Canımın hiçbir şey istemediğini söylesemde , akşam yemeğini kendimi zorlayarak yiyordum. Almam gereken ilaçlar yüzünden yemek zorundaydım.
Az önce yelize biraz sert davranmıştım ama oda abarttığımı söylemeseydi.
Yelizden sonra baranın iknasıyla odama geçmiştik. Baran yatağın üzerinde uzanmamı saçlarımı ise geriye doğru yatırmamı istemişti.
Dediğini yaptım saçlarım geriye uzatıp uzanmıştım.
Saç kurutma makinasıyla tarak kullanmadan kurutmaya başlamıştı.
Gerçektende canım acımıyordu , saçlarım çekiştirmiyor adeta ciddi bir iş ile uğraşıyor gibi kurutuyordu.
Saçım tamamen kurumuştu hayatımda hiçbir zaman bu kadar kurutmamıştım. Yazın ıslak saçla gezerdim beş dakikada kuruyordu.
Tamamen kuruduktan sonra baranla birlikte salona inmiştik.Yeliz yanıma gelip benden özür dilemişti. Ben pişman olduğunu düşünüyordum ama işin aslını anlatınca anladım.
Beni bilerek kızdırmış , sinirlenince veya öfkelenince ellerim titriyor mu ? Test etmek istemiş.
Böyle testler ederek nedenini anlayabileyeceğimizi söylüyordu.
Doktorluk iç güdüsüyle yaptığını düşünerek konuyu fazla uzatmadım
Özrünü kabul ettim.
Bir şeyler yedikten sonra ağrı kesicilere kavuştum. Vücudumda bulunan yaralar içinde ekstradan krem sürdük.
İşimiz bitince yeliz ellerini yıkamaya gitmiş bende salona inmiştim.
Baran benim salona indiğimi farkedince konuşmayı kestti.
Akın ve ömerle ne konuştuğu beni ilgilendirmezdi ama konu ben olabilirdim ve bu beni gayet ilgilendirirdi.
Dedemle ilgili de olabilirdi.
Bir ara barana sorardım onları salonda bırakıp kış bahçesine gitmeye karar verdim.Sanırım sadece burayı özlemiştim
Bu evde en çok vakit geçirdiğim yerdi.L koltuğun kısa olan kısmına oturdum. Yağmur yağmıyordu , yağmur sesine ihtiyacım vardı zaten neye ihtiyacım varsa tam tersi oluyordu .
Kapı çalındı baran gelmişti. Elinde iki kupa vardı.
Bir kupa bardağını bana uzatıp oturdu."Babaannenle konuşmak ister misin ? " dedi aniden. Hastanede aramak istiyordum ancak sesimden kötü olduğumu anlar diye konuşmamıştım.
Şimdi anlar mı bilmiyorum ama onun sesini duymak istiyordum.
Grip olduğumu söylerdim bir şey anlamazdı."Ben gittikten sonra hiç aradı mı? " diye sordum.
"Ben aradım "Nasıl yani niye aramış ?
"Urfaya geldiğim günün akşamı aradım, kızım diye telefonu açınca yanında olmadığını anladım. Yanlışlıkla aradığımı yurt dışında olduğumu eve dönünce gül sizi arayacağını söyledim ve kapattım " dedi rastgele arayınca mı farketti ? Tam altı gün geçmişti .
"Anladım , telefonunu verir misin ? " dedim.
Elini cebine attı ve benim telefonumu çıkardı.
Burada ardımda bıraktığım telefondu.
Telefonu elime aldım ve babaanemi aradım.
İkinci çalışta açtı. "Gül!" Nefesini sesli bir şekilde verdi " kızım niye kaç gündür aramıyorsun , iyi misin yavrum ? " dedi benim için çok endişelenmişti.
Sesimi duyar duymaz içini boşaltmıştı."İyiyim babaanne sadece biraz grip oldum o yüzden arayamadım özür dilerim. " dedim baran çaktırmadan baktım. Başını koltuğa dayamış cam tavana bakıyordu.
"Kıyamam kızıma şimdi daha iyi misin ? Bak eğer iyi hissetmiyorsan yanına gelip sana bakarım. " ihtiyacım çok vardı ama asıl ben sana kıyamıyordum.
"Yok babaannem ben iyleşmek üzereyim zaten , bana çok iyi bakıyorlar. İki güne bir şeyim kalmaz. " dedim içi rahatlasın kadının .
"Allah razı olsun onlardan " dedi içtenlikle.
Evdeki durumları öğrenmeliydim."babaanne telefonu dilana verir misin ? Onu çok özledim. " dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST
Ficção AdolescenteBir adam kardeşi için hayatından vazgeçer , bir kadın hayallerine ulaşmak için sevdiklerinden vazgeçer. Adam ayağındaki prangalardan kurtarmak için kadını tehlikeye atarsa ve kadın bunu hayallerine ulaşma yolunda ilk adım sayarsa , kendilerini bamba...