🪄 26. Bölüm 🪄

218 10 3
                                    

Zümrüdüanka yoldaşlığı filminin çekimlerinin bitmesi ile Tom Felton sosyal medyadan İstanbul'a geziye gideceğini açıklar.

İstanbul'da yaşayan ve Harry Potter serilerini baştan sona ezberleyen Yağmur Semender, imkansız olduğunu bildiği halde Tom Felton'a İstanbul gezisinde rehberlik yapmak istediğini mail yoluyla iletir.

Yeni kitabım yayında birkaç bölüm yükledim :D

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Sonunda beklediğimiz cuma günü gelmişti. Slytherin-Gryffindor Quidditch maçı birazdan başlayacaktı. Draco vurucu, Pansy kaleci ve bende arayıcıydım. Haftasonundan sonra hergün antrenman yapmıştık ve Gryffindor'u ezip geçecektik.

İlk maçta kaptanımız, Pansy ve Draco'nun da oynamasını istemişti. Hepimiz formalarımızı giymiş süpürgelerimizi tutuyorduk. Gryffindor oyuncuları da geldiği zaman sahaya ilerledik. Bayan Hooch hepimizin yerlerine geçmesini söylediğinde Draco'yu yanağından öpüp başarılar diledim. Pansy'e de başarılar dileyip diğerlerinden de yükseğe ilerledim. Şimdi Harry ile karşı karşıyaydık.

"Başarılar vaftiz kardeşim, Umarım kaybedersiniz." diyerek sırıttım. Tatlı atışmalar hoşuma gidiyordu.

Harry ise sadece sırıtmakla yetinmişti.

Bayan Hooch düdüğünü çaldığı zaman snitch serbest kaldı ve harekete geçti. Minik sarı snitch'i bulmak oldukça zordu ama bu onu yakalamama engel değildi. Sahte bir manevra ile Gryffindor kalesine doğru uçmaya başladım. Hızımı daha da arttırdığımda Harry de peşimden geliyordu. Daha inandırıcı olması için elimi uzattım, snitch'e yakın olduğumu düşünüp önüme geçecekti.

Tam da tahmin ettiğim gibi Harry süpürgesi ile önüme geçtiği anda aşağıya doğru dalışa geçtim. Snitch'i göremiyordum ama sesini duyabiliyordum. Minik kanat çırpınışın sesi kulaklarıma dolarken sahanın gürültüsünü unutmuştum. Sesin geldiği yere doğru hızla ilerledim ve evet orada durmuş kanat çırpıyordu. Hızlı bir şekilde ona doğru uçtum ama snitch ani bir hareketle daha da aşağıya kaçıyordu, eğer biraz daha aşağıya kaçarsa yakalamam güçleşecekti. Zemine doğru dalışa geçtiğimde tiribündekilerin korku dolu haykırışlarını duyuyordum.

Ama unuttukları birşey vardı. Babam bir Gryffindor'du ve bende onun gibi cesurdum. Süpürgem ile zemine milimler kalmıştı ki yavaş hareketlerle süpürgemi sahaya paralel şekle getirdim. Diz kapaklarım çimenlere değdiği için dikkatle ayağa kalkıp süpürgede denge kurmaya çalıştım. Snitch ise tam önümdeydi, onu kaptığım gibi yere düştüm.

Madam Hooch maçın bitiş düdüğünü çaldığı zaman Slytherin öğrencilerinin sevinç nidaları tüm sahayı dolduruyordu. Ayağa kalktım ve yere doğru inen takım arkadaşlarıma baktım. Skor tabelasında Gryffindor bizden öndeydi.

Gryffindor 80-50 Slytherin

Ama ben son darbeyi vurmuştum ve maçı kazanmıştık. Hızla yanıma gelen Draco'ya baktım. Sıkıca bana sarılması ile ikimizde yalpalayıp yere düşmüştük. Elini kafamın arkasına koymuştu canım acımasın diye. Üstümde duran Draco'dan bakışlarımı sahaya çevirdiğimde herkes bize bakıyordu. Dracoya döndüğümde hiç beklemeden beni öptü.

Tüm okulun önünde beni öptü.

Minik öpücüğü ile gülümseyerek ayağa kalktı ve bana elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktığım zaman tekrar gelen bir alkışlama sesi ile utanmıştım. Çünkü bu maç için değildi, Draco ve benim içindi.

Draco Malfoy ve  Asil CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin