14. Bölüm

41.7K 2.2K 178
                                    

Ben geldimmm :)

 Kalp Avuntusu kitabının ilk bölümüne verdiğiniz tepkilere çok mutlu oldum. Cihan'a çoğunuz kızmışsınız ama önyargılı olmayın. Özellikle Cihat'la hiç karıştırmayın. Onun yaptıklarından daha acımasız biri olabilir ama kendince sebepleri vardır çünkü Cihan boş adam değildir. Durup dururken öyle davranmaz mutlaka arkasında belki bir şey vardır.  :) Azıcık spoi verme gereği duydum. 

 Cuma günleri TEK GECE ve Pazartesi günleri KALP AVUNTUSU bölümleri gelsin diye düşünüyorum. İnşallah ikisini bir arada götürebilirim. Biliyorsunuz ilk defa iki hikaye birden yayımlıyorum umarım başarılı olurum ve sizleri bekletmem. 

CANIM OKUYUCULARIM SİZLERİ SEVİYORUM.

KEYİFLİ OKUMALAR...


"Türkan!"

"Öyle mi? Merhaba," titreyen ellerini uzattı. Patronu Mehmet Bey'in o geceki Mehmet çıkması kaç milyonda bir ihtimaldi Allah aşkına diye aklından geçirirken iç sesi yine yapmıştı yapacağını 'Senin İspanyol'un Türk çıkması ihtimali kadar.' Elinin sıkılmasıyla kendine geldi.

"Memnun oldum."

"Bende ee Mine kalksak mı?"

"Hayır!"

Mehmet'in ani karşılığıyla Türkan bir şey diyemezken Mine ne yapıyorsun dercesine elini sıktı. Zaten kuzeninin yanında bir erkekle el ele olduğu için yerin dibine giriyordu. Birde Mehmet'in bu tavırları utancını katlıyordu. Türkan'ında Mehmet'i gördüğünden beri hali hal değildi. Genç adam toparlamaya çalıştı.

"Şey yani en azından bir içki içecek kadar kalsanız."

"Mine benim için fark etmez."

Türkan'ın telaşlı cevabıyla o da Mehmet'in bakışlarına dayanamadı. Fakat içi hiç rahat değildi. Sanki herkes ona bakıyor gibi geliyordu. Birkaç defa elini kurtarmak istese de başarılı olamadı. Üst kata çıktıklarında gördükleri adamla gerginliği arttı. Türkan'ın diğer elini sıkmasıyla kuzenine döndü. Kaşlarını çattı. Ayağa kalkan ve hoş geldin diyen adamdan dolayı kim diye soramadı. O evinde kitaplarıyla filmleriyle şişe gözlükleriyle sessizlikten mutluydu. Bu ortam başkalarıyla olunca onu germişti. Mehmet'e karşı duyguları bu denli yoğun olmasa kaçarak gitmek istiyordu. Adamın ismini duyduktan sonra kuzeninin neden böyle olduğunu anladı. Başı ağrımaya başladı.

Mine'nin masadan kalkıp denize doğru gitmesinden sonra sakinlik istediğini anladığından Türkan yanında gitmemişti. Sıkılınca lavaboya gitmek için kalktı. Haber verme gereği duymamıştı. Daha lavaboya gidemeden karşısına çıkan adamla dona kaldı. Kolundan tutulup kenara çekilirken bile sesini çıkaramamıştı. Sırtı duvara geldiğinde hala ikisi de tek kelime konuşmamışlardı. İkisinin de çakırkeyif halleri iyice gün yüzüne çıkmıştı.

"Neden telefonlarıma çıkmıyorsun, neden kendimi açıklamama izin vermiyorsun. Senle konuşamadıkça delirdim."

"Bırak beni."

"Bırakmam, Harika ile ilişkim bir ay önce bitti. Sırf reklam olsun diye haberleri uzatıyor."

"Fark etmez ben artık seni istemiyorum."

"Türkann!"

Baran artık dişlerinin arasından konuşuyordu. Belki alkollü olmasa sakin kalması için kendiyle savaşabilirdi. Ancak şu an bir şeyleri kırası vardı. Ellerini sıkıp sıkıp durdu. Gözlerinin içine meydan okurcasına bakan kadına hayranlığı artıkça artıyordu. Aşığım lan bu kadına derken çenesini tuttu. Türkan'ın başını çevirmeye çalışmasına izin vermedi. Tam öpecekken arkadan gelen sesle gözlerini yumdu. Sonra yavaşça döndü. 'Zamanında yediğin hurmalar şimdi gelir götünü tırmalar,' diyen iç sesiyle sinirleri bozuldu. Hay ağzıma sıçayım hay ağzıma sıçayım ki bu kadar ünlü ile takılmasaydım. Bir sen eksiktin Ferhan bir sen eksiktin.

TEK GECE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin