-
Gece saat üçtü ve o dövme yaptığı mekandaki koltukların birinde oturmuştu. Önündeki masa çeşit çeşit içkilerle donatılmıştı. Bazı şişeler boşken bazısı yarıya kadar içkiyle doluydu. Kuzey ise elinde viski şişesiyle yeni bitirdiği bardağı dolduruyordu.
İlk başlarken hızlı hızlı içmiş, sonra yudum yudum almaya başlamıştı. Aldığı her yudum genzini yakıyordu. Normal bir insan çoktan sarhoş olurdu. Kuzey çakır keyif bile değildi. Uyuşmak için içiyordu. Düşünmemek için.
Üç gündür uyuduğuda yanında bebeğini görmüyor, kokusunu solumuyordu.
Hep canice olan düşüncelerini savurmak için içerdi. Şimdi meftunu olduğu kadını düşünmemek için içiyordu.
***
"Ben sana böyle mi öğrettim lan?!"
Kuzey'in kükremesiyle henüz on yedilerinde olan Cem titredi. Kuzey'i abi gibi görür sayardı. Bu zamana kadar çok iyiliği dokunmuştu. Bu defaki ise ona yaptığı işin inceliklerini öğretmekti. Bir mankene büyük bir dövme yapıyordu. Küçük bir taşırma yapmıştı ve abisinin ona siniri inanılmaz derecede fazlaydı. Başka zaman olsa sabırla uyarır, ardından anlatırdı ne yapması gerektiğini.
kendisi de bu tepkisine şaşırmıştı. Eli şakaklarına gitti ve ovdu.
Bir hafta olmuştu doğru dürüst uyku uyuyamayalı. Dengesi alt üst olmuştu. Çok fazla içmekten gözlerinin altı karalmış, yüzünün rengi kaybolmuştu.
"Yeter bu günlük bu kadar, mutfağa geç çekmecede ağrı kesici var. Kap da gel."
Kendisi içkilerin olduğu kısma gidip içeceği alkol türünü seçerken, Cem sesini bile çıkarmadan saniyeler içinde ortadan kaybolmuştu. Kuzey'i sevmesine rağmen, içinde ona duyduğu korku hissi de vardı. Adamın zır deli olduğunu biliyordu.
Kuzey bu defa bir değişiklik yaptı ve votka şişesini çok da yüksekte olmayan rafların birinden indirdi. Kadehinin yarısını dolduracak kadar döktü. Bu sırada Cem de gelmiş, ilaç kutusunu avcuna bırakmıştı.
Bir tanesi yetmeyeceğinden ikisini aldı ve ağzına attı. Genç oğlan ilacı rahatlıkla yutabilmesi için bir bardak su da getirmişti. Kuzey buna aldırmadı. Tek dikişte ilacı alkolle beraber yuttu. Başı çatlıyordu.
Telefonunu eline aldı ve güvenlik kameralarını izlediği bölüme girdi. Nare'nin olduğu odanın kameralarına bağlandı. Bebeği yatağında öylece uzanmış elleriyle oynuyordu. Onu öyle gördüğünde içi sızladı.
Mahvoluyordu.
***
On gün. Kuzey'in Naresiz onuncu günüydü.
Sinirini atmak için boks ringindeydi. Kendisi hiçbir zaman çıktığı ringden mağlup inmemişti. Şimdi dayak yemek istiyordu. Belki biraz.
Üzerine gelen iri adam Kuzey'in keskin çenesine sıkı bir yumruk attı. Ağır bir yumruktu ve bu Kuzey'in başını savurmasına sebep oldu. Ard arda yüzüne yediği darbeler sabrını sıkamıştı.
"Yüzüm bir sanat eseri. Kıskanmanı anlıyorum."
Kuzey durumu tam tersine çevirmiş, ilk darbesinden itibaren adamı sarsmayı başarmıştı. Üzerine gelen adamı tekmeyle savurdu. Karnına gelen darbe nefesini kesmişti. Bunu kullanan Kuzey yumruklarını kullanarak darbe indirmeye devam etti. Kendini kaybetmişti ve altındaki bedenin yüzü kan içindeydi. Sonunda güçsüz bir "pes" sesi duyuldu.
Kuzey hala sakinlememişti. Her zaman sinirini atmaya yardımcı olan ring bu defa hiçbir işine yaramamıştı. Sırılsıklamdı. Bunu umursamadan üzerindeki bol tşörtü çıkardı. Bir kaç eşcinselin ona arzuyla baktığını görebiliyordu. Havluyu alıp kurulandı. Daha sonra rastgele bir yerlere fırlatıp mekandan çıktı. Hava aşırı derecede sıcaktı. Arabasına atladı ve günler sonra evinin yolunu tuttu. Her göz kırptığında bile vücudu geriliyordu. Saat gece dörtdü. Narenin yemeğine uyku ilacı katmalarını emretmişti. Uzun süredir derin uyku uyuyamadığından kötü hiss ediyordu çünkü.
Eve geldiğinde odasına girdi ve hızlı soğuk suyla duş aldı. Odasından bile o güzel koku geliyordu. Yatağına girdi. Ama bu defa uzandığı taraf kendi tarafı değildi. Nare'nin yastığına başını koymuş, saçlarından sinen kokusunu içine çekiyordu. Bir nebze olsun sakinlemişti.
***
İki koca lanet haftanın sonunda, küçük kızının kokusunu kendi teninden içebiliyordu. Nare gece kapıyı kitlememişti. Bu bir tür izindi. Kuzey hiç tereddüt etmeden odaya girmiş, uyandırmamaya dikkat ederek yanına uzanmıştı.
Hiçbir zaman o kadar mutlu olduğunu hissetmemişti. Nare'nin ilk geldiğinde kısa olan saçları uzamıştı. Omzunu geçmişti artık. Genç kız kesmek istese bile Kuzey o saçlara kıyamıyordu.
Gerçi Kuzey, Nare'nin hiçbir şeyine kıyamıyordu.
~
Ben gel-diiim. Nasılsınız bakalım? Beni sorsanız bir yanım çok iyi çünki kitap üzerinde hayalet okuyucular bile olsa okurları görmek çok mutlu ediyooo
Kuzey ve Nare çiftimizin son bölümleri, muhtemelen en fazla iki bölüme final yapacağım ve yeni bir çifti işliycem. Bunun için şimdiden çok heyecanlıyımm. Ayrı bir kitap olarak da yazabilirim, burada da devam edebilirim. Henüz karar veremedim.
Bölüm içinde bazı yazım hataları olabilir, lütfen mağzur görün, rusum ben aw, yazım böyle, siz bi de beni konuşurken görün...
-Sanem.
-Konuşunca tarzanca konuşuyor btw...
-Ayaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
Fiksi RemajaKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...