54. Bölüm "LEKELİ KALPLER"

2K 116 89
                                    

Yeni bölümden selaam, iyi okumalar. Oy vermeyi unutmayın 🥹

Çok şanssız bir insandım ve bunu söylerken dalga geçmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok şanssız bir insandım ve bunu söylerken dalga geçmiyordum. Böyle biri olmak için muhtemelen zemzem suyunu rakı niyetine içmiş olmalıydım, aksi halde böyle bir çarpılmışlık normal değildi.

Hayattaki tek şansımın Boris olduğuna inandıktan sonra, iyi niyetim bir güzel suistimal edilip, dalga geçilircesine baş aşağı çevirilmiştim.

Kurt kışı geçirir ama... ayaz hayatını bir güzel severmiş. Kışı geçirmiştim, sıra ilkbahardaydı ve bu da bende bazı ilklere sebep oluyordu. Kin gütme gibi.

Aklımdan Miley ile ilgili binbir türlü komplo teorileri geçerken sessizdim. Hangisinin nasıl bir etkisi olacağını henüz hesaplamasam da içinden zararsız çıkacağım bir tanesini bulmalıydım, bu da dolaylı yoldan bir şeyler yapmak anlamına geliyordu. Düşüncelerim ismimin seslenilmesi ile bir bıçak gibi kesildiğinde, dışarıyı izleyen bakışlarımı sesin sahibine çevirdim. "Hı?"

"Yenge, geldi senin öğle yemeği." Aston elindeki pizza kutusunu gözüme sokmak için salladığında, yüzümü astım.

"Canım artık pizza istemiyor."

Karşımda kaşları üzülerek çatıldı, "Nasıl istemiyor? Bir daha düşün yenge! Daha yarım saat önce canım pizza çekti diye ağlamadın mı? Bak o kadar yol gittim, senin için aldım bunu." Kutuyu dayatmak ister gibi bana uzattığında omuz silktim.

"Yarım saat önce canım pizza istemişti, şimdi başka bir şey istiyor."

Kutuyu Boris'in masasına koyarak ağzını açtı ve bir dilimini kesip burnuma yaklaştırdı, "Şunun kokusuna bak! Bol malzemeli, buram buram sucuk kokuyor."

"İstemiyorum," dedim burnumu kırıştırıp.

"İstiyorsun yenge, istiyorsun."

"Hayır, zeytin istiyorum. Ama böyle içinde biber olan yeşil zeytinden. Çok ekşi olması lazım." İştahla yutkundum. "Hatta suyunu da içmeliyim, benim için bulursun, değil mi?"

Aston karşımda kasvete bürünürken sessizdi. "Pizza olmaz mı?" Dedi yeniden şansını deneyerek. "Bol kaşarlı hemde."

"Bol Mileyli." Dedim gülümseyip. "Tamam, yiyeceğim ver hadi." Aston söylediğim şeye dikkat etmeden hevesle kutuyu kucağıma bıraktığında pizzanın üzerinde duran, sarıya çalan kaşar ile bakıştım.

"Yenge, yemek istememeni anladım ama neden kaşara onu öldürecekmiş gibi baktığını pek anlayamadım."

"Midemde ölecek ya zaten," gülümsedim. "Belki de evinde ölür."

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin