İşte şimdi istediğim kısımların geleceği bir bölüm başlangıcı. Aklımdaki heyecanlı olaylar bu bölümden sonra sizlerleee 💫
İyi okumalar Cadı ve Büyücüler 🪄
——————————————————————
Hepimiz endişe ile Profesör Snape'in peşinden büyük salona doğru ilerliyorduk. Büyük salona geldiğimiz zaman büyük bir kalabalık vardı ve sanıyorum ki tüm bina öğrencileri buradaydı. Bizim de gelişimizle Profesör Dumbledore bir konuşma yaptı.
"Tüm öğrencilerin dikkatine, bu akşam hep birlikte büyük salonda uyuyacaksınız. Sirius Black'in şatonun duvarları içinde gezinmediğinden emin olduğumuz zaman sizde yatakhanelerinize gidebileceksiniz." dedi ve pelerininin eteğini tutup ilerledi ama bir an durup bize doğru döndü.
"Neredeyse unutuyordum." dedi ve eliyle yuvarlak çizdi. Tüm salon uyku tulumları ile dolmuştu. Pijamalarımız üstümüzde olmadığı için küçük bir büyü ile pijamalarımızla cübbemiz yer değiştirmişti. Sırasıyla tulumlara uzandık ama aklım hala Harry'deydi. Eminim ki şuan çok sinirli ve bir o kadar da korkuyordur. Bu zamanında ona teselli verip yanında olmak isterdim...
Tulumdan kafamı kaldırıp son bir kez Harry'e baktım ama o düşünceli bir şekilde tavana bakıyordu. Aramızda birkaç kişi uyuyordu ama ona yine de yakındım. Fısıltı ile konuştum.
"Herşey için özür dilerim ama bil ki o kişi babam da olsa sana zarar vermemesi için karşısında olacağım." deyip tulumun içine iyice yayıldım. Sağımda Draco, solum da ise Pansy vardı. Pansy yanındaki 4. Sınıf Slytherin olan Mina ile konuşuyordu. Sirius olayını duyduğu kadarıyla anlatıyordu bende sıkıntı ile nefesimi dışarıya verdim. Yandan Draco'nun tulumunu çekiştirmesi ile ona döndüm. Bana bir süre baktıktan sonra kaşlarını çatıp konuştu.
"Umarım aklından Sirius'u bulmak geçmiyordur. Bu çok tehlikeli." Draco'nun dediği şey ile bende kaşlarımı çattım. Elbette arayacaktım o kişi benim babamdı ama Harry'yi öldürmeye gelmişti.
"Üzgünüm Draco ama babamı arayacağım. Önceden de söylediğim gibi Harry'e zarar vermesine izin vermeyeceğim." dedim ve kafamı tavana çevirdim. Draco'nun derin bir şekilde nefes verişini duydum ve ardından tulumumu daha çok çekip kendisine daha da yaklaştırdı.
"Bu söz dinlemeyişin tam da Bellatrix'e çekmiş." dedi. O kadına benzemek garip hissettirmişti ama yine de ona benzemeyi hiç istemiyorum. O kötü hemde çok kötü bir insandı ama ben öyle birisi değilim...
"Ona benzemediğimi göreceksin." diyip arkamı döndüm. Eğer Draco sırtıma doğru dönerse muhtemelen kalp krizi geçirip şuracıkta ölebilirdim çünkü aramızda neredeyse hiçbir açıklık yoktu. Kendimi en huzurlu uykunun kollarına attım.
Sabah sabah bu kadar çığırtkan olanın kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım ve tam da kafamın ucunda siyah bir ayakkabı gördüm. Kafamı yavaşça yukarıya doğru kaldırdığımda Profesör Snape'in sinirli bakışları ile tüm uykum kaçmıştı. Hızla tulumumdan çıkmak için çabalarken yanımdaki Draco da uyanmıştı. Hep beraber pijamalarımızı küçük bir büyüyle cübbe haline çevirip salonun kenarında bekledik.
Profesör Dumbledore salona girdiği zaman tüm uyku tulumları yok olmuştu ve duvarın kenarında asılı duran yemek masaları yavaşça eski yerlerine yerleşmişti. Hepimiz masalarımıza geçip kahvaltının başlamasını bekliyorduk.
Dumbledore!
Tabi ya! Nasıl unuturum, ilk sene kontrolüm dışı gerçekleşen zihin okuma olaylarını soracaktım. Kesinlikle kahvaltı sonrasında odasına uğramam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy ve Asil Cadı
FanfictionKaderi ünlü Harry Potter'a benzeyen Elena Bella Little çevresindeki insanlara göre kendinde gördüğü değişikliklerin farkına vardığı anda büyücülük okulundan gelen kabul mektubu ile yeni bir dünyaya adım atmıştır. Asıl kimliğini okul yaşantısı sıra...