Medya: Bora
-
Kamp yapmaya gelmişlerdi ailecek ve babası kendine arkadaş bulamadığından her zamanki gibi Bora'yı da takmıştı peşlerine.
Ne bora ne de Poyraz bu durumdan şikayetçi değildi. Aksine oldukça memnunlardı. Poyraz normalde kampı pek sevmiyordu. Ormanda kalma fikri pek cazip gelen bir şey değildi. İnsanların şu vahşi yaşam sevdaları hiç ona göre olmamıştı. O prensesler gibi büyümüştü. Sinek, kuş, börtü böcek olan yerlerde narin bedeni oldukça zorlanıyordu. Köy yaşamı gibi bir şey onun için ölüm demekti.
Annesinin beğendiği yere çadır kurma derdindeydiler. Karı koca kendi cadırını kurarken, Poyraz ve Bora da kalacakları iki kişilik çadırı hazırlıyordu. Bora her zamanki gibi Poyraz'a vermesi gereken malzemeleri söylüyor, poyrazda eksiksiz vererek yardım ediyordu. Hala beli ağrısa bile annesinin Bora'ya yardım etsene çocuğum serenatlarını dinleyecek halde değildi.
Oflaya puflaya vermeye başladığı malzemelerle isyana hazırlanıyordu. Bora bunu anlamış gibi baktı küçüğüne ve yanına gelmesini söyledi. Yanına gelen küçük bebeği çömelmiş ne yapacağını soruyordu. Bora ise etrafa baktıktan sonra dudaklarına kapandı ve saçlarını okşadı.
Poyraz hem şaşırmış hemde büyülenmişti. Mavi mavi bakarak Bora'nın çok güzel olduğunu düşünüyordu.
O sırada Bora bebeğine gülümsedi ve
''Hadi git ve dinlen güzelce. Çadır hazır olunca akşam yemeğine kadar uyursun. Baya yoruldun.''
''Teşekkür ederiiim!'' diye sevinç çığlığı atan Poyraza güldü ve işine devam etti.
Annesinin oturmak için hazırladığı yere gitti ve kurulduktan sonra bedenini daha fazla zorlamadan dinlenmeye koyuldu.
Yaklaşık on beş dakika sonra Bora geldi ve yine etrafa baktıktan sonra küçüğünün elinden tuttu. Bileğinden öpüp
''Poyraz, hadi güzelim, kalk çadıra geç. Uzan öyle dinlen.''
Poyraz mırıldandı ama kımıldamadı. Bu sırada annesi Helin Hanımda onlara doğru yaklaşıyordu. Bora tuttuğu eli bırakmadı ve bu sefer seslemeye başladı.
''Annen geliyor, kalkta git çadıra.'' dedi.
Aradan geçen kısa bir zaman dilimi içerisinde Helin Hanım Poyraz'a böyle uyursa bir yerlerinin tutulacağını söyleyip onu bir dünya nasihatla çadıra yolladı.
Bora da kendini yorgun hissediyordu ama birden çadıra gitmeyi doğru bulmuyordu. Bir süre etrafta yorgun yorgun dolandıktan sonra Semih Bey git uyu ve kendine gel dedi. Onu da çadıra yolladı.
Kendisi de uzun zaman sonra karısıyla baş başa kalmak ve onu sevmek istiyordu. Onlarında kendilerince planları vardı elbette.
Karısıyla ormanda seks yapmak gibi güzel aktiviteler için tam sırasıydı. Hem oğulları hem de Bora ortalarda yoktu.
O ikisi ormana doğru ilerlerken Bora ise çadırda uyuyan bebeğinin arkasından sarılmış, ensesini öperek uykuya dalmıştı.
---
Güneş batmak üzereydi ve yemek kokusu alıyordu Bora. Esneyerek gözlerini açtığında kendisini izleyen Poyrazı gördü ve gülümsedi. İkisi de birbirine gülümsedikten sonra Bora kalkmıştı ve Poyrazın alnından öpmüştü.
Çadırdan aynı anda çıkıp ortak alana geçtiler. Bu sırada hazır olan sofraya baktılar. Açlardı ve şu an bunu daha net anlıyorlardı.
Sohbet ederek yedikleri güzel bir yemeğin ardından Semih Bey şarapları doldurmuş ve Bora da ateşi yakmıştı.
Bu sırada Poyraz rahat durmamış ve annesine bakarak bir oyun oynamak istediğini söylemişti.
''Ne oyunu oğlum?''
''DC oynayalım. Ama anne ve babam olarak olaylara bakmamalısınız. Mesela bende size soru sorarken anne babam olarak bakmayacağım. Kabul ediyorsanız oynayalım.''
''Bu DC olayı hiçte sağlam değil bebeğim'' dedi babası annesine. Poyraz kaşlarını çattı ve oyun bozansın baba diye isyan etti. Bu sırada Bora merakla kabul edecekler mi diye bakıyordu. Aradan geçen beş dakikanın ardından oyuna başladılar.
Şişeyi ilk Bora çevirdi ve soru sorma hakkı Helin hanıma, cevap verme hakkı ise Boraya geldi.
Helin Hanım düşünceli mırıltılar çıkardıktan sonra masum bir soruyla başladı.
''İlk sevgilinin adı?''
''Pelindi.'' Herkes güldüğünde poyraz hatırlamasına ucundan sinir olmuştu bile.
Şişeyi tekrar çevirdiler bu sefer sorma hakkı babasında, cevaplama hakkı ise annesindeydi.
''Lisede benden başka biriyle çıktın mı?''
''Çıkmadım.''
''Güzel''
Bora ve Poyraz gülerken Helin Hanım kıskanç eşine gülümseyerek bakıyordu. Şişeyi tekrar tekrar çevirdiler ve sorular giderek daha da zor haller almaya başladı.
Sorma sırası Semih Bey de cevaplama sırası ise Poyrazdaydı.
''Sen seks mi yaptın bakayım, öt babacım.''
Dedi babası merakla. Poyraz utandı ve yalan söylemenin bir anlamı olmadığını düşünerek kafa salladı. Annesi merakla etrafında hiç kız görmediklerini kim olduğunu sordu. Poyraz ise bu soruya cevap vermek yerine anne ya diye geçiştirmişti.
Bir kaç sorunun ardından sorma sırası annesine, cevaplama sırası ise yine Poyraz'a geldi.
Annesi bu anı bekler gibi kızın kim olduğunu sormuştu. Poyraz iç çekti ve kalbine sığmayan adama baktı.
Ardından annesine de yalan söylemedi ve
''Erkekti anne, kız değildi.'' dedi.
Babası ve annesi ileri görüşlü insanlardı ama bunu pekte beklemediklerinden şaşırdılar ve Bora ya döndüler. Poyraz ne yapsa biliyordu çünkü.
''Sen biliyor muydun?'' diye sordu babası. Bora da kafa sallamakta yetindi. Az sonra babası oğluna nasıl mutluysa öyle yaşamasını söyledi ve oğluna gülümsedi. Annesi de aynı desteği vermişti. Bu iyi hissettirmişti. Hemen ardından sorma sırası Semih Bey'e cevap verme sırası ise Bora'ya gelmişti.
Boranın son zamanlarda dalıp gitmelerinden dolayı kime aşık oldun sen diye sormuştu direk. Aşık olduğuna emindi çünkü tüm belirtilerini gösteriyordu. Bora biraz çekindi başta ama ardından bunun bir anlamı olmadığını düşündü.
''Oğlunuza aşığım Efendim. Çok seviyorum onu.'' diyerek hem Poyraz'a hemde ailesine ilk defa itiraf etti. Poyraz sudan çıkmış balıktan farksız sevdiğine bakarken ailesi de onun gibiydi. Semih Bey küçük dilini yutmuştu. Poyraz şapşal bakışları ile bakmaktaydı.
Bu sırada Bora ayağa kalktı ve sevdiğinin elinden tutup kaldırdı. Yıldızlar gökyüzünde onlara şahitken, Semih Bey'e baktı ve izin alır gibi durdu bir süre. Semih Bey başı ile onaylayınca aşkını sevdiği çocuğa itiraf etti.
''Deniz gözlü'm... Doğduğun andan beri hayatımdasın ve her anımda bana bambaşka şeyler öğretiyorsun. Sana aşığım. Sevgilim olup bir ömür seni sevmeme izin verir misin?''
Poyraz dolan gözlerini sildi ve sevdiği adama aşkla baktı.
''İzin veririm. Seni çok seviyorum.''
Dudakları yeniden buluştu ancak bu sefer hiç ayrılmamak üzere aşkla mühürlenmişti.
-
Romantik şeylerin bana göre olmadığını söylemiş miydim?
Söylemiş oldum. Her gün bölüm yayınlıyoruz ve okuyorsunuz, sevdiniz mi, sevmediniz mi, akış iyi mi sizce bilmek istiyoruz.
Bunun dışında aklımda onlarca kurgu var ve her birini yazmayı çok istiyorum. Umarım fırsat bulabilir ve kaleme alabilirim. İyisiyle kötüsüyle yazmış olurum hiç değilse:)
-Ayaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
Novela JuvenilKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...