SABAH ERKENDEN GELEYİM DEDİM :) YORUMLARINIZA DÖNEMİYORUM LÜTFEN KUSURUMA BAKMAYIN.
İYİ OKUMALAR CANLARIM.
Türkan, Mehmet çıkar çıkmaz otoparka indi ve kuzenine doğru koşuşturdu. Yandan Mine'ye baktığında hala neden o kıyafetlerde inat edip bu haline dönmüyordu anlam veremedi. Siyah dirseklere doğru tül detaylı, derin V yaka ile göğüs dekoltesi yürek hoplatan cinstendi. Yeniköy'de bulunan balıkçıya geldiklerinde Mine onlara dönen bakışlardan bu sefer utanmadı. Dimdik yürüdü. Kendiyle gurur duyarken masalarına geldiğinde nefesini tuttuğunu yeni fark etti. İstemsiz kahkaha attı.
"Türkan nedense çok mutluyum."
"Ah ne güzel birimizin bari mutlu olması çok güzel..."
"Türkan!"
"Boş ver canım sen beni, hala arıyor mesaj atıyor sanırım o yüzden... Bir rahat vermedi."
"Yüz yüze konuşsan mı?"
"Kadın bugün yine bir magazin programındaydı. Aldatıldığı için çok üzgündü. Neyini konuşacağım. Neyse güzel bir beyaz şarap eşliğinde balığımı yemek istiyorum."
Baran iyice çıkmaza girmişti. ÖZYAŞAR'larla olacak iş bağlantılarının bu haberlerle sarsılmasından endişe etmeye başlamıştı. Bu yüzden Mehmet'i aradı. Gayet samimi hal hatır sorulduktan sonra onu akşam yemeğine çağırmasına şaşırmasına rağmen hemen kabul etti. Aşk hayatı berbat durumdaydı bari iş hayatını düzene sokardı. Yeniköy'deki balıkçıya daha önce gelmemişti ama hoşuna gitti. Boğazı gören bir masada onu bekleyen adamla derin bir nefes alarak adımlarını hızlandırdı.
"İyi akşamlar Mehmet Bey!"
"Hoş geldiniz Baran Bey!"
"Nasılsınız?"
"İyiyim siz nasılsınız? Neden böyle perişansınız. Of şu sizi bizi bırakalım ben Adanalıyım böyle samimi ortamlarda sizli bizli olmak beni rahatsız ediyor."
"Süper olur bende zira sana haddim olmayarak derdimi anlatmaya gelmiştim."
"Estağfurullah ne oldu?"
"İki gündür magazinin gözdesiyim görmedin mi?"
"Hiç işim olmaz öyle boş işlerle..."
Baran derin bir nefes verip kendini geriye attı. O arada siparişlerini verdiler. Mehmet'in samimi konuşması ne denli önyargılı bir öküz olduğunu kendine gösterdi. Yemekler gelmeden önce gelen rakılara gülümsedi.
"İhtiyacın var gibi..."
"Hem de nasıl," deyip kadehi aldı. Mehmet'e doğru uzattı. Gerçekten uzun zamandır ilk defa birine ısınmıştı. Kadehin altına tokuşturulmasıyla fondip yaptı. Suya ihtiyaç durmadan boğaz köprüsündeki ışıklara döndü. Dünyanın en güzel şehri burası diye düşündü. Sonra sessizliğine ortak olan adama baktı. Yakın arkadaşlarından biriyle bile konuşmak istemezken bu adamla neden dertleşmek istiyordu.
"İlk defa aşık olacağım bir kadın buldum. Onu da geçmiş çapkınlıklarım yüzünden kaybettim. Şarkıcı Harika'yı tanıyor musun?"
"Tanımıyorum yenilerden mi?"
Baran kahkaha attı. Bu adam müthiş diye düşündü. Mehmet'in gerçekten hiç boş kişiler ve ya olaylarla işi yoktu. 'Keşke senin de olmasaydı," diyen iç sesine hak verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...