Kardeşim ve ben işten ayrıldık. Şu an neden ayrıldığımızı hatırlamıyorum. Annemin söylediğine göre, zorlandığımız için çıkmışız ama ben hatırlayamıyorum.
Bir gün ortaokul öğretmenlerimi oldukça özlediğimi fark ettim. Onları görmek için eski okuluma gittim. Benim çizdiğim, çerçevelenmiş resmim hala okulun duvarında asılıydı. Tebessüm ederek öğretmenler odasına girdim. Türkçe ve İngilizce öğretmenlerimi epey özlemiştim. Öğretmenlerim de beni görünce çok mutlu olmuşlardı. Ellerini öpüp, sarıldıktan sonra biraz muhabbet edip, ayrıldım.
Yolda ortaokul arkadaşım A'ü gördüm.
- Oo Çilem seni buralarda görmek ne güzel. Seni gördüğüm iyi oldu. Çünkü sana anlatacaklarım var. Bana bak kızım H.. benim anladın mı ondan uzak dur. Onunla çıktığını biliyorum. Sen varsın diye bana yüz vermiyor aramızdan çekil.
Bütün bu sözler ne demekti böyle? Bu kızı zaten hiç sevmezdim. Delinin tekiydi. Hiçbir şey demeden yanından ayrıldım. Arkamdan bağırmaya devam ediyordu ama bunun gibilerle uğraşılmazdı.
Eve döndüm. O gün yada başka bir gün H'a, bu konu hakkında hiçbir şey sormadım. Ona güveniyordum, bunları sorarak sevgimizi zedelemek istemedim. Fakat ilerleyen günlerde H'ın benden uzaklaştığını fark ettim. Bilmediğim bir şeyler oluyordu. Buluşmalarımız azalmıştı, buluştuğumuzda ise şu kanka dediği çocuk, hep yanımızda olurdu.
Sonra bir gün kardeşim, neredeydi bilmiyorum beni telefonla aradı ve bana H'ın benden ayrılacağını söyledi. İnanmadım hayır H.. bunu bana yapmazdı. Numarasını aradığımda açmıyordu, belli ki kardeşimin yanındaydı. Kardeşimi tekrar aradım. "Söyle ona kendimi öldürürüm, böylece benden kurtulursunuz" dedim. Kardeşim güldü; "saçmalama zorla güzellik olmaz, H.. seni ne yapsın, senin gibi neşesiz, acımtırak birini ne yapsın? O, eğlenceli kızları beğeniyor. Salak salak şeyler düşünme bitti işte" dedi.
Bir anda neler oldu, nasıl bu hale geldik anlamıyordum. Çok öfkeliydim. Neden sevdiğim insanlar beni teker teker terkediyordu? Neden bana H'ın kendisi değil de, kardeşim bu ayrılığı haber veriyordu? Peki kardeşimin söylediği sözler haklı mıydı?
Hayatımda hiçbir zaman çok neşeli olmadım. Ağız dolusu kahkahalar atmadım. Asla sahte davranmadım. Renkli, cıvıl cıvıl bir kişiliğim olmadığını biliyorum. Belki de haklılar.. Hiç çocuk olmadım ki; çocukça hareketlerim olsun. Benim oyunlarım olmadı ki; onların oyunlarına katılayım. Öyle sanıyorum ki; babamdan aldığım terbiye, bana ürkek bir ciddiyet (ağırbaşlılık) kazandırdı.
Kabullendim, madem istemiyordu. Kendimi zorla sevdiremezdim. Yine aşk acısı çekmeye başlamıştım. Fazlasıyla bitkindim. Ne kimseye bir şey sordum, ne de kimseyle konuştum. Günümün yarısı ağlamakla ve H'la yaşadığımız o güzel anıları düşünmekle geçiyordu. Tam tamına 1,5 yıl süren, yağmurla gelen adam, yine yağmurlarla gidiyordu. Sonbahar mevsimi başlamış, yağmurlar yağıyordu. Yağmurlar, onu benden çok uzaklara sürüklüyordu.
Artık karşılaştığımızda, benimle konuşmuyordu. Bazı zaman eskiden olduğu gibi; mutfak penceresinin önünde, sigara içerken görürdüm. Eskiden başını yukarı kaldırıp, benimle konuşurdu. Sigaramız bitene kadar konuşur, birbirimizle bakışırdık. Ayrıldıktan sonra ise başını hiç kaldırmadan, sigarasını içip hemen içeri giriyordu. İçim yanıyor, bu uzaklığa katlanamıyordum.
Biz böyleyken; kardeşim, onunla iki yakın arkadaş gibi konuşmaya devam ediyordu. En çok ağırıma giden, canımı yakan da buydu.
Bir gün dışarı çıkmıştım. H'ın kankası K.. ile karşılaştık. Benimle konuşmak istediğini söyledi.
- Dinliyorum konuşabilirsin' dedim.
- Çilem bunu sana ne zamandır söylemek istiyorum. Ne halde olduğunu görüyorum, senin için çok üzülüyorum. H'ı unut, bak o seni kolayca unuttu, hayatına devam ediyor. Sen ise kendine eziyet ediyorsun. Yapma Çilem etrafına bak. Seni ilk gördüğüm andan itibaren sevdim, hala seviyorum. Duygularıma söz geçiremiyorum. Biliyorum H.. benim kankam ama sen benim için daha önemlisin. Seni üzgün görmek istemiyorum. Lütfen bana bir şans ver. Seni mutlu etmem için bana bir şans ver.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI ÇİLEM HAYATI ELEM (Otobiyografi) TAMAMLANDI
No FicciónKendi hayatımı; edebi bir dille kaleme aldığım, otobiyografik romanıma davetlisiniz arkadaşlar. Bu kitapta yazdıklarım tamamen gerçektir, kurgu değildir, herşey yaşanmıştır. Hiç çocuk olmadım, oyunlarım olmadı. Hep o pencere önünde kaldı düşlerim...