Akın ve ömer aralarında konuşmaya başladı, tarıkın kulağı da onlardaydı. Ferman ve eylülün ara ara bakıştığını konuşmak istediklerini ancak kimin ilk cümleyi kuracakları konusunda muamaydı.
"Bakıyorum da bizden kurtulacağın için çok mutlusun " baran kulağıma fısıldadı. Yönümü barana çevirdim. O nasıl bir cümleydi.
"Sizden kurtulacağımdan değil, memleketime döneceğim için mutluyum."
"Yani bizden istesende kurtulamayacağını bilmenide isterim." Dedi pis pis sırıtırken , bende onun gibi sırıtarak " istemiyorum zaten ama sende ben istersem ortadan öyle bir kaybolurum sen bile bulamazsın , bilmeni isterim. " tek kaşını kaldırdı.
"Sen öyle zannet "bugün baranın gıcıklığı üzerindeydi.
"Sende öyle zannet " dedim ve başımı diğer tarafa çevirdim.
Fermanla eylül masadan ne zaman kalkmışlardı. Etrafa baktığımda çardağa geçtiklerini gördüm. Sanırım özel konuşacaklardı.Tarık ve akın santranç oynamaya başlamışlardı. Ömer yine kaybolmuştu.
"Artık ziyarete geldiğimde yemeğe davet edersin."
" düşünmem lazım " onun geçen sefer yaptığını unutmadım zaten.
O kadar hazırlık o kadar yemek boşa gitmişti."Düşün bakalım "
"Geçen yemek olayını hâlâ unutmuş değilim. " ikinci bardak çayımı karıştırdım " dedem o gün sizin için hazırlanmaktan kabristana gitmedi."
"O gün için üzgünüm ama bu dedenin suçu, benim kimsenin evine gitmeyeceğini bildiği halde hazırlık yapmış ve ben geleceğimden bile bahsetmedim. "
"Neden sen padişah mısın da kimsenin evinde yemek yemiyorsun " söylediğimle küçük bir kahka attı.
"Nerden bileceğim beni zehirlemeyeceğini , biliyorsun ki çok fazla düşmanım var " gülme sırası bana geçmişti.
"Oldu bir de yanında kahyayla da gez tam olsun " biraz sesli güldüğüm için akın ile tarıkın dikkatini çekmiş olabilirim.
"Gezdiriyorum zaten o kadarını da düşündüm " yemeklerde zehir olup olmadığını tattırmak için kendiyle birini mi gezdiriyordu.
"Dalga geçiyorsun herhalde "
"Geçmiyorum ciddiyim."yüzüne bakınca gerçekten de ciddi olduğunu gördüm.
"Akını yanımda gezdiriyorum hala farkedemedin mi ?" O kadar basitmiş gibi söyledi ki sanki tüm istanbul 'da bu sıradan bir şeymiş gibiydi."Bir daha ki yemekte dikkat et , akın ne görse saldırdığı için onun yemesini bekliyorum. Akına bir şey olmayınca bende başlıyorum " cümlenin son kelimelerinde ciddiyetini daha fazla koruyamamıştı.
Beraber kahka atınca bahçedeki tüm gözler üzerimize çevrilmişti.
Baranla biraz daha sohbet ettikten sonra herkes odalarına dağılmıştı. Sadece baranla ben kalmıştım.
Masadan kalkıp çardağa adımlarken aklıma gelen fikirle adımlarımı durdurdum. Neden durduğumu baran da merak ediyordu.
Ayakkabılarımı çıkartıp kenara koydum. Bol pijamamı kalçama kadar sıyırıp havuz kenarına oturdum ve bacaklarımı suya soktum."Sende gelsene " oda benim gibi ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı. Parçalarını sıyırmadan ayaklarını suya koydu.
Bacaklarıma baktığını gördüm normalde rahatsız olmalıydım ama nedenini bilmediğim bir şekilde rahatsızlık duymamıştım."İyileşiyorsun " gözlerini bacaklarımdan çekti.
"Evet vücudum eski haline dönüyor. İzler geçiyor. " bacaklarımı havuzun içinden sallamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST
Novela JuvenilBir adam kardeşi için hayatından vazgeçer , bir kadın hayallerine ulaşmak için sevdiklerinden vazgeçer. Adam ayağındaki prangalardan kurtarmak için kadını tehlikeye atarsa ve kadın bunu hayallerine ulaşma yolunda ilk adım sayarsa , kendilerini bamba...