İyi okumalar...En son da bulunan açıklamayı okumayı unutmayın...
Düğüne çok az bir zaman kalmışken Ömer bir ev bulduğunu ve gidip görmemiz gerektiğini söylemişti. Eve gittiğimiz de o kadar beğenmiş ve o kadar içime sinmişti ki hemen işlemlere başlamıştık. Cuma günü dayımlar geleceği için çarşamba günü -yani bugün- kızları ve annemleri alıp yeni evimize temizliğe gittik.
Eylül'ün ilk günüydü ve böyle güzel bir başlangıç yapmak çok fazla keyif veriyordu. Ömer ve benim, bizim evimizi temizliyorduk resmen. Annem, Melek annem ve Büşra teyze alt katı almış temizliyorlardı. Demet, Elif, Nisa ve Aslı abla sağ olsunlar yardıma gelmiş üst katı hallediyorlardı. Bense mutfağımı almış keyifle işime koyulmuştum.
Kendimi kaptırmış bir şekilde temizlik yaparken bir an da belime sarılan kollar ve yanağımda hissettiğim öpücükle korkup ufak bir çığlık atmıştım. Elim de bulunan ıslak bezle -nasıl olacaksa- savunmaya geçip arkamı döndüm.
"Ömer!"
Çığlığımın çok da ufak olmadığını koşarak mutfağa giren annemlerden anladım. Bezi tutmayan diğer elim kalbimde Ömer'e bakıyordum.
"Kızım ne oldu, niye çığlık attın?"
"Oğlum sen ne zaman geldin?"
Ömer bir elini ensesine götürüp kaşıdı, mahçup bakışları hepimizin üzerinde gezindi.
"Ben temizliğe dalmışım Ömer de arkamdan sessizce gelince korktum, çığlık attım."
Annemler olayı anlayıp temizliğe geri dönmüşlerdi. "Güzelim özür dilerim, ben düşünemedim." Yerde duran su şişemi bana uzattı. Sudan bir kaç yudum alıp geri yerine bıraktım.
"İyiyim iyiyim. Rica ediyorum böyle ani hareketler yapma. Ya elimde sert bir şey olsaydı da kafana atsaydım?"
Bu dediğimle gözlerimiz elimde duran ıslak beze kaydı ve gülmeye başladık. "Haklısın."
"Sen ne için gelmiştin?"
Kapıya göz atıp yanıma geldi ve kollarını sakin bir şekilde belime sardı. "Bir ihtiyacınız var mı diye bakmaya geldim ama asıl sebep seni çok özledim. Yemeğin üzerinden üç gün geçti ama bu üç günde bir yandan evin işleriyle uğraş dur bir yandan düğün hazırlıkları çok daraldım. Biliyorsun gerilmeye gelemiyorum ben de biraz sakinleşmek için sana geldim."
Ellerimi kirli olduğu için üstüne sürmemek adına ters bir şekilde kollarına bıraktım. "Uzun bir şekilde sakinleşsen iyi olur çünkü bu evin temizliği ve hafta sonu dayımların gelmesiyle hiç göremeyeceksin. Hatta biz kına gecesi anca görüşebiliriz diyebilirim."
Ömer'in suratında ki korkulu ifâde çok komikti. "Yapma güzelim, ben kafayı yerim bu gerginliğin içinde. Ne yapar eder görürüm ben seni anlaşalım bu konuda."
"Defne şunları ne yapayım be-" Demet mutfağa girip bizi görünce lafı yarım kalmış hemen arkasını dönmüştü. "Ayy özür dilerim öyle dan diye girdim." Hemen geri çekilip kendime çeki düzen verdim.
"Demet saçmala döner misin!?"
Yavaş yavaş tek gözü açık bir şekilde bize döndü elinde ki kartonlarla. "Hoş geldin enişte bey."
"Hoş bulduk baldız, kolay gelsin."
"Kolaysa başına gelsin diyeceğim de olmayacak. Canım çıktı temizlik yapmaktan. Biz neden kimseyi çağırmadık ki, hayır yani robot muyuz ne bu özgüven canım aaa!" Demet'in sitem dolu cümleleri başlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/101945429-288-k800947.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Teen Fiction"Bir an önce evlenip sana doyasıya sarılmak elini tutmak özgürce yaşamak istiyorum çok mu şey istiyorum yani?" "Sabreden derviş muradına ermiş canım." "Sen bana canım mı dedin?" "Öyle mi dedim olabilir." "Defne" "Efendim" "Seni çok seviyorum iyi ki...