100 okuyucuya ulaştık hepinize teşekkür ederiiiiimm 💕💫
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen çünkü daha da motive oluyorum 🪄💫
Biraz diyalog içeren bir bölüm oldu. İyi okumalar 💫
——————————————————————
Pansy'nin babasının bana bu cümleyi söylemesinde ki sebebi anlayamamıştım. Onu ilk kez görüyordum ve bu cümleyi söylemesi çok saçmaydı. Adamın ardından Pansy ve annesi girdi. Annesini dün akşam o masada gördüğümden çok emindim. Siyah saçları ve kahverengi gözlerini hatırlıyordum. Demek içeri giren adamın bana o lafları söylemesinin sebebi dün olanlardan haberinin olmasıydı.
İkisine de hoşgeldiniz deyip içeriye geçtik. Parkinson ailesi bir koltuğa geçip oturdular. Malfoy ailesi de bir koltuğa geçip oturdu. Tekli koltukta da ben vardım. Ortamın gerginliğinin sebebinin ben olduğumu biliyordum bu yüzden sessiz kalmaya devam ettim. Odanın kasvetli havasını azaltmaya çalışan teyzem sohbeti açan kişi oldu.
"Bu güzel Noel akşamında hep birlikte olmak çok güzel." dedi ve gülümsedi. Adını bilmediğim kadın da aynı şekilde gülümseyerek konuştu.
"Ah evet gerçekten de güzel bir akşam. Bu yeni yılın çok güzel geçeceğini düşünüyorum. Peki ya siz Lucius ve Narcissa?" dedi. Ölümyiyenler, Voldemort'un emri ile yeni yılda Azkaban'dan toplu kaçış planını aktifleştirecekleri için yeni yılın onlar için büyük bir artısı olacağını düşünüyorlardı anlaşılan. Bay Malfoy bacak bacak üstüne atıp uzun bastonunu da yere bıraktı.
"Elbette aynı fikirdeyiz Marie. Karanlık Lord'un sağ kolu olarak size söyleyebilirim ki artık bazı şeylerin vakti geldi." deyip yandan bir şekilde sırıttı. Bu gülüşün birçok şey ifade ettiğini herkes anlardı ve bu yıl Karanlık Lord büyük işlere kalkışacaktı. Burada çok bunalmıştım ve yüzüm stresten yanıyordu. Birkaç dakikanın ardından Draco ayağa kalkıp Pansy ve beni yanına alıp yukarıya çıkardı. O boğucu ortamdan uzaklaşmış olmanın verdiği rahatlıkla odaya girdim.
Pansy derin bir şekilde nefesini verip söze girdi.
"Aşağıdaki sıkıcı ortamdan çıkmak iyi oldu eğer biraz daha kalsaydım uyuyabilirdim." deyip esnedi.
Draco ise elindeki yüzüğünü inceliyordu. Bu yüzüğü Bay Malfoy ona vermişti ve ona bu yüzüğün Malfoy ailesinin sembolünü taşıdığını söyleyip uyardı. Biraz daha yüzüğüne bakıp ardından sohbete döndü.
"Orda sıkıldığınızı anlayınca kalkmak istedim. Ayrıca saat geç olmadan şu oyunu oynamak istiyorum." deyip yere oturup bağdaş kurdu daha sonra bize bakıp "Hadi ne bekliyorsunuz yoksa oynamayacak mısınız?" dedi.
Bende elbise giydiğim için daha düzgün bir şekilde oturdum. Pansy'de yanıma oturunca ne oynayacağımızı sordu. Draco cebinden bir parşömen parçası çıkarttı ve oyunu Pansy'e anlattı ardından da parşömen parçasının ortasına işaret parmağını koydu.
"Sizin de koymanız gerekiyor ve şu sözleri söyleyeceğiz Oyunda yalana yer yok." dediğinde aynısını yapıp Draco'nun sözlerini söyledik. Küçük bir mavi ışık yanıp söndü sanırım bu sözün kabul edildiği anlamına geliyordu.
Ortamızda duran şişeyi ilk çeviren Pansy'di. Soru kısmı Draco'ya cevap kısmı Pansy'e gelmişti. Draco sinsice sırıtıp ellerini ovuşturdu.
Draco: Doğruluk mu? Cesaret mi?
Pansy: Doğruluk.
Draco biraz düşündükten sonra sorusunu sordu.
Draco: Gryffindor da biriyle sevgili olacak olsaydın bu kim olurdu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy ve Asil Cadı
FanfictionKaderi ünlü Harry Potter'a benzeyen Elena Bella Little çevresindeki insanlara göre kendinde gördüğü değişikliklerin farkına vardığı anda büyücülük okulundan gelen kabul mektubu ile yeni bir dünyaya adım atmıştır. Asıl kimliğini okul yaşantısı sıra...