33. Bölüm "GERÇEK Mİ KABUS MU?"

5.3K 295 145
                                    

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌹

Yorumlar yeni bölüm için yazma hevesi demek 🥹

🕸️

Elimdeki kana ne olduğunu anlayamadığım bakışlar atıyordum. Neler olduğunu öğrenmektense deli gibi korktuğum için peşinden yukarı çıkamamıştım.

Başta onun yaralandığını düşünüp endişelenmiştim, ama şimdi burnuma dolan kan kokusu ona ait değildi.

O birisine mi zarar vermişti?

Ya da daha ileri gidip, öldürmüş müydü?

Sanırım bu noktada, çıldırmam hatta korkup kaçmam gerekirdi. Ancak bunu yapamazdım, bahçede bulduğum ceseti kendim öldürmediğimi ona anlatmaya çalıştığımda, sanki ben öldürmüş olsam bile arkamda duracağına dair sözler vererek bakmıştı bana.

Üstelik gerçekçi olmalıydım, bir yere gidemezdim. Kaçamazdım.

Üzerimde cesaretin kırıntısı bile yokken, neler olduğunu öğrenmenin merakı ile yukarı çıkmaya başladım.

Ne demişler; ya meraktan, ya..

Merdivenleri bitirip koridora döneceğim sırada ağzıma kapanan el ile sesimi çıkaramadan geriye çekildim.

"Şşşş" tanıdık ses zihnime düştüğünde kalbim korku ile çarptı. Elim hızla ağzıma kapanan ele gitti üzerimden çekmek için.

"Güzel kızım!" Alamadığım nefesler yüzünden daha sıkı asıldım eline, ancak her zaman olduğu gibi çabalamaktan öteye gidemedim.

Boynuma değen soğuk metali hissedince debelenmeyi bıraktım, kafamı da elimden geldiğinde havaya kaldırıp tenimin kesilmesini önlemeye çalıştım.

"Özledin mi babanı?" Gözlerimden dökülen yaşlar eşliğinde hızla kafamı iki yana salladım. Boris'in duyup gelmesi için boğuk da olsa sesler çıkarmaya çalışıyordum.

"Özlemedin mi?" Kırgın çıkan ses tonuna rağmen dalga geçtiği açıktı. "Oysa baban biricik kızını çok özledi"

Boynumdaki bıçağı yavaşça tenimden çekti, vücudum kaskatı olduğundan tepki veremiyordum. Elindeki bıçağı ağır ağır karnıma kadar indirdi.

"Benden kurtulduğunu sanma" aniden bıçağı karnıma saplaması ile, ağzımdaki eli yüzünden acı ile boğuk bir çığlık attım.

"Zaten sen hep kaybedeceksin, onu da kaybetsen hiçbir şey olmaz"

Yattığım yerden hızla doğrulduğumda elim hızla karnımı buldu, ağzımı açıp derin nefesler almaya çalıştığımda bunun bir rüya olduğunun farkına vardım.

Acı ve babam o kadar somuttu ki.

Gerçek gibiydi..

Sonunda nefeslerimi düzene soktuğumda gördüğüm kabus yüzünden fazlaca terlediğimi gördüm. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattığımda etrafıma baktım.

Salonda iki büklüm bir şekilde uyuyakalmış olmalıydım, dizlerimi kendime çekip ağrıyan omuzlarımı ovalamaya başladım, dudaklarımın arasından sıkıntılı bir soluk çıkıp havaya karıştı.

Gözlerimi kendime gelmek için birkaç saniye kapatıp, sonrasında geri açıp oturduğum yerden kalktım. Merdivenlerin tepesine sanki yaşadığım şey gerçekmiş gibi tip tip baktım.

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin