GÜNAYDIN CANLARIM İYİ OKUMALAR...
Not : Bölüm +18 olup 16 yaş altı ve ya rahatsız olacaklar lütfen okumasın.
'Öp beni!"
Ayakta o şekilde ne kadar öptü bilinmez ama doyamıyordu. Kara gözlüsü kendini ayırdığında ikisinin de göğüsleri nefessizlikten inip kalkıyordu. Türkan'ın elleri adamın yüzüne gitti. Ezber yapmak ister gibi okşadı. Hala nefes nefesteydiler... Baran'ın gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Yukardan zor olunca yataktan aşağı indi. Genç adamın delici bakışları eşliğinde düğmelerini açtı. Sanki sevdiği adama hizmet etmek istiyordu. Güzel ela kahve gözlerle onu sessizce takip eden adamla kendini dünyanın en özel kadını gibi hissediyordu. 'Onun tescilli güzellerle sevgili olduğunu unutma!' iç sesine sinir olup kaşlarını çatı.
"Niye çattın o güzel kaşlarını?"
"Beni güzel buluyor musun? Çünkü bakışlarından ben öyle hissediyorum."
"Ne hissediyorsun.?
O arada gömleği çıkarmış ve kaslı bedene dudaklarını bastırmıştı. Baran'ın ona zaman tanıdığının farkındaydı. Her dokunuşuna her öpücüğüne bedeni tepki veriyordu ama kendi özellikle uzak kalıyor gibiydi. Uzun öpücüğünden sonra adamın gözlerine baktı.
"Sen bana baktığında dünyanın en güzel kadınıymışım gibi hissediyorum."
"Hımm!"
"Tabi senin tescilli sevgililerinin yanında..."
"Senin şu iki kara gözüne kimseyi değişmem. Geçmiş geçmişte kalsa bundan sonra ki ömrümü sana adayacağıma söz versem."
"Bu bir evlilik teklifi mi?"
"Nasıl anlıyorsan o, bir de şu alaycılığını bıraksan."
"Romantik bir teklif almadan asla inanmam!"
"Ahh illa diz çöktüreceksin!"
Türkan kahkaha attı. Konuşurken kemerini çıkarmıştı. Böyle güzel bakılır mı be adam diye aklından geçirirken alt dudağını ısırdığının farkında değildi. Baran elini kaldırıp dudaklarına dokundu. Gözlerini ısırılan dudaktan çekemiyordu. Eğilip usulca öptü. Tekrar gözleri buluştu.
"Çok özledim..." dedi ve bir daha bir daha öptü. Kadın ufak ufak kondurulan buselerle kendinden geçmek üzereydi. Bacakları titremeye başladı. Ama elleri boş durmadı pantolonu aşağı indirdi. Baran'da yardım ediyordu. Şimdi ikisi de iç çamaşırla kalmıştı.
"Benim kadar olamaz," sesi yine alaycıydı. Kıskançlık konusuna vurgu yaptığını anlayan adam gülümsedikten sonra sevdiğinin boynundan tuttuğu gibi ihtirasla öpmeye başladı. Günlerdir ilk gülümsemesi ilk rahat nefesiydi ve bu geceyi unutulmaz yapacaktı.
Türkan güçlü adamının omuzlarından tutup kendini kaldırdı. Bacaklarını adamın beline sardı. Öyle şehvetle öpüşüyorlardı ki, kadın için Baran'ın geçmişinde hayatına giren tüm kadınlar önemini yitirmişti. Sadece ikisi yaşıyor ve birbirlerinin oluyorlardı. Dillerin birbiriyle kavuşmasından sonra Türkan kendini tutamadı ve dudaklarını ayırarak yürekten bir inilti kopardı.
Ne olmuştu öyle, öpüşmek bile kendini kaybetmesini sağlamıştı. Belinden sımsıkı sarılmış kararan arzulu gözlere baktı. Ellerini kaşlarında alnında yanaklarında gezdirdi. Kısık bir sesle içinden geldiği gibi iltifat etti.
"İnanılmaz derece yakışıklısın."
"Sen daha güzelsin hele şu kara gözlerin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...