Harika bir GİF ve resim yine metin arasında :)
Yorum ve oylarınız ile destek olun lütfen 🙏🏻 (yorum yapanları bölümlerde etiketliyorum.)
——————————————————————
Olayın üzerinden tam bir hafta geçmişti. O gün Draco'nun yanına gitmedim çünkü beni dinlemeyeceğim bildiğim gibi beni kıracağını da biliyordum. Ertesi gün de gidip konuşmaya çalışsam da benimle aynı ortam da bile bulunmak istemediğinden girdiğim her ortamdan kalkıp gidiyordu.
Bugün hogsmeade gezisi vardı. Babam'a izin konusunda nasıl ulaşacağımı düşündüğüm sırada Dumbledore bu işi halledeceğini söyleyip beni de gidenlerin arasına eklemişti. Babamın, Dumbledore'un tarafında olduğunu ve kaldıkları yerin özel biryer olduğunu elbette biliyordum ve izin işi babam için sakıncalıydı, çünkü o bir kaçaktı. Dumbledore'un yardımı ile bunu halletmiştik.
Draco gittiği için gitmek istiyordum, bakalım orada da benden kaçabilecek miydi?
Pansy ile birlikte Hermonie'ye doğru ilerledik. Pansy de yavaş yavaş onlarla birlikte olmaya alışıyordu ve bu bana iyi hissettiriyordu çünkü sevdiğim dostuma olası bir savaşta rakip olmak istemezdim.
"O büyüleyici şekerleri yemek için sabırsızlanıyorum." diyen Pansy'e bakıp güldüm. Kesinlikle şeker delisiydi ve bu yüzden geçen noel de Draco ona şeker hediye etmişti.
"Filch yoklama alıyor kaçırmayalım, bir uyuzluk çıkarmasın." dediğimde öğrencilerin toplandığı alana geçtik.
McGonagall uyarılarını yaptığında gitmek için hazırdık..
.
.
Kızlarla birlikte üç süpürgeye girip birer kaymak birası içmek istemiştik. Harry ve Ron okulda 'önemli' birşey ile uğraşacaklarını söyleyip gelmemişlerdi.
Birlikte sohbet edip kaymak biralarımızı içerken açılan kapıyla Pansy bakışları ile o yönü gösterdi. Arkamı döndüğüm zaman Draco ve Goyle birlikte içeriye girmişti. Şimdi konuşmamızın gerektiğini anlayıp ayağa kalktım ve Draco'ya doğru adımladım. Arkası bana dönük olduğu için beni görmüyordu. Omzuna iki kere dokunduğumda arkasını döndü. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Biraz gerilsem de şimdi konuşmalıydım.
"İki dakikalığına dışarıya gelebilir misin? Önemli." deyip dışarıya çıktım. İçerinin sıcağına alıştığım için yüzüme vuran soğuk ile üşümüştüm. Kapı tekrar kapanınca Draco karşıma geçti ve bakışlarını etrafında gezdirerek konuşmaya başladı.
"Dinliyorum."
"Bak anlıyorum olaylara senin açından bakınca durum fazla karışık ama inan bana hiçbirşey ne söylendiği gibi ne de göründüğü gibi değil. Ben asla Matthew ile olmadım, bu iğrenç."
Draco'nun elini alıp kalbimin üzerine koydum.
"Burası senin için atarken neden bir başkası ile birşeyler yaşayayım? Bana inanman için ne yapmalıyım? Söyle bana, ne gerekiyorsa yaparım." deyip umut dolu gözlerle ona bakmaya başladım.
"Ben... bilmiyorum Elena. Kafamı sürekli karıştırıyorsun. Tam kafamda senin masum olduğunu düşünmeye başlamışken o gün Matthew'in dedikleri ile kafam bulandı ve şimdi de gelip bunları söylüyorsun." deyip derince bir nefes aldı. Ellerini yanaklarıma koyduğu zaman ellerinin ne kadar üşüdüğünü farkettim.
"Sana inanmayı herşeyden çok istiyorum ama içimden bir ses bana oyun oynadığınızı söylüyor. Eğer beni ikna edebilirsen seni affedeceğim." dedi ve tekrar üç süpürgeye doğru yürümeye başladı. Sesimle onu durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco Malfoy ve Asil Cadı
FanfictionKaderi ünlü Harry Potter'a benzeyen Elena Bella Little çevresindeki insanlara göre kendinde gördüğü değişikliklerin farkına vardığı anda büyücülük okulundan gelen kabul mektubu ile yeni bir dünyaya adım atmıştır. Asıl kimliğini okul yaşantısı sıra...