4. Bölüm

46.6K 2.1K 264
                                    

BEN GELDİM... İYİ OKUMALAR CANLARIM..


"Aman Allah'ım!"

"Türkan ne oldu?"

"Mine daha makyajın bile yapılmadı ve sen harika gözüküyorsun."

"Te...teşekkür ederim."

"Amcamı tebrik edeceğim, adını Mine koyarken çok haklıymış adam."

Mine ilk defa kahkaha attı. O da kendini beğenmişti, beğenmişti de kabinden bile nasıl çıkacağım diye düşünüp durmuştu. Dışarı nasıl çıkacaktı. 'İki koca yıldır bu günü düşünüyorsun. Dışarı çıkacaksın ve düşlediğin o geceyi yaşayacaksın Mine," diye azarlayan sesiyle kendine geldi. Bugün onundu. Otuzuncu yaş günü hediyesiydi. Makyajı simsiyah büyük gözlerini tamamen ortaya çıkarırken, kırmızı ruj dudaklarının dolgunluğunu tescillemişti. Uzun süre ayna da kendine baktı. Bu kadın gerçekten ben miyim diye düşündü. 'Yüzün güzelleşmiş olabilir ama hala o sıkıcı ortaçağdan kalma kadınsın sen," diyen iç sesiyle kaşlarını çattı. Haklısın dedi içinden sadece ve Türkan'ın heyecanına katılmaya çalıştı. Kuaföre neredeyse maaşının üçte birini bırakmak şaşırtıcıydı. Kuzeni bunu anlayınca da kahkahalarla güldü. Güzelleşmek için acı çekmek ve para kaybetmek gerek canım dalga geçmişti. Sürükleyerek kuaförden çıkmışlardı. Türkan da düz kalp yaka mini lacivert bir elbise giymiş, her zamanki gibi siyah saçlarını salık bırakıp makyajını kusursuz yapmıştı.

İkisi de büyük çantalarını arabaya yerleştirip, ince şallarını ve portföy çantalarını yanlarına aldılar. Sarıyer de bir balıkçıya gelmişlerdi. Restorana girince resmen herkes onlara bakmıştı. Mine başını yerden kaldıramazken, düşmemek için dua ediyordu. 'Sen en iyisi vazgeç restoranda bakıyorlar diye kafanı kaldıramıyorsun, biriyle mi birlikte olacaksın,' diyen iç sesine hak verdi ama bu silkelenmesini sağladı. Türkan'a bakınca hayran kaldı. Güzelliğinin farkında bir kadın olarak öyle özgüvenli yürüyordu ki imrenmeden edemedi. O da tam o şekilde yürüyerek kendisini denemek istedi ama masalarına gelmişlerdi. Çıkışta mutlaka böyle yürüyeceğim diye kendine söz verdi. Yemeklerini söylediklerinde kuzeninin ona tebessümle bakması çok hoşuna gitti.

"Mine tekrar tekrar söyleyeceğim, harika gözüküyorsun."

"Teşekkür ederim."

"Yalnız kılık kıyafet tamam ama bu utangaçlığını ne yapacağız?"

"Atmaya çalışıyorum. Hem göğüslerim resmen ortada nasıl utanmadan durayım. Neden daha kapalı rahat edeceğim bir şey almadıysak."

"Bebeğim çok seksi olmam gerekiyor diyen sen değil miydin?"

"Of tamam!"

"Neyse hadi güzelliğini kutlayalım bir iki fotoğraf çekinip, kadeh kaldıralım."

Türkan telefonunu çıkardı. Mine'yi birkaç poz tek çekti. Sonra selfie yaptı. Kadeh tokuştururken de garsondan rica ettiler. Sanki yıllardır görüşmeyen iki arkadaş gibi uzun uzun sohbet ettiler. Restorandan ayrılırken tamda planladığı gibi dimdik yürüdü. İki kadeh şarap açılmasını sağlamış, iyi gelmişti. Yol boyunca kuzeni onu vazgeçirmeye çalıştı. Şu saate kadar destekleyip şimdi neden böyle yaptığını anlamıyordu. Tekrar tekrar hoşlandığı biri olmazsa onu arayacağına dair sözler verdi.

Gece kulübüne girdiğinde bacakları titriyordu. Keşke Türkan'la gelseydim diye mırıldandı. 'Kuzenin sana bunu binlerce kez teklif etti,' diyen iç sesine hak vererek barın olduğu yere sahneyi tam gören bir yere oturdu. Oturur oturmaz tuttuğunu fark etmediği nefesini bıraktı. Barmenin gelmesiyle hafif bir kokteyl istedi. Mekan yeni yeni doluyor gibiydi. Bu yüzden önüne dönüp, bu yaptığıma inanamıyorum diye düşündü. Telefonunu eline aldı. Türkan'ın emin misin mesajlarını görünce istemsiz güldü. Onun gülüşünü yukardaki locadan seyreden adamdan habersiz zarif elleriyle hala vazgeçmedim yazarak karşılık verdi. Restoranda çekildikleri fotoğraflara baktıkça kendine güveni geliyordu. Hiç de fena değilim derken buldu kendini bunu fark edince de kıkırdadı. 'Sık sık bunu söylemelisin, çok güzelsin gizli kalmış bir güzelliksin,' diyen iç sesine inanamadı. İlk defa onu yerden yere vurmuyordu.

TEK GECE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin