20. Bölüm "HAYAT HIRSIZI"

10.1K 564 52
                                    

Bu sefer arayı çok açmadım bakın💅

🕸️

Şaşkınlıkla karşımdaki yaşlı kadına bakarken gözümü açıp kapamamla kendimi evimizde bulmam bir olmuştu. Gözlerim İgnis'i buldu, bu beni ilk ışınlayışı değildi. Nefes nefese olan olayları beynimde tartmaya başladım.

Her şeyden önce madem ışınlanabiliyorduk, neden saatlerce yürümüştük?

Üstelik o kadın, onun kopyası gibiydim. Her şey çok tuhaftı. Oturduğum yerden kalktım şu an salondaydık. Eğer İgnis hanım zahmet edip giderken bizi ışınlasaydı bu kadar yorulmamış olurduk!

Saate baktığımda sabahın üçü olduğunu görmemle gözlerimi irileştirdim, geç olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Hızlı ama sessiz adımlarla üst kata Loira'nın uyuduğu odaya çıktım, kapıyı sessizce araladığımda onun yatakta halen mışıl mışıl uyuduğunu gördüm.

Sessiz bir soluk dudaklarımın arasından firar ettiğinde, odadan çıkarak kapıyı ardımdan kapattım. Bu gece uyuyabileceğimi pek sanmıyordum.

Adımlarım aşağı kata yöneldiğinde usulca salona giderek, koltuğa oturdum.

Masanın üzerindeki cılız ateş dikkatimi çekerken, ayaklanıp masaya yaklaştım. Ateş ben yaklaştıkça büyüyor gibiydi. Üzerinde iskelet figürleri olan kadeh, içinde yanan ateş ile çok asil duruyordu.

 Üzerinde iskelet figürleri olan kadeh, içinde yanan ateş ile çok asil duruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elim istemsizce kadehe giderken, elime alıp merakla incelemeye başlamıştım. Süs gibi duruyordu fakat, ben pek öyle olduğunu düşünmüyordum. Beni oldukça etkileyen güçlü bir auraya sahipti.

Ateş biraz daha harlandığında kadehi yanlışlıkla yere düşürdüm ve ateşin sıçramaması için hızla tekrar elime aldım. Ancak yetişememiş olmalıyım ki, ateş yavaşça zeminde yol almaya başladı.

Evin yanacağı korkusu beynimi işgal ettiğinde, işler düşündüğüm gibi gitmedi. Ateş kıvrılarak anlamadığım şekiller oluşturmuştu.

Aslında bunu kimin yaptığını anlamak pekte zor değildi.

Elimi yanacağını bilsem de hipnoz olmuş gibi yanmakta olan şekillere uzattım. Ancak elimde acı hissetmedim. Bu garibime giderken elimi yavaşça alevlerden çektim ve gülümsedim.

Alevler yavaşça kaybolurken, kadehi aldığım yere koyarak yeniden koltuğa ilerledim. Uzanıp ince pikeyi üstüme çektim. İgnis ve Moly'nin varlığını yanımda hissettiğimde gözlerimi kapatıp konuşmaya başladım.

"Yarın o kadının yanına tekrar gitmeliyiz, bir şeyler biliyor olmalı" Moly yaklaşıp kafasını boynuma koyduğunda çoktan beni onaylamıştı. İgnis ise saniyeler sonra göbek deliğimin üstüne yattı. Varlıkları içimdeki huzursuzluğu azaltırken kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin