Okulun son günü gelmişti. Son gün sınıfımız tam bir curcuna gibiydi. Okul gömleklerimizi, arkadaşlarımızın son sözlerini yazıp, imzalamaları için heba etmiştik. Bütün gömlekler, son ders zili çalana kadar kalem izleriyle dolmuştu. Bu mavi renkli lise gömleğim, benim için fazlasıyla kıymetlidir, hala saklarım. Arada sırada sandıktan çıkarır, yazılanları okur, geçen günleri yad ederim. Fazladan sınıfça anket defterleri de hazırlamıştık. Bizim belirlediğimiz sorulara, arkadaşlarımız cevaplar verecekti. Hepimizin defterleri elden ele geçerek, anketler tamamlanmıştı. Bu defterimi de saklıyorum. O günleri özlediğim zaman, arkadaşlarımın yazdığı o içten satırları tekrar tekrar okuyup, hatıralara dalıyorum.
Merak edenler olabilir diye şunu da belirtmek istiyorum. Hem gömleğimi, hem de anket defterimi ilk aşkıma da doldurtmuştum. Ayrılsak da arkadaş olabilmeyi başarmış, birbirimize hiç küsmemiştik.
Hepimiz çok hüzünlüydük, birbirimizden ayrılmanın üzüntüsü ile sarılıp ağlaşıyorduk. Bu nedenle kendimizce bir karar aldık ve hafta sonu için veda pikniği düzenledik. Artık annem ve babam ayrıldığı için babam, beni göndermeyecek gibi bir kaygım yoktu. Annem bu konularda bizi hiç bunaltmadı, sağ olsun nereye gitmek istediysek izin verdi.
Piknik yerinin, Beykoz'un en güzel boğaz manzarasına sahip, Mihrabat Korusu'nda olmasını kararlaştırdık. Herkes listede ona verilen yiyeceği yapacak ve getirecekti. Yanımıza top, ip gibi oyun oynayacak malzemeler de aldık. Büyükçe bir ağacın gölgesinde oturup, yemeklerimizi yedik, gülüştük, oynadık, su savaşı bile yapmıştık, giysilerimiz sırılsıklam olmuştu ama güneş hemen kurutmuştu. Veda pikniğimiz, öylesine güzel geçmişti ki; epeyce eğlenmiş, son günümüzü doyasıya yaşamıştık.
O günden sonra bana yakın oturanlar haricinde, arkadaşlarımın çoğunu ve ilk aşkımı bir daha hiç görmedim. Neden bilmiyorum ama güzel olan herşey o ağacın altında ve okul sıralarında kaldı.
Bir şarkı var bilir misiniz?
" O ağacın altını, şimdi arıyor musun?
O güzel günler için bilmem yanıyor musun?"Ben, o ağacın altını pek arıyorum.
O güzel günleri ve bunca anıyı paylaştığım arkadaşlarımı bir hayli özlüyorum. Bazen o yaşlı ağacın altına gidiyorum ve kazıdığımız isimleri tek tek kontrol ediyorum. Hepimizin isimleri orada dururken, o ağaç bizi kucaklamış, izlerimizi taşımışken, arkadaşlıklarımızın kaybolması, bizim o izleri taşıyamamış olmamız beni fazlasıyla üzüyor.Umarım hepiniz mutlusunuzdur, hepinizi çok seviyorum.
Hoşçakalın lise dostlarım..
Bana kattığınız herşey için teşekkür ederim.Güçsüzdüm, dik durmayı öğrettiniz.
Gözyaşlarımı silerek, gülümse dediniz.
Her zorluktan sağ çıkabilmeyi, deliliği, çılgınlığı sizinle öğrendim.
Yalnızdım, kalabalığım oldunuz.
Çaresizdim, devam oldunuz.
Birliğe, beraberliğe, dostluğun var olduğuna inandırdınız.
Ellerimi sıkı sıkı tutarak, yanındayız dediniz.
Umudum tükendiğinde, gülümseyen gözlerinizle umut var dediniz.
Üzüldüğümde, üzülme geçecek dediniz.
Hayata sizinle başladım, hayatı sizlerle öğrendim.
Hayatı sizinle sevdim.
Sevginin varlığına sizinle inandım.
Yaralarımı sizinle sardım.
İyi ki karanlığıma, güneş oldunuz ve bana yürümeyi öğrettiniz.
Hoşçakalın iyikilerim.Güle güle 11/H'ın isyankar gülleri ve dikenleri..
Güle güle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI ÇİLEM HAYATI ELEM (Otobiyografi) TAMAMLANDI
No FicciónKendi hayatımı; edebi bir dille kaleme aldığım, otobiyografik romanıma davetlisiniz arkadaşlar. Bu kitapta yazdıklarım tamamen gerçektir, kurgu değildir, herşey yaşanmıştır. Hiç çocuk olmadım, oyunlarım olmadı. Hep o pencere önünde kaldı düşlerim...