Lütfen hikayeye başlamadan önce yıldıza dokununuz.
beni takip etmeyi unutmayınız.
Ana sayfamda Instagram linkim vardır. nerimanvurgunkitaplari instagram hesabını takip ederseniz çok eğleneceğinize inanıyorum.
İYİ OKUMALAR SİZLERİ SEVİYORUM..
Kota : 750 oy 1500 yorum
Mine'leler balayından geleli bir ay olmuştu. Bugün amcasının evinin terasında Türkan'ın bekarlığa vedası olacağı için Mehmet'ten ayrı kalacaktı. Kocası iki gündür surat yapıyordu. Gel birlikte babamlarda kalalım dediğinde de ben rahat edemem diye kabul ettirememişti. Bir ara o haline dayamayıp, sabaha karşı da olsa eve geri gelirim demek aklına geldi.
Hemen sonra; 'O kendinden ödün vermiyorsa sen neden veriyorsun. O senin kuzenin en yakının tabi ki böyle günde yanında olacaksın. Anlayışlı olması gereken kocan,' diyen iç sesine sonuna dek hak verdi. Sabah kahvaltısında Mehmet'in hala surat astığını görünce sinirlendi. Masadan kalktı ve dimdik durdu.
"Ben gidiyorum, sen ister evde kal istersen babamlara gel," deyip topuklu ayakkabılarını vura vura odadan çıktı. Eşyalarını alıp ailesinin evine geldi. Evlendiklerinden beri ilk kavgaları sayılırdı. Gerçi Mehmet sesini çıkarmamıştı ama genç kadın nedensizce sinirleniyordu.
Mehmet ise huysuzluk ettiğinin farkındaydı. Mine'yi sabah boşu boşuna kızdırmıştı. Arkasından gidip düzeltmek varken olduğu yerde kalmıştı. Onun kapıyı çekip çıkmasını beklemiyordu. Akşam olmak üzereydi. Türkan zaten izinliydi. Bir saat önce de Ömür ve Şeyma da Türkan'ın yanına gitmek için izin almışlardı.
Ertesi günde olmayacaklardı. Sanırım ona alışkın bütün kadınlar bir süre etrafında olmayacaktı. Yerlerine vekalet edenler sanki adam öldürmüş gibi ondan korkuyorlardı ve o bundan nefret ediyordu. Hata sevmiyordu. Hata olunca sert baksa bile çalışanları düşüp bayılacak gibi oluyordu. Oysa daha önce bile isteye kimseyi kırmışlığı yoktu.
Oflayarak bir daha telefona baktı. Güzel karısından bir mesaj yoktu. Sevgili olduklarından beri gün içerisinde en az üç mesajı gelirdi. Evlendiklerinden beri de en azından akşam yemeğini konuşurlardı. Canın ne çekiyor sevgilim dese yeterdi. Evdeki çalışanlarda karısına bayılıyordu. Zaten kim tanısa bayılıyordu.
Müthiş huzurlu ve sekse doydukları bir balayı geçirmişlerdi. Neredeyse on beş gün sadece yemiş içmiş yüzmüş ve sevişmişlerdi. Üstelik adayı dolaşmak için dahi odalarından sadece iki kere çıkmışlardı.
Gözlerinin önüne gelen görüntülerle bedeni tekrar ihtiyaçla doldu. Mine döner dönmez işe dönmek istemedi. Yıllık iznimi kullanmak istiyorum deyince kahkahalarla gülmüştü. Sen patron karısısın istersen hiç gelmezsin deyince onu istifa edip, başka şirkette çalışmakla tehdit edişi aklına gelince dudakları kıvrıldı.
Onun gibi tatlı, disiplinli kendine göre değer yargıları olan bir kadınla evli olduğu için hep şükür etmek zorunda kalacağını da o gün anlamıştı. Evli değilken de dışarı hayatını çok sevmezdi ama evlendikten sonra tamamen iş ev moduna girdi.
Bu süreçte bir kere Adana'ya ailesini ziyarete gitmişler, birkaç kez arkadaşlarını ağırlamışlar ve bir kere de Mine'nin ailesini evlerinde yemek vermişlerdi. Karısının ev hanımlığını zaten biliyordu ama kendi evinde olunca bambaşka bir kadın görmüştü. Ailelerinin birbiriyle anlaşması da onu rahatlıyordu.
Başından geçen tatsız deneyimden net bildiği bir şey varsa evlilik iki kişilik değildi. Ailelerde evleniyordu. Eğer onlar anlaşamıyorsa mutlaka sorunlar çıkıyordu. Her ne kadar Beril'in annesinde sorun yaşamasalar da abisi ve babasının açgözlü tavırları her zaman kendisini ve ailesini rahatsız etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...