Kota : Oy sınırı 600, yorum 1000 olmadan bölüm gelmeyecek...
Can'larım biliyorsunuz ben haftada bir mutlaka bölüm atmaya çalışıyorum. Bu hikaye final olana dek buradayım. Allah nasip ederse 10-15 bölüm sonra da final olacak.
İYİ OKUMALAR CANLARIM SİZLERİ SEVİYORUM.
"Gardaşımm! Ne yapıyorsunuz orada hadi dışarı çıkıyoruz."
Mahir bilerek bağırmıştı. Mehmet'i deli ettiğinin farkındaydı. Karan'a sinirini onu döverek çıkaramıyorsa o da gardaşını sinir ederek geçirirdi. Ağacın arkasından öldürecek gibi bakan arkadaşıyla keyfi yavaş yavaş yerine geldi.
"Gardaşımm!"
"Siktir git Mahir!"
"Mehmet lütfen küfür etme!"
"Yengemi dinle Mehmet lütfen küfür etme!"
"Bir gün elimde kalacaksın."
Mehmet, Mine'nin elinden tuttuğu gibi evin içine doğru yürüdü. Bahçedekiler kıs kıs gülerken Mine kıpkırmızı oldu. Daha normal çıksak olmazdı sanki diye adama kızarken, Şehbal'in Mahir'e yaklaşmasıyla Mehmet durdu. Mahir'e sen görürsün gibisinden kafasını aşağı yukarı salladı.
"Şehbal!"
"Efendim Mehmet Bey!"
"Haftaya Polonya seyahatine birlikte gidiyoruz. İki gün telefonla bile konuşacak vaktin olmayacak ona göre hazırlan."
"Mehmet!"
"Efendim gardaşım!"
"Ne alaka Şehbal'le gidiyorsun."
"Patron ben değil miyim gardaşım, alakası da beni bağlar."
"Mahir lütfen, işime karışmayacaksın herhalde..."
"Şehbal bunu sonra mı konuşsak balım."
"Evet balı siz bunu sonra konuşun."
Mehmet lafını sokup içeri girdiğinde rahatladığını hissetti. Şerefsiz iki seferdir sevgilisini ne zaman öpecek olsa oraya damlıyor bir de dalga geçiyordu. Şimdi uğraşsın balıyla derken gerçekten keyiften dudakları kıvrıldı.
Aile fertleriyle vedalaşıp, arabalara binildi. Herkes sevgilisinin arabasına binerken, Aydın ve Ayhan bey bu durumdan hiç memnun değildi. Hala surat asıyorlardı. Millet gittikten sonra eşleriyle kopacak kıyametten habersizlerdi. Ayhan Bey Mehmet'i benimsemiş, oğlu gibi görüyordu aslında ne olduysa kardeşinin laflarıyla o da Mine'yi sıkıntısız verdiği için pişman olmuştu.
Mekana geldiklerinde kendilerine ayrılmış pistten iki basamak aşağıda yuvarlak olan büyük locaya geçtiler. Locanın önündeki iki kokteyl masası da onlar için boşaltılmıştı. . Berra neşeli hareketli haliyle hemen dans etmeye başlarken yengesi Leyla'yı da ortaya çıkarmıştı. Berker'in kıskanç bakışları ve Berra'ya homurdanması Baran'ı ve Miraç'ı gülümsetmişti.
Miraç, Berra ile sevgili olur olmaz Baran ve Berker'den müsaade istemişti. Aslında sevgililerdi ama delikanlılık bunu gerektirirdi. O da gereğini yapmış, arayıp izin istemişti. Berker bugüne dek hep pısırık tipler yüzünden sanki kardeşinin ilişki yaşamasına karşıymış gibi davranmıştı. Miraç güvenebileceği bir adamdı. Haber verdiği ve iznine ihtiyaç duyduğu için teşekkür ederek ailemize hoş geldin demişti.
Bu kardeşimle gezip tozamazsın demekti. Genç adam ses tonundan ve söyleyiş şeklinden bunu anlamıştı. Baran hayırlı olsun, kardeşimi üzme demiş ufak yollu bir tehditte savurmuştu. O yüzden ilişkileri rahat rahat yaşayabiliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...