Aklıma ilk kez evden uzaklaştığım, dışarıdaki mutlu hayatın içinde gezindiğim okul gezisi geliyor. Ortaokulda öğretmenimiz, belli bir ücretle, Tatilya'ya okul gezisi yapılacağını söylemişti. O zamanlar Tatilya çok meşhur bir lunaparktı. Televizyonlarda sürekli Tatilya reklamları verilirdi, reklamlarda orayı gördükçe içim giderdi. Bunu duyan arkadaşlarım epey sevindiler.
Eve gittiğimde anneme geziden bahsettim. Kızım gidemezsin, baban izin vermez biliyorsun dedi. Bizi sokakta oynamaya bile çıkarmayan bir adama, bu geziden bahsetmenin ne kadar korkutucu olduğunu biliyordum. Kendi kendime gidemeyeceğimi kabullenmiştim.
Ertesi gün sınıfta ben hariç tüm arkadaşlarım listeye adını yazdırdı. Öğretmen okul çıkışında benimle konuşmak istediğini söyledi.
-Kızım bütün arkadaşların okul gezisine adını yazdırdı. Sadece sen yazdırmamışsın. Eğer ücretten yana bir sıkıntın varsa, yardımcı oluruz. Neden sen de bizimle gelmiyorsun?
Öğretmene babamdan bahsedemedim. Okulda ne arkadaşlarım ne de öğretmenlerim evimizde neler yaşadığımı, gördüğüm baskıları, dayakları bilmiyordu. Zaten sürekli benimle alay edip, lakaplar takıyorlardı. Hiç kimse bu kızın ne derdi var diye umursamıyordu. Eğer birine anlatırsam, daha da çok ezileceğimi düşünüyordum.
Gözlerim dolu dolu "annemle konuşun öğretmenim" dedim.
Öğretmen annemi arayıp, okula çağırmış ve annem ikna olarak adımı listeye yazdırmış. Artık listede benim de adım vardı. Ama babamın bundan haberi yoktu. Annem babamdan gizli beni gönderiyordu. Babam işten eve dönmeden ben evde olacaktım.
O gün ömrümde hiç eğlenmediğim kadar eğlendim. Sanki bir kuş olmuşta göklerde süzülüyordum. Hızlı trenler, su kaydırakları, korku tünelleri, konuşan yaşlı ağaçtan öyküler, çarpışan arabalar.. Tatilya'nın büyüleyici hayal dünyasında hayatımın en güzel gününü yaşadım. Keşke hep o günde kalsaydım. Meğer çocuk olmak, evden uzakta olmak, gülümsemek ne kadar da güzelmiş o gün anladım.
Eve dönüş vakti gelmişti, toplanıp servislere bindik. Yolda kaza oldu, trafik durdu. Dönüş yolu benim için ızdırap vericiydi. Saat 6.00'ya kadar evde olmam gerekiyordu. Saat 7.00 olmuştu babam eve dönmüştü ve ben hala servisteydim. Eve gidince başıma neler geleceğinin korkusu ile bütün keyfim kaçmıştı. Saat 8.00 de okulun önüne geldik.
Annem beni okulun önünde bekliyormuş. Diğer servisler vaktinde öğrencileri bırakırken, şansa bak ki benim bindiğim servis kaza trafiğine takılıp gecikmemi sağladı. Annem ve ben eve döndüğümüzde, babam sert çehresiyle bizi bekliyordu. Ben babamın yanından kaçarak uzaklaşıp, odaya geçtim. Annem de babamı inandıracak birkaç tatlı yalan uydurmuş. Babam biraz durulmuş gibi olsa da hala öfkeliydi. Dayaktan kurtulduk ama tokat gibi çarpan sözlerle vurulduk. Bu macera bu şekilde sona erdi.
Bu arada merak edenler için küçük bir bilgi bırakayım. Maalesef ki 90'lara damga vuran Tatilya, 2006 yılında yıkılarak kapatıldı.
Şimdilerde çocukluğumuzdaki hayal dünyamız da Tatilya gibi yıkılıp, tarumar oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI ÇİLEM HAYATI ELEM (Otobiyografi) TAMAMLANDI
Non-FictionKendi hayatımı; edebi bir dille kaleme aldığım, otobiyografik romanıma davetlisiniz arkadaşlar. Bu kitapta yazdıklarım tamamen gerçektir, kurgu değildir, herşey yaşanmıştır. Hiç çocuk olmadım, oyunlarım olmadı. Hep o pencere önünde kaldı düşlerim...