Ş.. ailesine benden bahsettiğinde, ailesi, annesi-babası boşanmış bir kızı almayı hoş karşılamamışlar. Hatta biraz tartışmışlar. Ş.. birkaç gün onlarla mücadele etmiş. Beni sevdiğini söyleyerek, benimle evlenme isteği konusunda ısrarcı olmuş. Ş'a neler yaşadığını çok sordum ama bana bundan fazlasını anlatmadı. Eminim ki bana anlattığından fazlasını yaşadı.
İşten çıktığım hafta Ş'na, işten çıktığımı söyledim. 'İyi yapmışsın, sen çıkmazsan ben annenle konuşup, çıkmanı söyleyecektim.' Çalışmamı istemiyordu. Madem benimle evlenmeye karar vermişti, bazı şeyleri konuşmamız lazımdı. Fırsat bu fırsat diyerek konuşmaya başladım.
- Sen çalışmamı istemiyorsun ama ben annemde kalırken, sigaramı, kontörümü nasıl alacağım? Annemin eline bakmak istemiyorum. Zaten bu zamana kadar da sadece anneme destek olmak için çalıştım. Evlenene kadar da çalışmam gerekiyor.
- Sen merak etme ben, annenle konuşurum. Sigaranı, kontörünü de dert etme, ben alırım, seni zorda bırakmam, artık sen çalışmayacaksın.
- Peki evlendikten sonra, bak şimdiden söyleyeyim. Sen zaten herşeyi biliyorsun. Ben annem gibi olmak istemiyorum. Evlendikten sonra çalışmam.
- Sen çalışmak istesen bile ben, çalıştırmam. Ben ne güne duruyorum Allah izin verdikçe, sana da çocuklarıma da bakarım.
- Bu konuda anlaştık yani.
- Evet anlaştık.
- Peki biliyorsun, ben sana aşık değilim, seviyor muyum onu da bilmiyorum. Sana H'dan bahsettim ona olan sevgimi biliyorsun. Yine de benimle evlenmekte ısrarcı mısın?
- Evet biliyorum. Olsun zamanla seversin. Ben beklerim.
- O zaman bu konuda da anlaştık.
- Evet anlaştık. Şimdi ben, senden bir şey isteyeceğim. Ailem açık gelin istemiyor, birkaç güne seni istemeye geleceğiz. Seni açık görmesinler. Kapanır mısın?
- Tabi kapanırım. Zaten kapanmak istiyordum. Biraz zorlanabilirim ama sen beni idare edersin olur mu?
Bunu duyduğunda bana sıkı sıkı sarıldı.
- Biliyordum benim sevdiğim kadının beni kırmayacağını biliyordum. Ailemle epey atıştık, sana bunu çekinerek söyledim. Şu an o kadar mutlu oldum ki teşekkür ederim.
Böylece aramızda anlaşmış ve herşeyi halletmiştik. Üç gün sonra beni istemeye geleceklerdi. Anneme kapanacağımı, evdeki açık kıyafetlerle karşılarına çıkamayacağımı söyledim. Annem;
- Kızım kapanma, ilk günden onların dediğini yapma, karşılarına açık çık, seni öyle kabullensinler.
- Hayır anne, ben Ş'ı ailesine karşı mahçup edemem. Zaten kapanmak istiyordum. Bu evlilikte vesile oldu.
Annemle gidip, birkaç takım kapalı kıyafet aldık. İsteme gününde giymek içinse, beyaz renkli, uzun boydan bir elbise aldım. Askılı, dantelli, işlemeli, etekleri fırfırlı çok şık bir elbiseydi. İçine de beyaz bir badi giydim. Üzerime tam oturmuştu. Başıma annemin beyaz şalını takacaktım. Fakat şalı bir türlü yapamıyordum. İlk kez kapandığım için bu konuda acemiydim. Şal nasıl yapılır bilmiyordum. Saatlerce o şalı yapabilmek için uğraştım. Ne yaparsam yapayım diğer kapalılar gibi güzel takamadım. Annemle kardeşimde bilmiyordu. O kadar yoruldum ki uğraşmayı bıraktım. En sonunda öylece başıma geçirip, arkama attım. Bu yeni kendime aynada uzun süre baktım. Kendime alışmaya çalışıyordum. Kapının çaldığını duydum. Oldukça heyecanlıydım. Ş.. beni ilk kez kapalı görecekti. Tepkisini merak ediyordum.
Kapıyı açtıktan sonra, Ş'ın annesi, babası, abisi, yengesi, bir de yengesinin erkek kardeşi içeri girdiler. Hoşgeldiniz diyerek, tanıştık. Ş.. bana gülümseyerek bakıyor, kaş göz işareti yapıp, bu yeni halime tepki veriyordu. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Ellerindeki çiçek ve çikolatayı alıp, mutfağa koştum. Elim, ayağım titriyordu. Kardeşime "kahveleri sen yapar mısın? Ya ben köpüksüz yaparsam, ya olmazsa" diyerek tedirginliğimi dile getirdim. "Tamam ben yaparım sen sakin ol" diye gülümseyerek karşılık verdi.
Kahveleri ikram etmek için, salona girdim. Büyüklerden başlayarak tek tek herkese ikram ettim. Ancak başımdaki şal bana rahat vermiyordu. Sürekli önüme düşüp, duruyordu. Bir elimde tepsi, bir elim şalı arkaya atmakla uğraşırken, sıra Ş'a geldi. Gıcık adam, sürekli gülümseyip duruyordu. Heyecandan kahveye tuz atmayı bile düşünememişiz. Ben de kahvesini verirken ayağına bastım. Birden ah diye bağırmaz mı? Hemen kaçıp mutfağa gittim. Ne oldu diye soranlara, "kahve sıcakmış da biraz elime döküldü" dedi.
Sonra Ş'ın annesi, babası beni yanına çağırdılar.
- Bak kızım, seninle şimdiden konuşalım, sonra şaşırma. Biz kalabalık aileyiz. Hepimiz birlikte duruyoruz. Siz de evlenince, bir sene kadar bizimle aynı evde duracaksınız. Bir seneden sonra hepinizi ayıracağız. Yengenin üst katta evi yapıldı, size de yan dairede ev var, sadece mutfağı yapılacak. Bir sene boyunca yatmadan yatmaya evinize geçeceksiniz. Mutfak, oturma, yeme içme bizim evde olacak. Bir de kızım var o, evli kendi evinde duruyor.
- Ş'ın bir abisi, abisinin hanımı ve üç çocuğu, Ş'ın askerde olan erkek kardeşi, baban, ben ve ikiniz, toplamda on kişi razı mısın?
Ben ne diyeceğimi bilemedim. Sanki dilim bağlanmış gibi başımı sallıyordum.
- Sonra bizim inşaat işi bitmez, daha yukarı dört daire yapılacak ve herkes evine yerleştirilecek. O zamana kadar kum da çekilir, yeri gelir ustalara yemekte yapılır, tuğla da taşınır, bunları el birliği ile yapacağız razı mısın?
O an, sanki bu konuşmaların hiç birini duymuyordum. Bu evlilik olacak ya, dilim bağlanmış gibi, bana ne dedilerse herşeye başımı sallayıp, he he demiştim.
Bu konuşmalardan sonra; yüzükler kesildi, ne olduğunu bile anlamadan parmağıma nişan yüzüğüm takılmıştı. Artık Ş'la nişanlanmıştık. Aralık ayında, düğünümüz yapılacaktı.
Daha öncede söylediğim gibi; evleneceğin kişi kaderinde yazılıdır. Herşey benim iradem dışında ilerlemişti. Salonda geçen konuşmalar sırasında, dilim bağlanmış gibi herşeye başımı sallamıştım. İlerleyen günlerde yine bazı olaylar oldu ama hiçbir şey evleneceğim kişiyi değiştirmedi. Bu konuda dini sohbetlerde duyduğum bir hadis var, sizlerle de paylaşmak isterim.
Sahabilerden biri; Peygamber efendimizin (sav) yanına gelir ve şöyle der. "Bana dua edin de şu kadınla evleneyim"
Peygamber efendimiz (sav) şöyle cevap verir: "Eğer İsrafil, Mikail, Cebrail ve Hamele-i Arş'ın aralarında ben de bulunsam ve sana dua etsem, gene senin için yazılan kadınla evlenirdin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI ÇİLEM HAYATI ELEM (Otobiyografi) TAMAMLANDI
No FicciónKendi hayatımı; edebi bir dille kaleme aldığım, otobiyografik romanıma davetlisiniz arkadaşlar. Bu kitapta yazdıklarım tamamen gerçektir, kurgu değildir, herşey yaşanmıştır. Hiç çocuk olmadım, oyunlarım olmadı. Hep o pencere önünde kaldı düşlerim...