🪄 17. Bölüm 🪄

352 22 4
                                    

Oylarınız ve yorumlarınızla hikayeme destek olur musunuz Cadı ve Büyücüler? 💫

Bölüm sonunun efsane oluşu Peki?

İyi okumalar 💫

——————————————————————

Bu dersimize Hagrid girdiği için daha rahattım çünkü onunla bir profesör- öğrenci ilişkisinde değil, bir dost gibiydik. Bizimkilerle birlikte bahçeye çıkıp Hagrid'i beklemeye başladık. Elimizdeki kocaman canavar kitap durmadan hırlıyordu. Yanımızda duran Neville aptallık edip kitabı açmış ve canavar kitabın saldırısına uğramıştı. Arkadan gelen ses ile gelenin Hagrid olduğunu anladık.

"Omurgasını okşaman gerekirdi." dedi ve hepimizin ilerisinde o koca cüssesi ile durdu. Ellerini birbirine vurduğu zaman havada süzülen kocaman kuş bahçeye doğru iniş yapıyordu. Kuşun yanına gidip onu okşayan Hagrid kuş hakkında bize bilgiler verdi. Açıkçası kuşa yaklaşmayı hiç istemezdim.

"Kim gelip Şahgaga ile tanışmak ister?" Hagrid'in sorusu ile hepimiz birkaç adım geri gittik ama Harry olduğu yerde duruyordu. Harry'i önde gören Hagrid onu yanına davet etti. Yapması gereken seremoniyi yapmasını söyledi. Harry birkaç adım geri giderken bastığı çalı ile şahgaga adeta ürkütücü olmuştu ama daha sonra Harry karşısında usulca eğilmişti.

Harry'i Şahgaga'nın üzerine oturtan Hagrid daha sonra onların uçuşunu izlemek için bizi daha görünür bir yere götürdü. Harry bir Gryffindor olmanın verdiği cesaret ile Şahgaga'nın üzerinde süzülüyordu.

Birkaç dakika sonra tekrar yere indiler ve Slytherin hariç diğer herkes Harry'i alkışladı. Bu alkış ile sinirlendiği belli olan Draco bir aptal gibi Şahgaga'nın üzerine doğru yürüyordu.

"Göründüğün kadar korkutucu değilsin demi seni aptal yaratık?" demesi ile Şahgaga şaha kalktı. O an hiçbirşey düşünmeden Draco'nun pelerininin şapkasını çektim ve benden daha da geriye sendeledi. Onu kurtarmaya çalışırken kendimi Şahgaga'ya sunmuştum ve o ağır pençelerinin darbesinden nasibimi almıştım.

.

.

.

Gözlerimi açtığım zaman başımdaki kalabalık ile yerimde oturmaya çalıştım. Tek kol ile bu zor oluyordu. Pansy hemen yardım etti. Kolumdaki ağrı tüm bedenimi de etkilerken dışarıya karşı iyi imajı vermeye çalışıyordum. Beni acı çekerken görürlerse üzüleceklermiş biliyordum.

Gözümü kalabalıkta gezdirdim ve gelenlere baktım. Draco, Pansy, Hermonie, Ron ve hatta Quidditch takım kaptanı bile gelmişti ama Harry gelmemişti. Bu kadar nefret ettiğini bilmek canımı daha çok yakmıştı. Aynı durumda ben olsaydım kesinlikle gelirdim.

"Haberi Draco'dan aldım ve hemen geldim. Geçmiş olsun Elena, umarım kısa zamanda iyileşirsin." dedi Marcus. Sanırım Quidditch maçında beni oynatmak istiyorlardı ve bu durum olunca biraz üzülmüştü. Ona bakıp konuştum.

"Teşekkür ederim Marcus ama Quidditch'den vazgeçemiyorum bu yüzden ismimi yazın." deyip göz kırptım. O ise bana bakıp gülümsemekle yetindi. Hermonie hemen araya girdi. Bir anne edasıyla konuşmaya başladı.

"Elena söylediğin şey çok tehlikeli. Kolun incindi ve düşündüğün şey Quidditch mi?" ona bakıp daha sonra elini tuttum.

"Hermonie bu şekilde burada yatmaktansa Quidditch oynamak daha eğlenceli." dedim. Bu şekilde biraz sohbet ettik. Pansy ve Draco hariç herkes hastane kanadından ayrıldı. Onlara bakıp kollarımı açtım. Onlar benim hayatımın merkezleriydi onları gerçekten çok seviyordum. Her anımda hep yanımdalardı.

Draco Malfoy ve  Asil CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin