35. Bölüm

66 15 2
                                    

Uzun bir bölüm sizi bekler çiçeklerim

Bu bölüm ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum. Düşüncelerinizi yazabilirsiniz.

Iyi okumalar 🌼🌻🌼🌻

Ferman araca hemen binmemişti tunayla tartıştıklarını duydum.

"Gül hanımı hiçbir yere götüremezsin " diyordu , ayağa kalkıp onları susturmaya bile halim yoktu.
İstediklerini yapmalarında özgürler.

"Tuna çekil önümden , yeğenimi daha fazla burada durmasına izin veremem. "  ikiside sustu. " lan kızın halini görmüyor musun ? " yine sessizlik oldu hemen ardından ferman araca binip aracı çalıştırmıştı.
Tunaya ne olduğunu bilmiyordum. Yolda giederken Ferman birini aradı ve evine bir doktor gönderilmesini istedi.
Evi mi vardı ? Buna bile kızacak veya tepki verecek halde değildim.
Yaklaşık yedi dakika sonra  araç durdu.

Araçtan indim bahçeye bakmadan  eve girdim. Hiçbir şeyi incelemek istemiyordum.
Tek derdim annemi eski haline döndürmekti.
Eve girdiğimizde ferman beni kapının girişinde bırakıp ışıkları açmak için uzaklaştı.
Salon tamamen aydınlanınca tekrar yanıma gelip beni koltuklara oturttu.

O kadının sesi aklımdan çıkmıyordu.  Ben aile terbiyesi almamış biriydim , benim annemi tanıyorlarda mı öyle konuşuyorlardı. Benim annemin eylülle ne ilgisi vardı.

Ben büyüklerimle nasıl konuşacağımı , nerde nasıl davranacağımı bilmeyen bir kızdım.  Niye çünkü başımda annem yoktu niye çünkü başımda babam yoktu.  peki ben niye varım ki.

"Çiçeğim al iç " ferman bir bardak suyu bana uzatmış tepki vermemi bekliyordu.
Elimdeki fotoğraf parçalarını bir kenara indirip bardağı elime aldım.
Ellerim hala titriyordu bu seferde uzun süreceğine benziyordu.
Ferman bardağın titrediğini görünce elimden aldı ve kendi elleriyle içirmeye başladı.

Su boğazıma iyi gelsede kalbime iyi gelmemişti.

Bardağı orta sehpaya indirdikten sonra titreyen elimi tuttu.

"Ellerinin titremesi hala geçmedi, hadi  kalk bir hastaneye gidelim " dedi benim için endişelenmişti.

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Psikolojik nedenli bir titreme ,  birazdan geçer. " boğazımdaki yumru yüzünden ses tonum değişmişti.
Ağlamak istiyordum ancak ağlayamıyordum.
Ferman beni salonda yalnız bırakıp bir yere giiti. İki dakika sonra elinde bant , yapıştırıcı gibi şeyler ile birlikte salona döndü.

"Hadi bak üzülme eskisi gibi yapacağım. " derken kenara indirdiğim parçaları orta sehpaya dizmeye başladı.
Evet fotoğrafı parçaladıkları için üzülmüştüm ancak beni üzen  , kıran ise anneme yapılan hakaretlerdi.
Annem bunları haketmiyordu.

"Gül biliyor musun , bu fotoğrafın çekildiği günü hatırlıyorum. Damdan sizi izliyordum." parçaları bir puzzle gibi tek tek dizip yapıştırmaya başladı.
Annemin bulunduğu kısmı o kadar küçük parçaya ayırmıştı ki birleşse bile annem artık net değildi.
Bacaklarımı karnıma  çekip başımı dizlerime koydum ve fermanı izlemeye başladım.

Arada doktor gelmişti ve tansiyon , diyabet vb. Gibi testleri yapıp gitmişti.
Şeker oranım normal olsada tansiyonum yüksek çıkmıştı.
O kadar sinirden sonra gayet normaldi. Verilen ilaçları yedikten sonra salonun çok sıcak olduğunu farkettim belkide tansiyondan dolayı vücut ısım artmıştı.

"Bahçeye çıkıyorum " dedim ve çıktım  mavi ledlerle süslenmiş havuzun önünde duran üç şezlongtan birine geçip ucunda oturdum. Kollarımı bacaklarıma sarıp başımı dizlerime koyup ışıklı havuzu seyretmeye başladım. Havuza bile haksızlık ediyordum.  Şu havuz bile benim kalbimdeki kırıklara şahit oluyordu.

HAYALPERESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin