-
Her sene düzenlenen klasik iş yemeğindeydiler ve Aslı'nın partneri Arif'ti. Masada oturan herkes bu sene yaptıkları işleri kutluyor bir yandan da birbirlerine sahte övgüler yağdırıyorlardı. Sanki birbirlerini geçmek için çabalayıp birbirlerinin kuyusunu kazan kendileri değilmiş gibi. İnsanlar ilginçti ve bu yüzden onları anlamak için yıllarını veren psikolog ve psikiyatrlar daha bir ilginçti.
Arif masadaki sohbete katılmamayı tercih ederek şarabını yudumluyor ve yanında bulunan kadının ara ara sohbete dahil olmasını izliyordu. Masada sıra onlara elbette gelecekti. Kendisi bu masadakilerden oldukça farklı bir meslekle meşguldü. Bu fazlasıyla ilgi çekiciydi onlar için.
Çok geçmeden gözlüklü pazarlama müdürü gözlerini kendisine çevirmişti.
''Siz nasılsınız Arif Bey, işleriniz yoğun mu?''
''İyiyim, yoğun olmamak mesleğimde takdir edersinizki oldukça zor.''
''Hiç yorgun durmuyorsunuz, iyi gördüm sizi.''
''Aslı Hanım oldukça iyi bakıyor kendisine belli.'' diyen kel kafalı uluslarası ilişkiler departmanı müdürü konuşmuştu. Bu adamın Aslı ile olan münasebeti eskiden beri farklıydı. Sabır diler gibi baktığı sırada Aslı elinden tuttu ve sözü ondan alıp devam etti.
''Evet, kendisine çok iyi bakıyorum. Takdir edersiniz ki onu bulmak hayatımın şansıydı diyebiliriz.''
Masada herkes bir şey deyip onaylarken kendisine laf sokmaya çabalayan şahıs çoktan sesini kesmişti. Bu sırada muhabbet tekrar eski akıcılığına dönmüş ve gözler kendilerinden uzaklaşmıştı. Arif aklına gelen fikir ile sırıttı ve Aslı'nın bacağına elini koydu.Aslı'nın bakışlarının anında ona dönmesi ile hafifçe ona doğru eğildi ve
''İç çamaşırını çıkarıp bana ver.'' dedi.
Aslı''Şu an mı?'' diye sorduğunda güldü ve kafasını salladı.
Aslı onaylayıp iç çekmişti. Etrafında neredeyse on kişi vardı. Hepsini bir bir süzdü. Yakalanmak isteyeceği en son şeydi.
Elbisesinin dar olmamasına şükredebilirdi şu an. Yavaş yavaş eteğini yukarı sıyırıyordu ve bunu muhabbete dahil olup dikkat çekmeden yapıyordu. Restauranda bulanan kimse onlara bakmıyordu ve köşede kalmaları büyük bir avantajdı. Eteği yukarı tamamen kaldırdığında derin bir nefes almıştı. Bu sırada ise Arif'in eli bacağını okşuyordu. Dikkat çekmemek için ise masada kendisine sorulan sıradan sorulara cevap veriyordu. İşine odaklandı ve sonunda tangayı yavaşça çıkarmaya başladı. Bu sırada da elinden geldiğince sakin duruyordu. Aradan geçen saniyeler bir ömür gibi gelmişti ve heyecanlanmıştı. Tanga diz kapağına geldiğinde rahatladı ve bacaklarını oynatarak ayak ucuna düşmesini sağladı.
Arif'e baktığında Arif gülümsemiş ve elindeki çatalı kendi tarafına düşürmüştü. Ne yapacağını anladığında dudaklarını ısırdı ve aşağıya eğilen adamın kırmızı tangasını alıp burnuna dayayıp koklamasını anı anına izledi. Kasılan vücudu ile yerine sığmıyordu. Bu adam gerçekten arsız ve bir o kadar da oyunu nasıl oynaması gerektiğini bilen türdendi. Doğrulduğunda cebine koyduğu tanga ile masadakilere döndü.
''İzninizle'' deyip telefonuyla ilgilerek kalktı.
Çok geçmemişti ki Aslı telefonuna gelen bildirim sesiyle o anların etkisinden çıkmaya çalıştı ve telefona uzandı. Bildirime baktığında az öncekinden daha da heyecanlı hissediyordu.
Arif: Alman gereken bir Tanga var. Tuvalete gel.
-
Herkese merhaba, İzmirli diye bir kitap yazıyorum. B×B kurgu ve eğlenceli de ilerliyor. 20 bölüm kadar taslak yazdım ancak destek gelmesini istediğimden bölümleri öylece yayınlamak istemiyorum. Bir göz atın ve oy verin derim.
-Ayaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE +18 B×B G×G B×G +
Ficção AdolescenteKar beyazı teni tüm zerafetiyle karşısında dururken mantıklı düşünmekten anı anına uzaklaşıyordu. İçinde ona karşı büyüyen bir arzu vardı ve bu yok sayılabilecek türden değildi. Arkasından sarıldığında Poyraz irkilmiş ama itmemişti onu. Dudaklarını...