“Not defteri” tetikleyici bir rol oynayarak o gece gördüğüm rüyayı hatırlattı bana. Sonra rüyamdaki sesle Rosé’un sesi arasındaki tuhaf benzerlikle hayrete düştüm, ama şaşkınlığımı şimdilik zihnimin en arka köşelerine iterek bu ana odaklandım.
“Nasıl? “ dermiş gibi baktı yüzüme.
“Hani şu döngü gibi, yazdığın bazı kağıtların alev alması gibi belki de bütün bunlar senin farkında olmadan kullandığın yeteneklerdir. “
Anlamaya çalışıyormuş gibi başını bir aşağı bir yukarı salladı. “Belki de... “ dedi omuz silkerek.
Dışa doğru sesli bir şekilde nefes vererek sağ elimle gözümü ovuşturdum.
“İşler karmaşıklaşıyor anlaşılan. “ diye alçak sesle mırıldandığımda onun duymuş olduğunu fark ederek ona baktım. Sanki ölümcül bir hata yapmışım gibi “Yani... “ diye kekeleyerek hızla açıklamak istedim ama pes edip sustum.
“Ortamın karmaşıklaşması senin açından işleri zorlaştırıyor değil mi?” diye sordu.
Başımı sallayarak “Her geçen gün dükten saklamak zorunda olduğum yığınla şey artıyor. “ dedim.
“Korkak.” Diye mırıldandı kelimenin üzerine bastırarak.
“Senin için korkuyorum.” Kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı. “Demek istediğim, dükün henüz gerçek öfkesini görmedin sen ve bütün bu bilgiler eline geçtiğinde de ne yapacağını tam olarak kestiremiyorum. Yani zamanı geldiğinde seni ülkene geri göndermemize engel olabilir. “
“Ben gitmeyeceğim. “
Yanlış duyup duymadığımdan emin olmak için az önce söylediği sözü tekrarlamasını istedim.
“Ben gitmeyeceğim dedim. “
Gitmemesinin sebebi ben miydim?
“Hayır, sen değilsin. “
Soruyu içimden sorduğuma emindim, ama farkında olmadan yüksek sesle de söylemiş olabilirdim. Utanarak bakışlarımı ondan çektim.
“Yanlış anladın. “ diye mırıldandığımda kollarını karnının üzerinde kenetleyerek başını hafif yana eğdi.
“Hiç sanmıyorum. “ dedi kaşlarını çatarak.
“Benim zihnimi falan mı okuyorsun sen? “ az önceki olay üzerinde durulmaması için olayı kavgaya sürüklemek her ne kadar bir hata gibi gözükse de sanırım işe yarayacaktı.
“Öyle bir şey değil. Sadece öyle bir baktın ki ülkeme geri dönmememin seninle bir alakası var sanmış gibiydin. “
Rahatladım. Gerçekten de içimden sormuştum demek. Yine de bakışlarımdan kendimi kolayca ele verecek kadar zayıfım duygularımı saklamakta.
“Öyleyse gitmek istememenin sebebi nedir? “ Bu defa konuyu değiştirme planım yolunda gitti.
“Gerçek ailemi bulmak istiyorum. “
“Yapma.” Dediğimde hiçbir şey söylemeden sertçe yüzüme baktı. “Bence annen diye bildiğin kadını bulup bütün gerçekleri ondan öğrenmelisi-“
Yaptığım şeyin farkına vardığımda sözümün devamını getiremedim. Ne yapıyorum ben? Resmen onu buradan gitmeye, benden ayrılmaya itiyorum. Oysa şimdi burada bir süre daha fazladan kalma imkanı var.
“Hayır, o kadına soramam. Herhangi bir yalan uydurabilme ihtimali var. “
“Yalan.” Diye homurdandım duyulur duyulmaz bir sesle. “Yalana yabancı gibiydin buradaki ilk zamanlarda. “
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi denizin efsanesi ✅
Fantasy"Bir kadınla tanışacaksın. Tanrıçaları kıskandıracak güzellikte olacak, sana daha önce hiç tatmadığın bir sürü güzel duyguları tattıracak ve onun sayesinde ilk defa yaşadığını hissedeceksin. Belki, bir ihtimal, lanetini kırabilecek kadar güçlü bir a...