11. Bölüm "KIZGINLIK" (+18)

23.4K 823 147
                                    

Selamlar 🖖🏼

Bölümde +18 içerik vardır, okumak istemeyenler diğer bölüme geçebilir.

Tamam hepiniz geçtiniz inandım 🫣

Tamam hepiniz geçtiniz inandım 🫣

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...

Yatakta kıvranarak gözlerimi açtım, her saniye bu acı kendini bana hatırlatıyordu. Ne yapmam lazımdı?

Sözde mühürlüm bile bu durumda beni bırakıp gitmişti!

Sürekli kıvrandığım için artık sıkılmış olmalı ki, İgnis şeytanı tıslayarak bana bir pati darbesi vurmaya çalıştı. Tabii o darbeyi atamadan onu kavrayıp kucağıma çektim.

Göz yaşlarım canımın acısından dolayı, sicim sicim akıyordu. Arada bir ağzımdan kaçan inlemelerse daha fazla sinirlenmeme sebep oluyordu.

Bakışlarımı tavana diktim, ama hemen sıkılıp pencereye çevirdim. Dışarısı hâlâ karanlıktı, yani muhtemelen gece yarısındaydık.

En son giren sancı hepsinden daha beterdi, Boris'in kokusunu gayet net alıyordum, evde olmalıydı, fakat zahmet edip yanıma bile gelemiyordu.

İgnis'i yavaşça yatağa bıraktığımda zaten beni pek umursamadığı için rahat bir pozisyon almış, hemen uyku moduna geçmişti, bu durum daha çok ağlamama sebep oldu.

Ağır adımlar ile sızlanarak kapıya ilerledim, kulpu çevirip açtığımda kendimi hızla dışarıya attım. Artık nasıl bir haldeydim bilmiyorum ama bacaklarım titriyordu.

Bakışlarım direkt koridoru taradığında buranında bütün ev gibi sessizliğe gömüldüğünü gördüm, merdivene ilerleyip demirlerden tutarak aşağı doğru inmeye başladım.

Tamam kısa bir merdiven değildi ama şu an bana sanki yıllardır iniyormuş gibi geliyordu. Düğünlerde merdivenden inen kasıntı damatlar gibi hissediyordum kendimi.

Sonunda merdivenler bittiğinde ikinci dünya savaşının bir gazisi gibi hissettim kendimi, bunu da aşmıştım sonunda!

Sevincimi kursağım da koyan şey ise tekrar kasıklarıma giren sancıydı.

Ufak bir inlemeyi ağzımdan kaçırdığımda hızla etrafı süzdüm, Boris tekli koltukta oturmuş-daha doğrusu yayılmış- kafasını geriye atmıştı. Bakışlarım eline kaydığında cam şişeyi görmemle kaşlarımı çattım, içki mi içiyordu?

Üstelik koltuğun yanında duran boş şişeler uzun süredir içtiğinin kanıtıydı. İçki ve içki türevlerinden nefret ediyordum!

"Boris!" diye seslendiğimde hızla kafasını kaldırıp bana bakmıştı, bakışlarından çok derin şeyler geçiyordu, fakat bunları anlamayacak kadar acı doluydum.

Adımlarım onu bulduğunda, hiç beklemeden beni kucağına çekti.

"Hâlâ sarhoş olmadım" dediğinde kaşlarımı çattım, bu kadar içip olmaması imkansız gibi bir şeydi. Onun bir kurt olduğunu düşününce, sarhoş olmaması bile çok mantıklıydı aslında, bazen mantık aramamak gerekiyordu.

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin