmüştü artık, önünde bulunan masayı tuttuğu gibi devirdi. Sandalyeleri tek tek yere fırlattı, öfkesini haykırırcasına bağırıyordu.
Dışarıda ki sesleri duyan ev halkı korku ile koştur koştur bahçeye çıktılar, Ömer'i gören herkes şaşkınlık içinde kaldı. Fatih Bey, Melek Hanım ve Yusuf hemen yanına koştular.
"Oğlum dur ne yapıyorsun?"
"Ömer ne oldu annem ne bu halin?"
Ömer onları duymuyordu kendi kendine söylenip dolanıyordu hırsını alamayıp evin duvarlarını yumruklama başladı.
"ŞEREFSİİZ SENİ BİR ELİME GEÇİREYİM DOĞDUĞUNA PİŞMAN EDECEĞİM LAN, SENİ KENDİ ELLERİMLE GEBERTECEĞİM."
Ömer iyicene kendini kaybetmeye başlamıştı, Melek Hanım bulunduğu yere çöküp ağlamaya başladı oğlu ne hâle gelmişti neden böyleydi hiç bilmiyordu.
Fatih Bey ile Yusuf Ömer'in kollarından tutup çekiştirmeye başladılar.
"Bırakın beni bıraak o şerefsizin emmidiği sütü burnundan getireceğim bıraak!"
Demet Ömer'in adeta çıldırmış halini görünce koşarak eve girdi, tüm odalara bakmıştı ama Defne yoktu bu daha çok korkmasına sebep oldu. Defne için yanına aldığı sakinleştirici iğneyi çantasından alıp tekrar bahçeye çıktı.
Yusuf'un yanına gidip Ömer'in kolunu açmasını istedi. Zar zor tuttukları Ömer'in gömleğini kıvırıp kolunu açığa çıkardılar. Demet iğneyi hemen koluna geçirdi.
Sakinleştirici etkisini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı Ömer etrafa baygın bakışlar atıyordu, kolunu dahi kaldıramıyordu.
"Ömer, oğlum ne oldu neden sinirlendin?"
"Baba"
Sesi titreyerek fısıltı şeklinde çıkmıştı, ağlayamadığından gözleri kan çanağı gibiydi.
"Söyle oğlum."
"Baba be-ben koruyamadım be-benim yüzümden."
Can çekişir gibi kendini sıkarak konuşuyordu. Fatih Bey korkulu gözler ile oğluna baktı.
"Neyi koruyamadın oğlum lütfen anlat her şeyi bak herkes merak ediyor."
"Defnemi koruyamadım, kaybettim onu, o şerefsiz onu öl- öldürdüm dedi. Ölmedi değil mi baba öldürmemiştir yaşıyordur değil mi?"
Fatih Bey duydukları ile çakılı kaldı. Kafasını Yusuf'a çevirdi o da aynı şaşkınlık ile ona bakıyordu ama hemen kendini topladı. Demet ağzından kaçan hıçkırığa mani olamamıştı.
"Yaşıyordur tabii hem sen polissin topla kendini, bir şerefsizin sözüne mi inanıyoruz biz Ömer. Kalk ayağa kendine gel beraber bulacağız Defne'yi."
Fatih Bey ile Yusuf Ömer'i kaldırıp sandalyelerden birine oturttular.
"Yusuf herkes bize bakıyor merak ettiler ne olup bittiğini ben Mehmet'e nasıl diyeceğim adam daha geçen kalp krizinden döndü."
"Fatih amca sen burda bekle ben onlar ile konuşacağım. Demet sen de ambulansı ara ne olur ne olmaz."
Demet eliyle göz yaşlarını sildi, başını sallayıp hemen ambulansı aradı ardından Yusuf ile beraber Mehmet Bey ile Hilal Hanım'ın yanına gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Genç Kurgu"Bir an önce evlenip sana doyasıya sarılmak elini tutmak özgürce yaşamak istiyorum çok mu şey istiyorum yani?" "Sabreden derviş muradına ermiş canım." "Sen bana canım mı dedin?" "Öyle mi dedim olabilir." "Defne" "Efendim" "Seni çok seviyorum iyi ki...