48. Bölüm "FARELİ KÖYÜN KAVALCISI"

3K 168 53
                                    

Herkese merhaba, bölüme geçmeden önce kısa bir duyuru yapacağım.

BU ARADA 300.000 OKUNMAYA ULAŞTIKKK 🥹❤️‍🔥

Birkaç gün önce panomda bir duyuru yaptım, görmeyenler için bölüme de yazıyorum. Kurdun Mührü'nü arkaplanda yeniden yazıyorum. Kitabın neredeyse tamamını değiştireceğim, aynı olacak tek şey; Almira'nın doğum gününde mum üflemesi ve karakterler olacak.

Değiştirmek istediğim ve en çok eleştiri aldığım kısım Almira'nın Boris'e ve geldiği yere adaptasyon süreci. Bölümleri düzenlerken bile ufak çaplı sinir krizi geçirdim, burayı böyle mi yazmışım ya diyerek 🙂. Eskisinden daha sağlam bir Almira ve daha Dark bir Boris şu anki en önemli hedefim. İlk 3 bölümü yazdım ve okurken sırıtacağınıza emin olduğum sahneleri de ekledim. Düzenlemiyorum, baştan yazıyorum.

İlk önceliğim bu halinin finalini vermek olacak-Final her iki versiyonda da mutlu bitecek asla endişelenmeyin- daha sonrasında yavaş bir şekilde bölümleri yeniden yazacağım. Hepimizin içine sineceğini umuyorum, iyi okumalar. 🥹

Oy vermeyi unutmayın lütfenn 🤗

🕸️

"Halk farelerden kurtulmak için bir kavalcı ile anlaşmak zorunda kalmış, kaval çalan bir adamın fareleri nasıl yok edeceğini bilmeseler de başka çareleri yokmuş," Başımı Anna'yı dinlediğimi belli edercesine, devam etmesi için salladım. "Kavalcı istediği parayı vermeleri için halka söz verdirmiş, sözünden dönen kalleştir demiş," Durup kıkır kıkır güldüm. Anna'da bu halime gülerek elindeki masal kitabını gülen yüzüne kapattı.

"Eee?" Dedi Almila merakla, "Sonra ne olmuş?"

Anna yüzüne kaldırdığı kitabı indirdi ve yüzünde kalan hafif bir tebessüm ile devam etti, "Bir gün, sabah erkenden kalkan kavalcı köyün meydanına gelmiş ve kavalını çalmaya başlamış, sesi duyan bütün fareler kavalcının peşine takılmışlar. Büyük bir Nehir'e giden kavalcı taşlara basarak karşıya geçmiş ancak büyülenen fareler suyun farkına varamayıp nehire düşmüş ve boğularak ölmüşler."

Fareler suda yüzmez miydi?

"Köylüler mutlu mesut yaşamışlar, değil mi?" Diyen Almila'ya Anna kafasını iki yana sallayarak cevap verdi.

"Hayır," diyip anlatmaya devam etti, "Kavalcı geri gelip parasını istemiş ancak farelerden kurtulduğu için rahatlayan halk, bu kadar büyük bir parayı sadece kaval çaldığı için bir adama vermek istememiş, kavalcıya azıcık para verip onu göndermek istemişler." Devamında kaşlarını çatıp huysuz bir ifadeye büründü, Kavalcının nasıl göründüğünü bize göstermeye çalışıyordu, "Kavalcı bu duruma çok öfkelenmiş ve ona verdikleri sözü halka hatırlatmış, ancak halk oralı olmamış ve evlerine dağılmış. Parasını alamayan kavalcı ertesi gün güneş bile doğmadan yeniden köyün meydanına gelmiş ve farklı bir melodi ile kavalını çalmaya başlamış."

Anna, ben ve Almila evde sıkılan üç kızdık. Dışarı da çıkamayacağımız için Almila'nın getirdiği kitaptan sırası ile masal okuyorduk. Şaşırdığım şey Anna'nın diksiyonuydu. Kelimeleri karıştırmadan, düzgünce söylüyordu ve altı yaşında olmasına rağmen bütün harfleri okuyabiliyordu.

Onun, anne ve babasını tebrik etmek gerekiyordu.

"Bu sefer Kavalcının peşine takılanlar fareler değil, halkın çocuklarıymış. Çocuklar da tıpkı fareler gibi melodiye kapılmış ve Kavalcıyı takip etmişler. Halk son anda bunu fark etmiş ancak çok geçmiş, Kavalcı çocukları da alarak bir dağın içine girmiş ve gözden kaybolmuş. Bu olayı gözü ile gören ancak yetişemeyen halk mağaranın yakınında kendilerinden olan bir çocuk görmüşler, bu çocuk topal olduğu için diğer çocuklara yetişememiş. Halk mağaraya girmiş ancak çocuklardan bir iz bulamamış, kimse o çocuklara ne olduğunu bilmiyormuş. Son."

Kurdun Mührü (+18) | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin