50. Bölüm

22.9K 1.9K 1.9K
                                    

İYİ AKŞAMLAR CANLARIM BEN GELDİM...

Kota : 850 oy 1800 yorum

İYİ OKUMALAR

"Senin de başını bağlamazsam bana da Mehmet demesinler. Aynı kıskançlıklarla tanıştırıp, aynı senin gibi pis pis gülmezsem bütün Adana bana şerefsiz desin."

Kapıdan çıkana dek öldürücü bakışlarını ne Akın'ın ne Mine'nin üzerinden çekmedi. O arada kapı girişinde Akın'a üzüntüyle bakan kadın dikkatini çekti. Birden salona doğru geri bakan Akın'dan sonra başını eğince emin oldu. Ömür! Nasıl da aklına gelmemişti.

Annesi bir şeyler söylüyordu ama dönüp cevap verecek durumda değildi. 'Sinirlenmen gereken kişi karın sen ne diye adamla uğraşıyorsun,' diyen iç sesine eliyle yüzüne değen bir şeyi kovalar gibi hareket etti. Ömür'ün onu görünce nasıl hazır ola geçtiğini görünce gülümsedi.

Şeyma'yı da seviyordu ama o çok korkaktı. Ömür ise ona karşı utanıyor, kızıyor fakat diyeceğinden geri kalmıyordu. Fırça yiyeceğini bile bile cevvalce hakkını savunuyordu. O yüzden Türkan'dan sonra en çok ona güveniyordu.

"Ömür!"

"Buyurun efendim!"

"Yandaki küçücük toplantı salonu boş mu?"

"Evet efendim, görüşme yapmak isterseniz diye hazır tutuyorduk."

"Oraya geçelim!"

"Kaç kişi olacaksınız hemen içecek ayarlayayım."

"Sadece ikimiz geçeceğiz Ömür, söyle iki kahve göndersinler," diye önünden geçip dışarı çıkınca genç kadın titremeye başladı. Saatlerdir on dakika bile oturmamıştı. Bir sorun mu olmuştu? Patronu sinirli değildi sanki ama onunla neden yalnız konuşmak istemişti ki...

'Türkan ayrıldı bundan sonra kişisel asistanı kim tabi hep senle yalnız konuşacak, direktiflerini verecek,' diyen iç sesiyle kendine geldi. Derin derin soluk alıp eteklerini iki yandan tutarak salondan çıktı. İlk gördüğü garsona küçük toplantı salonuna iki sade kahve söyledi.

İçeri girdiğinde ceketini çıkarmış bacak bacak üstüne atmış, elini masaya koymuş ritim tutan patronuna bir an baktıktan sonra sessizce karşısına oturdu. Mehmet'in yüzüne tekrar baktığında kesinlikle sinirli değil, sıkıntılı derken susamadı. Zaten pek susmayı da beceremiyordu.

"Bir sorun mu var efendim?"

"Ömür sen kaç yıldır bu şirkette çalışıyorsun?"

"Beş yıldır."

"Kaç yaşındasın, yirmi beş mi?"

"Yirmi altı..."

"Evlenmeyi düşünüyor musun? Bir erkek arkadaşın var mı?"

"An..anlamadım!"

"Evli olmadığını biliyorum, öyle bir aday var mı onu merak ediyorum."

Ömür dikkatli bir şekilde patronuna bakmaya başladı. Mehmet asla özel hayatlarıyla ilgilenmez ima da dahi bulunmazdı. Profesyonelliğinden asla taviz vermezdi. 'Evlenip gideceğini düşünüyor olabilir,' iç sesinin dediği gayet mantıklı geldi.

"Yok kimse, evlilik de düşünmüyorum."

"Ömür ben seni birine münasip gördüm desem, bana güvenir misin?"

"Ne? Ne gördünüz an..anlamıyorum efendim."

"Ömür bana güveniyor musun diyorum!"

"Güveniyorum hatta babamdan sonra en güvendiğim birkaç erkekten birisiniz."

TEK GECE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin