25. Bölüm "YARIM KALMIŞ GÖZYAŞI"

8.4K 430 74
                                    

Kitabı baştan sona bir okudum ve özellikle ilk bölümlerde çok fazla mantık hatası yaptığımı fark ettim, asıl sorun eski yorumların gitmemesi için o bölümleri düzenleyemiyor olmam.

Birkaç kişi Almira'nın bu ortama ve Boris'e nasıl bu kadar çabuk alıştığını sormuş, gerçekten buna pek dikkat etmemiştim. Sadece tek amacım kurguyu istediğim düzene oturtabilmekti.

Her neyse bu zehir kafa ile onun da bir yolunu buldum 💅

140K oldukk! yine ve yine bu halde buralara geldiğimiz için çok mutluyum sizleri çok seviyorum 🤍

Oy vermeyi unutmayın lütfen, İyi okumalar!

🐺 emojileri nerede?

🕸️

"Annesinin cenazesi değil mi? Neden ağlamıyor" yaşlı kadının sorusu ile gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Onu cevaplayan ise Kate'in annesi olmuştu. "Zavallı çocuk şoka girmiş olmalı, sadece 7 yaşında ve annesini kaybetti, onun için de kolay olmadığına eminim"

"Almira!" Kate'in fısıltısını duyunca gözümü açıp etrafa baktım. Mutfak kapısının oradan bana bakıp eliyle yanına gelmemi ister gibi işaret yaptığında kimseye fark ettirmeden yerimden kalkıp sorgulayan bakışlarla yanına gittim.

"John bana yeni bir eve taşınacağınızı ve ikimizi oraya gezdirmeye götürebileceğini söyledi" ellerini birbirine çarpıp peltek harflerle konuşunca dudaklarımı birbirine bastırdım ve elimle etrafta ağlayan kadınları işaret ettim, "Sanırım ev gezmek için pek uygun bir zaman değil"

"Ama lütfeen! Yeni evinizi çok merak ediyorum. Ayrıca sevinmelisin, John yeni oyuncak odanın şimdikinin 2 katı olduğunu söyledi" şu Kate yokken asla giremediğim oyuncak basılı odayı mı kastediyordu? Umrumda değildi.

Buradaki herkes aptaldı ve annemin bir araba kazasında öldüğüne inanmışlardı. Yeni ev ve oyuncak odası şu anda düşüneceğim son şey bile değildi.

"John bütün bunları nereden biliyormuş peki?" John babamın şoförüydü ve ailemizle gram alakası olmamasına rağmen evde dönen her şeyden mutlaka haberi olurdu.

"Bilmiyorum ama-" sözünü yarıda keserek sordum. "Yeni evimizin bodrum katı da varmıymış peki?"

O sözlerimin altındaki anlamı bilmezken göz devirip, "Nereden bileyim var mı yok mu? Ne işin olur ki senin bodrumla?" Diye sordu. Cevap vermedim.

"Ama yine de babam yokken gitmemiz sorun olmaz mı?" dedim içime oturan sıkıntı ile. Tabii ki John babamdan izinsiz hareket edemezdi fakat yine de emin olamamıştım.

"Saçmalama, en fazla ne olabilir ki? Hem buradaki kadınların sorularından sıkılmadın mı?" diyip şirince gülümsedi. O an o kadar tatlı gözüktü ki kendimi kabul ederken buldum

"Tamam o zaman gidip bakalım" içime oturan pişmanlığa engel olamadım, annem her ne kadar beni sevmese de annemdi ve ben ev gezmeye gidiyordum. Üstelik dışarı çıktığım için babamın tepkisinin de çok iyi olmayacağı aşikardı

Kate elimden tutup beni çıkış kapısına yaklaştırdığında John'un da orada beklediğini gördüm. Yüzündeki memnuniyetsiz ifade sık rastladığım bir şeydi yine de ona aldırmadan arabaya ilerleyip oturdum.

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin