🪄 12. Bölüm 🪄

412 23 2
                                    

İyi okumalar Cadı ve Büyücüler 🪄

Metnin devamında görsel vardır 📸

—————————————————————

Harry'nin Sirius Black olayını nasıl öğrendiğini bilmek istiyordum. Okulda düzgünce konusu bile geçmemişti birden bire nasıl oldu da öğrendi? Bunu sormalıydım.

"Bayan Malfoy-ona resmî şekilde hitap etmemden dolayı yüzünde oluşan üzgün ifade ile cümlemi düzelttim- yani teyze Harry nasıl babamın kat- öyle birisi olduğunu öğrendi sence?"  onun için katil kelimesini kullanmalı mıydım bilmiyorum her ne kadar bir çiftin ölümüne sebebiyet verse de o benim babamdı. Ona öyle demek istemiyordum. Teyzem konuşacakken Bay Malfoy söze girdi.

"Sirius Black Azkaban'dan kaçtı Elena. Dün Azkaban'dan kaçtı ve tüm gazetelerde bu yazılı. Zaten bilmesi an meselesi değil miydi? Ailesinin öldüren kişiyi biliyor ama buna sebebiyet veren kişiyi de bilmek isteyecek ve üstüne düşecekti ama haberler sayesinde arkadaşlarından öğrenmiş olabilir." dedi. Azkaban'dan kaçmak imkansızdı. Korkunç derecede iğrenç olan ruh emicileri atlatmak mantık dışıydı. Peki ya Harry? O tehlikede miydi? Aklıma gelen şeyle biraz sesim yüksek çıkmıştı.

"Harry? O, ona birşey yapmayacak değil mi?" dediğimde ortamda oluşan sessizlik ile o insandan nefret etmemeye çabalarken o zorla kendisinden nefret etmemi sağlıyordu. Sinirle ayağa kalkıp konuştum.

"Bunun olmasına asla izin vermeyeceğim! Harry benim ailem ve onu da kaybedemem!" deyip yukarı çıktım. Yaptığım belki de saygısızlıktı ama bu sinirden delirmeme engel olmuyordu. Sinirden odada volta atarken kapı çaldı. Ardından gelen sesle içeri girmesini söyledim. Draco üzgün görünüyordu. Babasının tavırlarından hoşlanmadığı açıkça belliydi. Yanıma gelip beni omuzlarımdan tutarak durdu daha sonra da yere bakarak konuştu.

"Babamın bazı şeyleri ters söylemesi onun mizacından kaynaklı ama senin kırıldığını görebiliyorum. Babam adına senden özür dilerim." dedi. Babasının sahip olamadığı insanlığa Draco sahipti ve bu beni o an için mutlu etti. Kafasını bana bakması için yukarı kaldırdım. Gözleri o kadar güzeldi ki antideprasan olarak kullanılabilirdi. Ona bakışlarımı anlamaması için normal halime dönerek konuştum.

"Baban gibi değilsin..." deyip durdum çünkü onun gözlerine bakarken ve bu kadar yakınken onunla konuşmak aklımı başımdan alıyordu. Draco ise sessizlikten faydalanıp konuştu.

"Elena bilmediğin şeyler var. Ben babam gibi olmak zorundayım. Malfoy olmayı haketmem için böyle olmak zorunda ve ben kötü biriyim Elena." dedi ve içindeki hüznü yüzüne yansıdı. Şuan çok duygusal düşünüyordu, Draco içinde en ufak bir kötülük tanesi bile bulunmayan birisiydi. Ona bunu ispatlamam gerekiyordu.

"İnan bana Draco hayatımda gördüğüm en masum kişilerden birisin. Sen kötü biri değilsin. Yoksa unuttun mu? Bana arkadaş olmayı teklif etmiştin, ne zaman mutsuz olsam hep beni eğlendirmeye çalışırdın. Eğer kötü birisi olsaydın bu zahmetlere girmezdin." deyip kendime engel olamayıp yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde yaptığım şeye şaşırdım. Draco benden daha beterdi, sanki transa geçmiş gibiydi. Olayın anlaşılmaması için konuştum.

"Annem ne zaman üzgün olsam beni öperdi çünkü bu karşındakine 'sen en iyisisin ve ben senin yanındayım' demekmiş." diyerek işten sıyrılmaya çalıştım. Draco ise şaşkınlık ile teşekkür edip odadan çıktı. Bende yatağıma uzanıp dinlenmek için gözlerimi kapattım.

Sadece gözlerimi kapatmıştım oysaki. Ne kadar süre uyuduğumu düşünüp saate baktım. Saat akşamın 8'ydi. Bu kadar saat kimse uyandırmamıştı. Yoksa biryere mi gittiler diyerek yataktan çıktım. Kapıyı açtığımda yine hiçbir ses yoktu. Seslenirsem Bay Malfoy'un hoşuna gitmeyeceğini düşündüğümden aşağı inip etrafa bakındım. Akşam yemeği yediklerini düşünerek mutfağa gittim ama burası boştu. Diğer iki odaya da baktığımda oralarda boştu ama birkaç ses duyduğum da yönümü tam tersi yöne çevirip karşımda duran siyah kapıya baktım. Yabancı seslerinde olduğu bir odaya girip girmemek arasında kalmıştım ama en sonunda girmeye karar verdim.

Draco Malfoy ve  Asil CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin