#HarryPotter +1000 hikaye arasında 1. Olmuşuz hepinize teşekkür ederim 🌸💕
GİF ve görseller metin arasında 🌸💕
İyi okumalar 🌸💕
———————————————————————
Yemeklerimizi yedikten sonra babamla koltuklara geçtik. Biraz sohbetin ardından kahve yapmak için ufak mutfağa girdim. Sütlü kahve babamın en sevdiği kahveydi, bunu noel tatilinde öğrenmiştim. Kahveleri yaptıktan sonra içeriye geçip oturdum. Babam düşünceli bir şekilde yere bakıyordu ve büyük ihtimalle de dalmıştı. Hafifçe öksürdükten sonra kahvesini uzattım.
"Teşekkür ederim canım."
"Afiyet olsun baba ama neyin var? Dalgın görünüyorsun?" deyip arkama yaslandım.
"Ah yok birşey tatlım. Sadece eskileri düşünüyordum, James ve Remus ile olan zamanları." dedikten sonra kısa bir iç çekti. Sanırım o zamanlar en değerli zamanlarıydı. Derin özlem içeren bakışlarını görünce üzülmüştüm. James Potter hala hayatta olsaydı hep birlikte güzel zamanlar geçirebileceğimizi düşünüyorken babamın sorusuna karşı düşüncelerimden ayrıldım.
"Senin kalbinin temizliğini görüyorum ama aklımı kurcalayan bazı şeyler var, Elena. İleride birgün karar verecek olsaydın hangi tarafta yer alacağını bilmek isterim." dedi.
Aklını kurcalayan şeyi merak ediyordum, sebebi her ne ise bunu düşünmesini istemiyordum.
"Aklını kurcalayan nedir baba?" dedim. Babam ise sağ kaşını kaşıyarak cevap verdi.
"Annen. Biliyorsun bir süre annenlerin yanında kaldın ve eminim ki o zehirli düşünceleri ile seni de zehirlemeye çalışmıştır. Endişe ediyorum, tatlım. Senin de benden gitmenden korkuyorum." dediğinde gözlerinin dolduğunu görmüştüm. O an öylesine değişik bir duygu oluşmuştu ki içimde, babamın o korkusu içimi burkmuştu. Sevdiği kadının terkettiği gibi sevdiği kızının da terketmesinden korkuyor oluşu... üzücüydü.
"Hem karanlık tarafta hemde aydınlık tarafta kalmam mümkün mü baba?" dedim cevabını bildiğim halde.
"Bunu yaparsan kendi ölümünü yazmış olursun Elena. Senden karanlık taraf için vazgeçmiş annen yüzünden karanlık tarafı seçme çünkü ben senin için aydınlık tarafı seçtim." dedi babam.
Korkak gözlerle babama bakıp konuştum.
"Peki ya buna mecbursam? Ya ölmeye mecbursam?"
Gözümden akan yaşı bir çırpıda silip puslu gözlerle babama baktım. Endişe içinde beni izliyordu. Ardından yanıma oturup ellerimi tuttu.
"Eğer böyle bir ihtimal seni korkutuyorsa vazgeçebilirsin. Mecbur değilsin, karşı tarafta olmak sadece seni yıpratır ama burada olursan sevdiklerinden güç alırsın. Güzel kızım, sana yeni kavuşmuşken seni kaybetmek istemiyorum. Benimle kal, lütfen." dedi mavilerini gözlerime dikerek. Ah baba, seni nasıl bırakabilirim ki? Sadece yapmam gereken görevler var.
"Seninle kalacağım baba. Seni bırakıp gidemem, eğer gidersem buna pişman olurum. Sen çok iyi bir babasın ve beni bırakıp gitmediğin için sana minnettarım." deyip babama sarıldım.
.
.
.
"Profesör, bu konuda ciddi misiniz?" dedim Dumbledore'a. Kendisi son göreve bir saat kala beni odasına çağırmıştı ve İmperius lanetini toplu bir şekilde yapmanın mümkün olduğunu söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy ve Asil Cadı
FanfictionKaderi ünlü Harry Potter'a benzeyen Elena Bella Little çevresindeki insanlara göre kendinde gördüğü değişikliklerin farkına vardığı anda büyücülük okulundan gelen kabul mektubu ile yeni bir dünyaya adım atmıştır. Asıl kimliğini okul yaşantısı sıra...