🪄 28. Bölüm 🪄

198 14 11
                                    

Hikayeye uygun GİF kullanmaya bayılıyorum.

Hikayeme ilk kez dün ki bölümde yorum geldi ve darcyydamelio teşekkür ederim.

Yorum yapanları etiketlemek istiyorum her bölümde

İyi okumalar ❤️‍🔥

——————————————————————

Draco'nun söylediklerinden sonra gidişini izledim. Her adım atışında durup arkasını dönüp 'Ben buradayım ve gitmiyorum." demesini istedim ama durmadı. Odadan ayrıldığında kendi yalnızlığım ile daha da çok ağladım.

.

.

.

Sırtımda hissettiğim ağrı ile gözlerimi açtım. Neredeydim ben? Ağırlaşmış göz kapaklarımı kaldırıp etrafıma baktığım da ihtiyaç odasında olduğumu görüp olanları hatırladım. Taş zeminde uyuyakalmıştım ağlamaktan. Ağır hareketlerle ayağa kalkıp üstümü silkeledim. Sırtım soğuğu çekmiş olacakki ağrımaya başlamıştı.

Ağır adımlarla odanın çıkışına ilerledim ve biraz ilerledikten sonra öğrencilerle dolu koridora çıktım. Öğrenciler konuşmalarını kesmiş bana bakmaya başlamışlardı. Gözleri tüm vücudumda dolaşıp ardından yanındakilere dönüyordu ve fısıldaşıyorlardı. Acınası halim onlara bir sohbet imkanı tanımıştı. Onlara bakmadan koridorda yürümeye devam ettim. Kızlar lavabosuna geldiğim zaman aynaya baktım.
Gerçekten de acınası bir halim vardı. Aklıma Matthew'in zorla dokunmaya çalışması gelmişti ve kalbimin sıkışması beni daha da güçsüzleştiriyordu.

Kimsenin olmadığı o koridorda ya daha da ileriye gitmiş olsaydı? Sanırım bir dakika bile durmadan canıma kıyardım, ama şuanki halim de ondan farksız değildi. Ellerinin vücudumda izinsiz dolaşmasını zihnimden silip atamıyordum, beni delirtmek ister gibi zihnimin her bir kısmına sızıyordu görüntüler.

Ellerim titreye titreye hızla musluğu açıp akan soğuk suyu ard arda yüzüme çarptım. Her anımın suya karışıp gitmesini istiyordum. Yüzüm soğuk sudan dolayı acıyana kadar suyla yıkadım yüzümü ve ardından da ortak salona doğru ilerledim. Akşam yemeği saati yaklaşıyordu ve odanın boş olacak olması iyiydi.

Zindanlara geldiğim zaman şifreyi söyleyip içeriye girdim. Salonda duran birkaç kişi şaşırmış gözlerle bana bakıyordu. Kısa bir süre durup onlara baktım ama gözlerinde acınası duygular yoktu, gözlerinde merak vardı. Kimse de yardım etmek isteyen bakışlar yoktu, hepsi meraklıydı sadece. Onlara bakmayı kesip yukarıya çıktım ve yatağıma uzanıp etrafımdaki perdeleri çektim.

Karnımın ağrısına küfür edecektim, birden bastırmıştı ağrısı. Üzerime kalın hırkamı giyip yatağın içine girip ısınmaya çalıştım. Aklıma gelen anı ile yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.

Draco ile birlikte uyuduğum gün...

Sıcacık kollarında üşümem mümkün değildi, üzgün olmam imkansızdı.

Derin bir iç çektim ve yorganı kafama kadar getirip ağlamamak için elimle ağzımı sıkıca kapattım. Gözlerimi bir süre yumduktan sonra üzerimdeki yorganın çekilmesi ile gözlerimi açtım. Pansy dolu gözleri ile bana bakıyordu. Bana öyle bakması olanları bildiğini açıklıyordu zaten. Bana kollarını açması ile dayanamayıp tuttuğum gözyaşlarını bıraktım.

O kadar içten ağlıyordum ki nefessiz kaldığım anlar bile oluyordu. Sırtımı sıvazlayıp 'Ağla, dök içini. Ama asla içine atma." dedi Pansy. O sıvazladıkça ben ağladım. Kızlar odaya gelmeye başlamıştı ve hepsi şaşkınlıkla bize bakıyordu bu umrumda değildi ama içeriye Olivia'nın da girişi ile koca üzüntüm yerini dev bir öfkeye bıraktı. Gözyaşlarımı elimin tersi ile sertçe silip ona doğru yürüdüm.

Draco Malfoy ve  Asil CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin