Merhaba canlarım...
Beni öp...öper misiniz?"
Mehmet ilk önce yanlış duyduğunu sandı. Elinin birini başının arkasına atıp saçlarını kaşımaya başladı. Erkekliği anında tepki verip sertleşti. Dudaklarında dilini gezdirdi. Hemen konuşmazsa kadının dudaklarına saldıracaktı.
"Centilmen bir erkek olmaya çalışıyorum, beni zorlamamalısın."
"Ö...özür dilerim," dedi ve yanından geçmeye çalıştı. O korktuğu şey olmuştu işte reddedilmişti. Demek ki güzelleşmek için o kadar uğraşması boşunaydı. Bu haliyle bile istenmemişti. Kolundan çekilince gözleri dolarken, bedeni adama kaydı.
"Gitme! Özür de dileme! Sadece beni hazırlıksız yakaladın, seni gördüğümden beri dudaklarına bakmamak için kendimi tutuyorum. Allah kahretsin bunu neden istiyorsun bilmiyorum ama hazır değilsin."
"Hayır istiyorum."
"Öpersem duramam, çok güzel bir kadınsın, senden çok etkilendim."
"Üzgünüm, seni zorla..."
"Mutlu özür dileme benden anlamıyorsun. Senin gibi bir kadını öpmek," dedi ve dayanamayıp dudaklarını birleştirdi. Mehmet tam tahmin ettiğim gibi deneyimsiz diye içinden geçirdi. Peki kadının heyecanlı ve beceriksizce karşılık vermeye çalışması onu neden böyle etkilemişti. İnleyerek belinden tutup kendine yapıştırdığında kadının ağzının içine diliyle daldı. Tadı kokusu başını döndürürken, çok uzun yıllardır bir kadın karşısında bu denli heyecanlanmadığını anımsadı.
Mine ise başka bir boyuttaydı. Hayatında ilk defa biri ona güzelsin demişti. Ailesi haricinde kadın erkek cinsiyet fark etmeksizin kimse onu kadın gibi bile görmemişti. Samimi olup olmaması umurunda değildi. Doğru olmadığını bilmesine rağmen bunu duymak gururuna iyi gelmişti. Dudaklarında dudaklarını hissettiğinde heyecandan bayılacağını sandı. Kadife gibi yumuşacık dudakları kendi dudaklarını okşar gibi öperken kendinden geçti. Diliyle ağzı aralandığında ise kadın olarak zevk almak kelimesinin ne anlama geldiğini yaşayarak öğrenmiş oldu. Mehmet'in belinden tutup sertliğine bastırdığında ilk önce irkilmiş, ama olağanüstü becerikli dudaklar onu yeniden sakinleştirmişti. Mehmet'in inlemelerini duyunca kalbi duracak gibi oldu. Eş zamanlı bacaklarının arasına bir ısı yayıldı. Dudakları kadife gibi demişti ama resmen kadının dudaklarını tüketircesine içine çekiyor, diliyle ağzını hükmediyordu.
Mehmet birden öpüşmeyi kesince Mine nefes nefese kalmıştı. Yığılıp kalmamak için adamın boynuna daha çok asıldı. 'Allah'ım bu ne olağanüstü duyguydu değil mi Mine,' diye soran iç sesiyle alt dudağını ısırdı. Hayatında bu öpüşmenin yaşattığı duyguyla mukayese edeceği hiçbir şey yaşamamıştı. İçi yaprak gibi titriyor, dudakları öpüşmekten sızlıyordu. Mehmet'e utanarak gözünün ucuyla baktığında onunda kayıtsız olmadığını gördü. Adamın geniş göğsü hızla inip kalkıyor, kararan gözleri dudaklarına dikmiş sessizce kollarını gevşetmeden bakıyordu.
Mine güçlükle yutkundu. Adamın ağzında kalan tadını almak istercesine dilini dudaklarında gezdirdi. Bu görüntüyle Mehmet'in gözleri daha çok karardı. O bakışlar tekrar bedenini alevlendirdi. Kadın yeniden öpmek için uzanmak istedi. O an aklından geçenleri sesli söylediğinin farkında olamadı.
"Tekrar öpsem edepsiz bir kadın olduğumu düşünür mü acaba?"
"Hayır, aklımdan geçenleri okuduğunu düşünürüm."
Hiç tereddüt etmeden verdiği cevaptan sonra Mehmet elini kaldırıp, kadının yanağını okşamaya başladı. Mine'nin duyguları öyle yükseldi ki, yanağını daha çok bastırarak adamın bu dokunuşuna kendini teslim etti. İçi arzuyla doldu, bu adam tarafından tamamen sarmalanmak istedi. İçi kararlılıkla doldu. Bu gece Mehmet ile sevişmeden giderse ömrü boyunca kendini affetmeyecekti. Hala yanağında onu okşayan elin üzerine elini koyarak yumuşacık içinden geldiği gibi fısıldadı.
"Beni tekrar öptükten sonra sevişecek miyiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...