14.Bölüm

112 13 9
                                    

Canım arkadaşım bu bölümü sana ithafen yazdım.  Doğum günün kutlu olsun... G.A




" bana bir neden söyle "diye sordum

"Su soğuk hem kasımda denize girilmez,  donarsın . " Haklı, haklı olması vazgeçeceğim anlamına gelmezdi.

"Son bir haftamı hani istediğim gibi yaşayacaktım. Burdan gidince denize girmediğim için hep içimde kalır. "

"Hayır hasta olursun yazın gelince girersin " baranın gözlerinin içine bakarak bir bacağımı trabzanın dışına çıkardım. Diğer bacağımıda çıkarıyordum ki baranın " tamam gir ama önce şu kolunu saralım yoksa tuzlu su yakar "dediğinde otuz iki diş gülümsedim.
Girme deseydi eğer yine girecektim  burada yüzümü gülümseten şey  baranın benim kolumdaki yarayı düşünmesiydi.

Ben bile o kadar önemsemiyordum ve bu yüzden denizden çıktığımda acı çekmek zorunda kalacaktım.

Baran garsondan film streç istedi bende o sırada sağ kolumu sıyırdım.
Baran dikkatlice sardı kaç kat sarmıştı sayamadım.
Sarma işlemi bitince beraber alt kata indik terasta atlama yeri yoktu ve teras fazla yüksekti.

Her şey hazırdı sadece benim denize atlamam kalmıştı.
Artık  o unutumak üzere olduğum tuzlu suyla birleşmeye hazırdım.

Bir dakika ya nasıl unuttum. Garsondan telefonumu getirmesini söyledim.
Gelen telefonla  tam olarak hazırdım.
Garsondan denize atlayışımdan başlamasını ve ben dur diyene kadar  çekmesini istedim.

Derin bir nefes aldım ve atlama tahtasının sonuna kadar yürüdüm.

"Atlıyorum "dedim

"Atla "dedi

Önüme döndüm ve kendimi istanbulun soğuk sularına bıraktım.

Vücudumun suyla birleşmesi sanki çölde saatlerce yürümüş çölün ortasında gördüğüm denize koşmak gibi bir şeydi .serap olduğunu biliyordum yinede vazgeçmiyor çölün ortasındaki denize girmek istiyordum. Denize atladım serap değildi gerçekti.
İyiki pes etmemiş suyun tüm taneciklerin bedenime dokunmasına izin vermiştim.

Denizin içinde zorda olsa gözlerimi açtım.
Üste çıkmaya çalışmıyordum çünkü deniz altının her zerresini incelemek ve görmek istiyordum.
Balıklar her şeyden habersiz yüzdüklerine şahit oldum.

Kafamın üzerine oluşan hareketlilikle yukarı baktım baran arkamdan gelmişti.

Baranı görmemle yukarı yüzmeye başladım ancak baran beni sol bileğimden yakalayıp yukarı çekti.

Yüzeye çıktığımızda önce ikimizde derin bir nefes aldık.

"Yüzüme bilmediğini niye söylemiyorsun ?! " yüzme bilmediğimi düşünerek arkamdan atlamıştı.
Baranın belimdeki kollarında kurtularak en güzel cevabı verdim.
Bir kaç metre ilerisine yüzdüm.

"Yüzme bilmesem atlar mıyım? "
Islak saçlı iken de yakışıklıydı.
Saçları her türde ayrı bir yakışıyordu.

"Senin yanında delirmemek elde değil " öfkelenmişti kasları yine çatılmıştı.
Yata doğru yüzmeye başlayınca denizin dibine tekrar daldım.

Baran tekrar daldığımı görünce denizde kalmaya devam etti.
Biraz yaramazlık yapmaktan bir şey olmazdı.

Denizin dibinden gizlice barana doğru yüzdüm.
Hızla baranın bacağına yapmıştım ve kendimi serbest bıraktım.
Baranı dibe çekmiştim.

Nefesimi tuttuğum için gülemiyordum da .

Baranı dibe çektikten sonra hemen uzaklaştım.
Baranın denizin altında bile kaşları çatıkttı.

HAYALPERESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin