Draco Malfoy ve Asil Cadı

🪄 35. Bölüm 🪄

Hikayeme yeni bölümler koydukça okunması düşmeye başladı. 3 gün önceki bölüm bile 12 okunma almış :(

Sadece 4-5 kişi oy atıyor :(
Bu da benim yazma istediğimi köreltiyor, lütfen hikayeyi sevenler oy ve yorumlarınız ile destek olur musunuz hikayeme ❤️‍🩹👉🏻👈🏻

Elena'ya bir manita mı geliyor??

İyi okumalar

——————————————————————

Dün Voldemort herkesi toplantı için Malfoy Malikanesine çağırdı ve hepimiz toplantıya katılmak mecburiyetindeydik. Toplantının konusu ise yarın ki noel gününde yapılacak olan Bulgaristan-İrlanda 422. Quidditch Dünya  Kupası maçında ölümyiyenlerin saldırısı olacaktı. Amaç sadece insanları korkutup yaralamaktı. Bu şekilde eski büyücünün geri döneceği sinyallerini vereceklerdi, yasak işaret ile .

Şimdi ise sıkıcı noel sabahı kalkmış öylece yatağımda uzanıyordum. Aşağı inmek istemiyordum çünkü Draco'nun aşağıda olduğunu biliyordum ve ona baktığımda nefretimden dolayı bedenimde oluşan yoğun sihir kendini dışarıya atmak istiyordu.

Aç karnımı es geçerek masama ilerleyip çizdiğim birkaç resme baktım. Bazen düşüncelerimden kurtulmak için çizim yapıyorum ve şimdi de zamanın geçmesi için çizim yapacaktım. Belki dolunay vakti, bir gölün kenarında oturmuş gökyüzündeki yıldızları izleyen bir kız çizebilirdim. Fikir hoşuma gittiğinde çizime başladım. Yıldızların daha parlak olmasını istiyordum ve gölde oluşan yansımalarını da çizmek iyi olurdu.

Yaklaşık yarım saat sonra çizimi bitirmiştim ve sandalyede geriye doğru gerilip esnedim. Kapının tıklatılması ile üstümü düzeltip kapıyı açtım. Karşımda siyah asil cüppesi ve geriye doğru taranmış sarı saçları ile Bay Malfoy duruyordu. Gülümseyip konuştu.

"Bugün noel hediyesi olarak Quidditch Dünya Kupası maçına gitmeyi kabul eder miydin Elena?" deyip elindeki bastonu yere indirdi.

Bu kibarlığı ile gülümseyip kafamı olumlu anlamda salladım.

"Birazdan çıkarız, üstüne birşey alman iyi olur sanırım hava esiyormuş." deyip merdivenlere doğru ilerledi.

Kapıyı kapatıp dolabıma ilerledim. Umarım Harry, Ron ve Hermonie bu maça gelmezler diyerek dolaptaki elbiselerde gözlerimi gezdirdim. Siyah bel kısmı pensli olan pantolon, bordo boğazlı kazak ve siyah paltomu giyip botlarımı da ayağıma geçirerek aşağıya indim. Bay Malfoy, Cissy teyzem ile mutfakta oldukça yakın bir şekilde gülüştüklerini görünce yönümü tersi yöne salona çevirdim.

Camın kenarında durmuş siyahlar içinde olan Dracoya baktım. Benim geldiğimi görünce omuzlarını silkeleyip bir elini cebine koydu. Onu görmezden gelerek ona en uzakta olan koltuğa oturup sehpa üzerindeki dergiye bakındım. Kafamı iki sayfa arasında gezdirirken Draco'nun ne kadar sinirlendiğini hissedebiliyordum. Onu yok saymam sinirlendirmişti.

"Sanırım babam seni de davet etmiş. Bakan bizi bizzat davet etti, en özel kısımdan izleyeceğiz." dedi Draco.

Cümlesini söylerken ona bakmayıp dergiyi karıştırıyordum. Ayrıca yüzsüz gibi birde benimle arkadaşça nasıl konuşurdu? Dergiyi elimden bırakıp gözümü devirdim.

"Yanii?"

"Yanisi şu ki-" Draco cümlesini devam ettiremeden Bay Malfoy salona girip gideceğimizi söyledi. Nereden ve nasıl gideceğimizi bilmiyordum bu yüzden sessiz bir şekilde arkalarından ilerliyordum. Draco ara sıra arkasına dönüp beni kontrol ediyordu. Eğer bir kez daha bakarsa tam burnuna bir yumruk atacaktım.