29.Bölüm

89 9 1
                                    

Canlar önümüzdeki bölüm bayramda atmaya çalışacağım ve bölümlerde bazen yazım hatası oluyor cok sonradan farkediyorum ancak iş işten geçmiş oluyor. Bölümleri genellikle gece yazdığım için oluyordur büyük ihtimalle kusura bakmayın çiçeklerim. 🌸🌻🌼

Bölümleri sessizce okuyanlar var lütfen oylayın ve yorum yapın, yapmazsanız da canınız sağolsun sizde iyiki varsınız. 🌸🌼🌻

Gözlerimi açtığımda etrafın sessizliği dikkatimi çekmişti. Başım ağrıyordu kendimi çok yorgun hissediyordum. Fermanı görmüştüm kabus veya gerçek olup olmadığı bilmiyorum. Kabus olmasını çok istiyordum çünkü gerçekse fermanı mutlu görmek kalbimi acıtıyordu. Odanın kapısı iki defa çalındı. Başımı dizlerimden kaldırıp gel komutunu verdim. Kapı açıldığında gelen kişinin baran olduğunu gördüm. "Günaydın" dedi yatağın boş kısmına otururken. Beynimdeki koca belirsizlik günaydın demekten daha ağır basıyordu.

" Baran dün gece kabus gördüm sanırım ? " dedim gözlerinin içine bakarken. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. "Kabus değildi hepsi Gerçekti " demesi ile acıyla gözlerimi kapattım. Gözlerimin önüne baranla neşeli sohbetleri geliyordu. Bana beni bekleme kendime yeni bir hayat kuracağım deseydi , onu bunca yıl beklemezdim , belki şimdi canım daha az yanardı. Onun öldüğünü bile düşünmüş babaaneme karşı vicdan azabıyla iki yılımı geçirmiştim.

"Gül, hadi kahvaltı yapalım, bunları düşünüp canını sıkma "dedi ve koluma dokundu. Elimde miydi sanki ? Canım beni dinliyor muydu ? Ben o eğlensin tek başına bir hayat kursun diye mi katil oldum. Beni hiç sevmemişti kendimi kandırmıştım. İçimde kalbimi , tüm organlarımı sıkıştıran bir acı vardı. "Geçecek mi ? , ben artık kaldıramıyorum güçlü durmakta istemiyorum " kimin için güçlü durmaya çalışmıştım ki küçücük bir ümidim vardı dün gece anladım ki ümitlenmek bile aptallıktı.

" Geçmez dediğimiz ne varsa hepsi geçti sen istemesende geçecek " zamanın geçtiği gibi bir gün geçecekti ama ben kalacak mıydım bilmiyorum.
"Başım ağrıyor burda ilaç var mı ? " diye sordum .
Elimden tutup yataktan çıkarmaya çalıştı. " Önce kahvaltı yapacağız sonra ilaçlarını alırsın " dedi bu sefer onu dinleyip yataktan çıktım. Üzerimdeki tişört çok bol olduğu için sürekli tek omuzu düşüp duruyordu.
Baranın uzattığı poşette kıyafetlerim olduğunu söylemiş giyinmem için odadan çıkmıştı. Baranın arkasından bakakaldım.

Haksızlık ediyordum sadece beni kurtardığı için ona söylemediğimi bırakmamıştım , ama ferman sadece beni kurtarması için bana söyleyecek bir şey bırakmamıştı. Özür dillerim baran, kalbinin kırılıcağını düşünmeden sana nefret ettiğimi söylediğim için ,umarım beni anlarsın.
Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım , karşımdaki yansıma acizliğimi gösteriyordu.
Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuş yüzüm solmuştu, şakağımdaki morluk ben burdayım diyordu.
Banyodan çıkıp yatağın üzerindeki kıyafetleri giydim
Kim göndermişse güzel parçalar seçmişti.
Dar giyinemediğimi biliyordu bol siyah bir pijama üzerine yüzücü atleti ve gri bir sweat göndermişti. Kıyafetlerin altına atlet giymezdim ama bu seferlik giydim.
Yatak odasından çıkıp güvertede bulunan salona çıktım. Hava güneşliydi ancak rüzgârlaydı.
Salona girdiğimde baran başını telefondan kaldırıp bana baktı.
Telefonu indirip beraber salonun bir köşesinde bulunan masaya geçtik. Bunları baranın hazırlayacağını düşünmüyordum.
"Masayı kim hazırladı" diye sordum kahvaltıya başlarken. "Mine hazırladı" bakışlarımı masadan kaldırıp barana döndüm. " bu sabah akınla birlikte geldi , akını yolladım mine kaldı " dedi açıklama gereği duymuştu.
"İyi düşünmüşsün " dedim ve sesizce kahvaltımı yapmaya devam ettim. Kahvaltı bitince kahvemizi alıp güverteye çıktık.
Benim üzerimde şal varken baran sadece gömlek ile duruyordu. Kaslardan üşümesi mümkün değidi.
" Baran " bana baktı " işin varsa git lütfen " onu meşgul etmek istemiyordum. Gülümsedi " sayende kafa dinliyorum, işim yok " kahvemden bir yudum aldım. Umarım öyledir.
"Baran o senin arkadaşın mı ? " o gelen misafire beni tanıştırmak istediğinde barana çok yakın biri olduğunu düşünüyordum.
Gözlerini denizden ayırmıyordu.
" Tam olarak değil kardeşimin hayatını kurtaran şirketimde çalışan , bazende üstü kapalı sohbet ettiğim biri" derin nefes aldım benim hayatımı mahvetmişti eylülün hayatını kurtarmıştı. Eylüle bakınca hiç mi gözünde canlanmadım. "Sana çok sevdiğim bir masalı anlatayım mı ? " diye sordum meraklanmıştı anlat der gibi başını salladı.
"Günlerden bir gün çok mutlu bir prenses varmış , hayat doluymuş. ailesini o kadar çok seviyormuş ki sırf anne babası yaşlanmasın diye büyümekten korkuyormuş." İkimizde denizin dalgalarına dalmıştık.

HAYALPERESTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin