-
Nare burnuna dolan tanıdık kokuyla başını yasladığı sert göğse daha fazla yasladı. Hiç yorgun hissetmiyordu ama gözlerini açmak da istemiyordu. Sanki gözlerini açarsa tüm düzen bozulacakmış, büyüleri buhar olup uçacakmış gibi geliyordu. Bir anlığına da olsa her şeyi unutmuştu.
Şirin Hanım'ın dedikleri kafasının içinde dönüp duruyordu. Düşündükçe sarıldığı beli daha fazla kavradı. Başı Kuzey'in göğsündeydi. Saçları onun omzuna sepenemiş, yüzü boynuna doğruydu. Daha gözünü açmadığı için Kuzey'in uyuyup uyumadığını anlayamıyordu. Fakat nefes alış veriş hareketlerini bir süre hissettikten sonra, düzenli olduğunu farkedip uyuduğuna kanaat getirdi. Gözlerini yavaşça aralarken Kuzey'in fazlaca huzurlu çehresiyle karşılaştı.
Uykusunda gülümsüyordu. Nare Kuzey'in göğsünde olan eli yüzüne çıktı. Her zaman aynı kısalıkta olan sakalları şimdi daha uzundu.
Kendine dikkat etmediğinin en büyük kanıtı da buydu. Elini yanağına koydu. Baş parmağı ilk önce çene hattında gezdi.
Onun çenesini izlemeyi çok seviyordu ve birkaç kez bu konu üzerinde şaka da yapmıştı. Kuzey ters ters baksa bile sonra gülmüş işine devam etmişti.
Sonra parmakları kirpiklerinde dolandı. İpek gibiydi. Sık ve kıvrımlıydı. Gece karası gözlerini süsleyebilecek en güzel perdeydi. Bir süre dokunmaya korkar gibi kirpiklerini sevdi. Aklının bir kenarına bir gün o kirpikleri saymayı yazdı. Eğer gözlerinde biraz daha oyalanırsa onu uyandırabilirdi.
Daha sonra çokta kalın olmayan kaşlarını sevdi. Düzeltti, kaşlarından alnına doğru severek yol açtı.
Sonra biçimli dudaklarına geldi. Uzun uzun izledi ilk önce biçimli iki parçayı. Sonra parmak uçları vişne çürüğü dudaklara dokundu. Okşadı. Küçük bir öpücük kondurdu ardından. Kuzey'in yüzü ona dönüktü. Alın alınaydılar neredeyse.
Bu defa hissettiği dudaklarla afalladı. Kuzey Nare'nin dudaklarına yapışmış, nazik ama susuz kalmış gibi öpüyordu. Genç kız bir süre karşılık vermedi. Kuzey tam geri çekilecekken dudaklarını kıpırdattı. Adam yan döndü ve kızı belinden kavrayıp kendisine yaslayarak dudaklarını daha sert içmeye başladı.
Çok özlemişti.
Nefessiz kalana kadar öpüştükten sonra durdular. Fakat dudakları ayrılmadı. İkisinin de nefesi birbirine karışıyordu. Kuzey ıslanmış dudaklara nazik bir öpücük kondurdu. Kokusunu içine çekip gözlerini kapadı.
Nare, kalbi ve mantığının savaşında kalbini seçmişti. Sevginin ve aşkın gücüne inanan biriydi. Sevgi iyileştirir diyordu hep. Eğer çok severse, Kuzey'in değişebileceğini düşünüyordu. Belki öyle olmayacaktı. Tüm çabaları boşuna gidecekti ama denemek istiyordu. Kalbinin bu denli hızlanmasına sebep olan adamın göğsünde bir ömür uzanmak istiyordu.
Gözleri kapalıyken düşündüğü buydu.
Ta ki, Kuzey'in dudakları aralanıp üç kelimeyle tüm aklını alana kadar.
"Sana aşığım Nare'm..."
Nare hiçbir şey algılayamıyordu. Kuzey'in dudaklarından fısıltı gibi bir cümle daha çıktı.
"Beni bırakma..."
***
Veeee Kuzey&Nare çiftine bir sürelik veda ediyoruuz. Bunu final olarak algılayabilirsiniz ama bu son değil. Evet son bölümü fazla açık uçlu bıraktım.
Özel bölümlerde ne olcak bilemeyiz^^
Fakat o güne kadar Kuzey ve Nare'yi bu sayfada bırakıyorum. Yeni kurgularda görüşmek üzereee
-Sanem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
Novela JuvenilKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...
