BARTU VE KUMSAL-11-

2K 43 1
                                    

-

Bartu'nun gelişinden 3 ay önce...

"Hadi Cavid! Oynama benimle!"

Bacaklarının arasında duran adam onu delirtmişti. İçinde olmasını istiyordu ama Cavid durmadan henüz erken olduğundan bahsediyordu. Hadi ama, tek istediği sevgilisiyle birlikte olmak ve tam hissetmekti. Genelde çoğu kadın birliktelikten ya da bekaret denilen şeyden korkar, sevgilileri cinsellik teklif ettiğinde red ederlerdi.

Şimdiyse durum farklıydı. Kumsal Cavidi ikna etmeye çalışıyordu.

Cavid iri vücudunu çektiğinde yine aynı şeyi yapacağını anladı. Delirirdi ve ona gelirdi. Vücudunun her defasında farklı bir yönünü morartmadan durmazdı dudakları.

Bu defa da okulda aniden boş bir sınfın masasına kendini uzatılmış bulmuştu. Bacak içleri emiliyordu ve orası hassas noktasıydı. Kelimenin tam anlamıyla kıvranıyordu. Cavidse sızlanmalarını ilgisiz bırakıp geri çekilmişti.

"Şimdi olmaz..."

Adamın banyoda kısa süreli bir işi olduğu kesindi. Sona yaklaşmıştı.

Kumsal sinirle doğruldu ve kalçasından neredeyse iki parmak aşağıda biten kısa okul eteğini düzeltti.

"Korkaksın farkında mısın? Sana aşığım dediğin kadına dokunmaya korkuyorsun."

"Korkaklıkla alakası yok."

Cavidin de sinirlendiği ortadaydı. Çenesini sıkıyordu.

"Bu kıyamamak falan değil. Sen korkuyorsun. Bir şeylerden korkuyorsun. Yoksa korktuğun geleceğini benimle görmemen mi?"

Kumsalın lafını bitirmesiyle Cavid boğazına yapışmış ve duvara itmişti. Eli boğazını sıkarken bir yandan da Kumsalın dudaklarını vahşice eziyordu.

Genç kızın içinde hin bir gülümseme vardı.

İstediği şeylerin ertelenmesini yahut umursanmamasını sevmezdi. Ve karşısındaki adam kadının bir şeyler anlamasından korkuyorsun

Günümüz...

Kumsalın beynindeki bin tilkinin bini de bu adamı işaret ediyordu. Sarhoşken yaptığı şeyler aklında dolanıyor ve alkol olmayan kanını ısıtıyordu.

Yutkunduğu zaman ileri geri hareket eden adem elması dudaklarını ısırmasına sebep oldu.

"Beni dinliyor musun Kumsal?"

Adamın sesi bıkkındı ve oldukları durumun onu fazlasıyla sıktığı belliydi.

"Konuşulmaya başladı bile her şey ve bence onların konuşmalarını boşa çıkarmak olmaz."

Kelimeleri zor duyuluyordu ve kendinde değil gibiydi. Tek istediği karşısında duran kiraz dudakların tadına varmaktı.

Daha önce Bartu'nun ondan etkilendiğini görmüştü. Anotomi yalan söylemez. Barda da, evlerinde onu neredeyse çıplak gördüğünde de verdiği tepkiler bunu belli ediyordu. Onu kendi telleri olan bir kafese almış gibiydi her etrafında olduğunda.

Her uzvu bu adamı istiyordu ve arzuluyordu. Öyleyse, yapacaktı.

Her şey bir anda gelişti ve Kumsal parmak uçlarında kalkıp iki elini Bartu'nun çenesine koydu. Dudaklarını birleştirdi. Alt dudağı onun iki dudağının arasındaydı. Tarifi yok, eşsiz hissettirdiği ortadaydı. Kumsal alt dudağı emiyor, tadına varıyordu.

Dudağının tadı şekerliydi. Sanki şeker yiyormuş gibi hissettiriyordu ve Kumsal şekere bayılırdı.

Bartu olanlara yeni ayılmış gibiydi. Karşılık vermiyordu fakat itmiyordu da. Daha ne olduğunu tamamen kavramamış gibi bir havası vardı. Hissettiği dudaklar karın kasının gerilmesine sebebiyet verdi. Ardından kızın omuzlarından tutup geriye çekmesine.

O sınıfta güzel bir anısı olmuştu artık Kumsal'ın. Eskisinin silindiğini ruhu hissetmiş ve ferahlamıştı.

Bartu sınıftan hiçbir şey demeden çıkmadan önce sadece Kumsalın sesi duyuldu.

"Ben seni istiyorum Ande Dewiit ve ben istediklerimi alırım."

***

Bartu okul yönetiminden izin almış ve son dersine girmeden apar topar evinə gelmişti. Köşe bucak Kumsal'ı görmemek için okulda tetikte gibiydi. Üzerindeki kumaş pantolonu rahat etmek adına biraz yukarı çekmiş ve oturmuştu. Fazla içen biri değildi ama şimdi içinde deli gibi alkole aç bir yan olduğunu hissediyordu. Saatler bir birini devirmişti. Bartu hala içiyor, Kumsal'ın dediği son cümleyi ve dudaklarını örten dudakları düşünüyordu.

Sırf kafası dağılsın ve biraz daha iyi hissetsin diye geldiği şehir ona daha fazla düşünce getirmişti.

Hala üzerini değişmemişti ve yemek yememişti. Açlık hissetmediğinden yemek yeme ihtiyacı duymamıştı. Pantolonun cebinden bir süre sonra telefonunu çıkarıp dizinin üzerine koymuştu. Bacak kasları oturduğu zaman geriliyordu, bu yüzden telefon dik oturmasını engelliyordu.

Bildirim sesinin odada yankılanmasıyla kısık gözlerle telefonunu almış ve mesaja bakmıştı.

Kumsal : Keşke dudaklarımı siz ıslatsaydınız. Kirazlı lipbalmım bitmiş"(

Bu kız hiçbir zaman uslanmayacak mıydı?

***

Ben bu bölümü yazarken ortalama 9 bin okumadayız ve 10 bine çok az kaldı. Gerçekten ben bu kadarını tahmin edemiyordum. Bin okunma olduğumuz zaman Ayaz bana bin ne ki, 10 olduğunuz günleri göreceğiz demişti. Tebessüm etmekle yetinmiştim ama görüyorum ki doğru diyormuş") kendim bir şeyler yazsam bu kadar ilerlemeyeceğimi biliyorum. Eli nereye değerse değsin güzelleştirip ilham olan biri var hayatımda...

-Sanem

BERCESTE +18 B×B G×G B×G +Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin