İyi okumalar...Bir hafta sonra
Fizik tedaviye başlayalı bir hafta olmuştu, Ömer ile düzenli olarak gidip geliyordum ama sorsanız on dakikadan fazla görüyor musunuz birbirinizi, ne yazık ki yok derim. Merkezde işleri o kadar yoğundu ki ne arayıp ne de bir araya gelip konuşabiliyorduk sadece tedavi için beni evden alıp aynı şekilde tedaviden eve bırakıyordu o sıra arabada birbirimizi görüyorduk ki bu da fazla bir zaman değil ve doğru dürüst konuşamıyorduk bile.
Bugün yine tedaviden geldikten sonra direk merkeze gitmişti bende annemlere yardım ediyordum Ömer'in kuzenleri bugün geçmiş olsuna gelecekti.
"Defne sen içeriye gider misin biz Hilal sultan ile hallediyoruz hem yeni geldin tedaviden yorgunsun dinlen."
"Ama ben iyiyim hem oturduğum yerden yapılacak olan şeyler varsa verin de yapayım."
"Yok kızım oturarak yapılacak iş, hadi geç içeri."
Ters ters bakıp doktorun verdiği değneklerimi elime aldım ve ayaklandım yavaş yavaş mutfaktan çıkıp salona geçiyordum ki kapı çaldı yönümü o tarafa çevirip mutfağa doğru seslendim "Bakıyorum!" kapıya varınca kolu çevirip açtım Melek annemler gelmişlerdi.
"Hoş geldiniz annecim."
"Selamun aleyküm, hoş bulduk güzel kızım nasılsın?"
"Aleyküm selam çok şükür iyiyim anne siz nasılsınız babamlar nasıl?"
"İyiler onlarda, tabii bizim oğlan yine döndü merkeze yüzünü gören cennetlik."
"Çok yoğunlar anne ya araba da gidip gelirken konuşabiliyoruz anca çok yorgun görünüyor diyorum gelme ben gider gelirim ama yok dinletemiyorum."
"Ah kızım ah bilmez miyim huyu böyle ne yapacaksın."
"Ay kusura bakmayın böyle ayakta tuttum sizi geçin lütfen."
"Ay yenge yabancı mıyız sanki annemle aşk olsun."
"Olur mu öyle şey değilsiniz tabii."
Ayakkabıları çıkarıp terlik giydiler mutfağa doğru benimle beraber yavaş yavaş yürümeye başladılar.
"Kızlar ile konuştum birazdan burada olurlarmış. Sen niye oradan oraya gidiyorsun yoruyorsun kendini senin gidip dinlenmen lazım kızım."
Tam cevap verecektim ki annem benden önce mutfaktan konuştu.
"Laf dinletemiyoruz ki biz! Kendi bildiğini okuyor!"
"Hilalcim desene bizimkiler birbirini bulmuş tencere kapak misali."
"Öyle öyle."
Mutfakta sandalyelerden birine oturup annemlerin hep bir elden kızlar için yaptıkları yiyecekler ile uğraşmalarını izledim. Bir yirmi dakika sonra zil çalınca tam ayaklanıyordum ki annemin yetmedi Melek annem, Demet ve Elif'in bakışlarını görünce sakince yerime geri oturdum. Bir bakışları var sanki ne yaptım yahu.
..........
"Doktor ne dedi peki Defnecim bir süre verdi mi?"
"Tahminen 3-4 hafta dedi abla ama benim gayretime bağlı işte bir hafta bitti bakalım inşallah."
"Tabii ki senin gayretin, inancın çok önemli ne kadar istekli olur, çaba gösterirsen o kadar iyi sonuç alırsın."
"Defne abla çok geçmiş olsun duyduğum da o kadar üzüldüm ki sürekli dua ettim."
"Allah razı olsun Nisacım bizim de başımıza gelen bir sınav işte."
"Gün ışığı, Ömer abi ile ne zaman evleneceksiniz çabuk evlenin ama ben gelinik giymek istiyorum. Annem bana çook güzel bir gelinlik aldı biliyor musun? Böyle bembeyaaaz üstünde minik minik pembe çiçekler var buraya gelirken giyip sana göstermek istedim ama annem izin vermedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Fiksi Remaja"Bir an önce evlenip sana doyasıya sarılmak elini tutmak özgürce yaşamak istiyorum çok mu şey istiyorum yani?" "Sabreden derviş muradına ermiş canım." "Sen bana canım mı dedin?" "Öyle mi dedim olabilir." "Defne" "Efendim" "Seni çok seviyorum iyi ki...