7. Bölüm

49.1K 2.3K 230
                                    

Sizi bu sefer çok bekletmeyim dedim. İYİ OKUMALAR...

Mine gözlerini penceren sızan güneş aşığıyla açtı. Bir an yabancı odanın yanı başında hissettiği vücudun ağırlığını yadırgadı. Panikledi, sonra her şey gözlerinin önüne geldi. Gece kulübü araba ve Mehmet...

Gecenin nasıl geçtiği hatırına geldikçe vücudundaki tüm kanın yüzüne hücum ettiğini hissetti. Dönüp yanında uyuyan adama baktı. Ne kadar utanırsa utansın pişman değildi. O can sıkıcı, bakire kız kurusu değildi artık, şişe gözlüklü sessiz arşiv sorumlusu kimliğinden kurtulduğu katmanındaki duvarları kırdığı için mutluydu. Beline dolanmış güçlü kolu kaldırıp, sessizce yataktan kalktı. Gürültü yapmadan köşe başına fırlatılmış giysilerini eline aldı. Hemen banyoya girip, giyindi. Elbisesinin fermuarı yüzünden zaman kaybetmişti. Eline yüzüne bakıp, güzel gözüktüğünü düşünerek gülümsedi ve hemen odaya girdi.

Yatakta mışıl mışıl uyuyan adamı tekrar öpmek istedi. Ancak yapamazdı. Uyanma ihtimalini göze alamazdı. Yanlış bir şey yapmaktan korkarak hızlıca odadan çıktı. Çantasını nereye bırakmıştı. Merdivenlerden inip, salona girdi. Dünkü oturduğu koltuğun üzerinde çantasını gördüğünde şansına şükür etti. Küçük bir kağıda teşekkür ederim yazıp, Mehmet'in telefonunun üzerine koydu. Şöyle bir odada göz gezdirdi. Neden kendini buraya ait hissettiğini bilemeyerek arka arkaya giderek kapıya geldi. İlk öpüştüğü yeri kafasına kazmak istercesine gözünü oradan alamıyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra salondan ve akabinde villadan çıktı. Kocaman bahçede nereye gideceğini bilemedi. Hem sabahın bu saatinde dışarısı çok soğuktu. Şalına sarınarak araba yolunu takip etti. Büyük kapıya geldiğinde iki güvenlik kulübelerinden çıktı. Kapıyı açtıklarında şaşkın hallerine anlam veremedi. Böylesine zengin ve yakışıklı adamın evinden ilk defa bir kadın çıkmazdı ya nezaketen gülümsemeye çalıştı. Yolda yürümeye başladı. Çantasından telefonunu çıkarıp, Türkan'a mesaj attı. Sabahın altısında kuzenini uyandırmak istemiyordu. Bir taksi bulana kadar yürüyecekti.

Mehmet'in saçlarını okşayarak onu öptüğü dakikaları gözlerinin önüne geldikçe ağlamak istiyordu. O tek bir gece istemişti ve bunu da yaşayabileceği en güzel şekilde yaşamıştı. Mutlulukla sevinçten uçarak buradan gitmesi gerekirken neden dönüp o güçlü adama sarılmak, göğsünde hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu. Onunla sevişirken saatler dursun, sabah olmasın istemişti. 'Ne olacaktı biliyor musun? Mehmet'in karşısında külkedisi gibi yine eski sıkıcı demode kadına dönüşecektin. Unutma sen hiçbir zaman bir masalın prensesi olamazsın. O adamın gözlerinde nasıl hayal kırıklığına dönüştüğünü mü görmek istiyorsun,' iç sesi yine tüm acımasızlığıyla gerçekleri yüzüne vurmuştu.

O arada bir taksi çevirmişti. İç sesinin hatırlattıklarıyla boğazında bir yumru kuzeniyle buluşacağı yere gitti. Yirmi dört saat açık olan bir yeri bu yüzden seçmişlerdi. Trafik yoktu ve yarım saat sonra oradaydı. Garsonların kıyafetine bununla tezat saçına başına şaşkınlıkla baktıklarının farkındaydı. Kalın bir şal isteyip deniz gören bir yere oturdu. Sıcak bir çay isteyip buruk bir şekilde denizi seyretmeye başladı. Çok beklemesine gerek kalmadan Türkan elinde çantalarla gelmişti. Kuzenini çok merak etmişti. Mesajını görür görmezde arkadaşının evinden çıkmıştı. Sımsıkı birbirlerine sarıldılar.

"Hadi lavaboda kıyafetlerini değiştir."

"Tamam, teşekkür ederim."

Siyah İspanyol paça keten bir pantolon üzerine pudra rengi bluz giydi. Kalın çoraplar giyip spor ayakkabılarını geçirdi. Saçlarını tarayıp atkuyruğu yaptı. Tekrar yüzünü yıkadı. Aynada gördüğü kadına hala inanamıyordu. Çıkardıklarını çantaya tıkıp, kuzeninin yanına gitti. Mekanda sadece bir masa doluydu. Orada da bir çift duruyordu. Serpme kahvaltıları hazırlanmış, çaydanlık masaya konulmuştu. Türkan'ın karşısına oturunca hemen sıcak çayı önüne konuldu. Minnetle baktı.

TEK GECE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin