17. Bölüm

106 14 1
                                    


Merhaba sevgili okuyucularım bugün size küçük bir sürpriz yapmak istedim...  İçimden geldi.

  Takip etmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayınız.

Özellikle bu bölüm hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum

Tahminlerinizi bekliyorum.

Takip etmeyi unutmayınız , iyi geceler canlarım.







Bir insan ölümü bu kadar çok ister mi ? İster.
Dünya'da sevdiği kalmayınca dünya hiç çekilmiyor.
Ölümün ise bilinmeyen iki kuralı vardır; birincisi intihar edip cehenneme düşmek ,   ikincisi eceliyle ölmek ve  cennette girmek.

Sevdiklerimin Cehennemde olduğunu bilsem bu yaşıma kadar beklemeden yanlarına giderdim.
Anne ve babamın cennette olduğunu hissediyorum bu yüzden dedemin beni öldürmesi bana yapacağı en büyük iyilik olurdu.

"Torunum!" Dedemin gür sesini duymamla akınla aynı anda arkamıza döndük.
Siyah minibüsün önünde ellerini arkasında bağlayarak tüm heybetiyle duruyordu. Yanında gezdirdiği adam sayısı görmeyeli artmıştı.

Akınla beraber yanına doğru  emin adımlar atmaya başladık.
İçimde en ufak bir korku olmaması normal mıydı  ?
"Dede , babaannem nerede ? "

" Kızım nerelerdeydin seni çok özledik , babaannen evde seni bekliyor " diyerek bana sarıldı.
Bende formaliteden karşılık verdim.

" Halit baranın dediklerini kafana sokmuşsundur umarım , yoksa olacaklardan biz sorumlu değiliz " dedi akın , akından hiç duymadığım bir ses tonuydu.
Baran dedemle  ne konuşmuş olabilir ki ?

" Hadi gidelim kızım " dedemden kızım kelimesini duymak tüm babalara hakaretmiş gibi geliyordu.

Korumalardan biri minibüsün kapısını açtı ve geçmem için bekledi.
İki adım geride duran akına sarıldım." İyiki seni tanımışım " dedim.
"Her zaman yanındayım unutma , tamam mı? " Dedi ayrılırken.

"Yine gel , daha yapacaklarımız bitmedi ." Sadece başımı saklamakla yetindim.
Gözüm akının arkasında duran Tunaya kaydı. Tunayla muhabbetimiz oldu bir çok kez yüzüne kapı bile  çarpmışlığım var.
ona veda etmeden gidemezdim.

Tuna biraz çekimser görünsede umusamadan sarıldım."elveda Tuna artık yüzüne kapıyı çarpan biri olmayacak " dedim ve ayrıldım.

Minibüse binmeden önce arkamı son kez döndüm. Akının mutsuzluğuna içim acımıştı.
El sallayarak araca bindim ve hikayem tamda oracıkta bitti.

Araçta dedem tam karşımda oturuyordu , gözlerini bana dikmişti.
Maskesini yavaş yavaş çıkartıyordu.

"Babaannem biliyor mu geleceğimi ? " Diye sordum.

" Kes sesini , konağa gidince konuşacak çok vaktimiz olacak "dedi sertçe.

En son veda ettiğim urfayı izlemeye başladım. Bizim konağa gideceğimizi düşünüyordum ancak farklı yollardan geçiyorduk.

"Nereye gidiyoruz ? " Cevap vermeyince her şeyi akışına bıraktım.
Kurbanlık koyunun kesileceği kasaba gittiği gibiydim. giderken olacakları bildiğim için durgundum.

Şehirden uzakta bir konağa gelmiştik . Araçtan indiğimde etrafa göz gezdirdim.
Şehirin kenarında bir kaç tane konağın bulunduğu bir yerdi.
Dedemle birlikte avluya kadar yürüdük .
Korumalarda avluya gelmişlerdi. Benim kaçmamam için tehditler savuracaktı.

Bekledim ancak dedem konuşmuyordu sırtından silahını çıkardı.
İşte sonumun geleceğini biliyordum , gözlerimi ısrarla açık tuttum ve gülümsedim.

HAYALPERESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin