İyi okumalar...DEFNE'DEN
Alışverişin üstünden üç gün geçmişti ama bizim de üstümüzden tır geçmişti sanki. Ne kadar zormuş evlenmek, Allahtan bir kere evleniyorsun yoksa bu zorluk her zaman çekilmez. Aslında zorluk dediğime bakmayın çok kıymetli bir zaman. İşin garip yanı her şeyimiz hazırdı sadece bir evimiz yoktu.
Akşam olmuştu odama geçmiş bu sakin ve huzurlu ortamda elime raflardan bir kitap seçmiştim. Yatağıma uzanıp kitabın ilk sayfasını açmıştım ki odamın kapısı bir an da açılıp içeriye Demet -pardon bir adet kırmızı boğa görmüş gibi olan Demet- girince irkilmiştim.
"Ne oluyoruz, ne bu şiddet bu celal?"
Sinirle yatağıma gelip oturdu hızlı hızlı nefes alıp veriyordu gözler desen alev topu, korkmadım değil şimdi.
"Bu adam beni sinir etmek için gelmiş dünyaya gerçekten!"
"Yusuf mu?"
"Başka kim olacak?! Sinir şey!"
"Sakin ol ve anlat, daha bir kaç gün olmuşken neden tartıştınız?"
"Tutturdu annesine beni söyleyecekmiş bana da gelmiş diyor ki sen de annene söyle."
"Eee ne var bunda?"
"Ya Defne daha biz bile iki üç gündür beraberiz ben şimdi öğrenmelerini istemiyorum çünkü Yusuf'la birbirimizi tanımıyoruz ki gidip söylesek aileler birbirini tanımak isteyecek. Bir süre sonra hadi evlenin artık diyecekler ve bu süreçte biz doğru dürüst birbirimizi tanıyamacağız. Ben hiç söylemeyelim demiyorum ki sizin şu düğünü atlatana kadar bir şey söylemeyelim, birbirimizi daha yakından tanıyalım sonra ailelere söyleriz diyorum ama beni anlamıyor."
"Sen de kendince haklısın ama çokta uzatmayın bu süreci. Yusuf'a da aynen böyle mi söyledin peki?"
"Evet."
"Emin misin?" Hiç inanmamış gibi sordum.
"Yani o sırada tartışıyor bulunuyorduk ama aynen böyle söyledim."
"Yusuf neden kabul etmedi ki acaba?"
"Ya bir de gelmiş en sonunda bana diyor ki 'Peki söylemeyelim, ben de annemin benim için bulduğu kızlar ile görüşmeye gideyim.' dedi ve suratıma kapattı inanabiliyor musun?"
Sonlara doğru sesi titremeye başlamıştı. Ellerini tutup bana bakmasını sağladım.
"Sence Yusuf böyle bir şey yapacak insan mı? Seni sinir etmeye çalışmış ama kırılacağını düşünememiş. Bak ne yapalım biliyor musun, yarın akşam Ömer'le Yusuf'u çaya çağıralım siz de yüz yüze sakin, güzel bir şekilde konuşun ama tartışmadan ve birbirinizin sözünü kesmeden olur mu?"
"Yarın akşam nöbetim var bir sonra ki akşam olsun."
"Tamam olsun, bu arada Umut Yusuf'u biliyor mu?"
"Hayır ya daha söylemedim, açıkcası söylemeye de korkuyorum. Ömer'i öğrendikten sonraki tepkisinden sonra."
Aklıma gelen eski anılarla kendime engel olamayıp gülmeye başladım.
"Ne oldu neye gülüyorsun sen?"
Gülmemi zar zor durdurup derin bir nefes aldım.
"Aklıma yangın tüpü olayı geldi. Umut Yusuf'u duysa neler yapar neler, düşünemiyorum."
Tekrar gülmeye başlayınca Demet kocaman açılan gözleriyle bana bakıyordu.
"Yok canım daha neler yapmaz öyle şeyler. Tabi senin tuzun kuru evlendiğin için bir şey yapamıyor Ömer'e. Allah korusun bir şey yapmaya kalksa boğaz boğaza gelir onlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADENİZ RÜZGARI
Jugendliteratur"Bir an önce evlenip sana doyasıya sarılmak elini tutmak özgürce yaşamak istiyorum çok mu şey istiyorum yani?" "Sabreden derviş muradına ermiş canım." "Sen bana canım mı dedin?" "Öyle mi dedim olabilir." "Defne" "Efendim" "Seni çok seviyorum iyi ki...