ASLI VE ARİF-3-

3K 32 0
                                    

-

Aslı elinde tuttuğu kalemi döndürerek toplantısının bitmesini bekliyordu. Bugün Arif ile buluşacaktı ve birlikte vakit geçireceklerdi.

Karşısındaki adam son kez projenin nasıl daha iyi olacağı hakkındaki tezlerini söyledi. Aslı projeyi başından beri sevmemişti. Projeyi hayata geçirme sebebi ise abisinin beğenmiş olmasıydı. Üzerinde düşünecek bir şeyi yoktu. Kendisine yöneltilen soruyu yok saydı ve abisine döndü.

''Proje sizin projeniz Cavid Bey. Ben proje ilerleyişini size bırakıyorum. Raporları bana iletmeniz harici bu projeyle ilgilenmiyorum. Toplantılarda yetkili kişi sizsiniz.''

Ayağa kalkması ile diğerleri de ayağa kalktı ve son sözü söyleyen kadına baktılar. Aslı kendinden emin bir şekilde

''Detayları raporlarsın bana Derya.'' diye asistanına bir direktif vermiş, hemen ardından toplantıdan çıkmıştı. Topuklu ayakkabısının sesi yankılanırken kendinden emin bir şekilde odasına ilerledi. Arif orada olmalıydı.

İçeri girdiğinde Arif'i kahve içerek ayakta manzarayı izlerken buldu. Geldiğini duyunca ona dönmüş ve gülümseyerek bakmıştı. Sakinliği ve huzur veren mavileri ile tam bir yunan heykeliydi. Aslı ona gülümsemeden edemedi.

''Çok beklettim mi?''

''İşlerim yeni bitmişti benimde. Hazırsan çıkalım?''

''Hazırım. Hadi çıkalım.''

Birlikte odadan çıktıklarında asistanlar ve birkaç çalışan meraklı bakışları ile onları izliyordu. Aslı umursamadı ve Arif'in koluna girdi. Onunla yürümeyi seviyordu. Asansör boş gelmişti. Birlikte yerlerini aldıktan sonra otoparka inmeye başladılar.

''Toplantı istediğin gibi geçmedi sanırım. Pek bir sıkılmış duruyordun.''

''Berbat bir projeye imza atmış bulunuyorum. Görsen kusarsın.''

''Cavid onayladı demiştin?''

''Evet, onun yüzünden onay verdim.''

Kısa bir sohbetin ardından Arif Aslı'dan anahtarı aldı ve sürücü koltuğuna geçti. Aslı ise bagajı açıp topuklu ayakkabılarını çıkardı. Hemen ardından spor ayakkabılarını giyip yerini aldı. Tüm gün o incecik topuk üzerinde kalmak beline iyi gelmiyordu. Boyu uzun bir kadındı ve o topuklu ayakkabılara ihtiyacı zaten yoktu. Hatrı kalmasın diye bir servet ödemesi kesinlikle iş dünyasında kadına çizilen gereksiz güzellik algısı ve baskısıydı.

Birlikte nereye gideceklerine karar verdiklerinde Aslı en iyisi biraz hava alalım diyerek sahile gitmeyi teklif etti. Sahilde gezer oradan da birlikte sokakları turlarlardı.

İstanbul'un her bir yanı sahile çıktığından yaklaşık on beş dakika sonra bebek sahiline varmışlardı. Aslı Arif'e gülümseyip köşede duran tavuk dönerciye ilerledi.

''Ben acıktım, üstelik bu amca gerçekten güzel yapıyor. Yiyelim mi?''

''Olur, sen geç otur ben alayım.''

''Tamam, ayranda al.''

''Hallederim güzelim.''

Aslı kendini yükseklerde görmeyen bir milyonerdi diyebilirdik. Bunun nedeni insanların parayla satın alınabilmesine inanmamasıydı. Arif ile arasındaki ilişkide paranın yeri bir araçtı. Arif onunla parası için birlikte değildi. Ama ilk zamanlar tıp dördüncü sınıf bir çocuktu. Dolasıyla zayıf yanı paraydı. İş imkanları yeterince sıkıntılı olan bir ülkede bir basamak olan görmüştü Aslı'yı. Ama tahmin ettiği gibi gitmedi. Aslı'ya sadık olmaya başladı. Bunun temeli de Aslı ve tavrından kaynaklıydı.

Arif sırada yerini aldığında arkasındaki kızların kendini süzerek güldüklerini duymuştu. Bundan rahatsız olsa bile dönüp bir şey demedi. Sipariş verdikten sonra adama Yüz lira uzattı ve para üstünün kalmasını söyledi. Her ne kadar adam vermekte ısrar etse de içinden gelmişti. Aslı sahili izlemeye koyulmuştu ve uçuşan saçları ile çok güzel duruyordu. Geldiğini fark etmesiyle ona bakmış, hemen ardından tebessüm ederek ona uzatılan döneri almıştı.

''Kaç yaşıma gelirsem geleyim sanırım tavuk döner sevdam azalmayacak.''

''Ayran ile tavuk döneri beraber bitiriyorsan gerçek bir tavuk döner seversindir.''

''Ya ne alaka, ben bitince yenisini alıyorum bir kere.''

''Dur sen zengin bir döner seversin. Unutmuşum.''

''Ayran alabildik diye zengin olduk iyi mi?''

İkiside güldüğünde Aslı dönerden küçük sayılmayacak bir ısırık aldı ve kendisine bakan çocuğa yesene dedi. Birlikte dönerleri yedikten sonra Aslı elini karnına koydu ve

''Birazdan karnım dört aylık hamilelere dönecek. Şiştim resmen.''

''Hızlı yediğin için tıkandın. Ayrıca son seferden sonra hamile kalabilirsin tabiki.''

''Son seferden sağ çıktığıma seviniyorum, çocuk o şiddette tuttuysa da düşmüştür zaten.''

''Of Aslı'' diye gülen Arifle o da gülmüştü. Çok geçmeden kalkmış ve sahil boyu dolaşmaya başlamışlardı. Ara sokaklardan birine girdiklerinde daha önce orada olmayan, yeni açılmış bir karaoke dükkanına girdiler. Birlikte şarkı söylerken bir kaç kez Aslı detone olmuş ve çıkan sesle kendi bile şaşırmıştı. Bu sırada Arif kendisini gülmekten yorulmuş bir şekilde oturduğu yere bırakmıştı. Aslı da kendini yanına attığında gülerek bakmışlardı birbirlerine.

Aslı Arif'e yaklaşıp dudaklarını dudaklarına bastırmıştı ve

''Günümü güzelleştirdiğin için teşekkürler.'' demişti. Arif ise karşısındaki güzek kadının alnından öpüp, göğsüne  çekmişti.

-

Bu çifti anlamanızı sağladıktan sonra daha da detaylı yazacağım.

-Ayaz

BERCESTE +18 B×B G×G B×G +Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin