MERHABA SEVGİLİ OKUYUCULARIM; BİR SERÜVENİN DAHA SORUNA GELDİK. İYİ Kİ TEK GECE'Yİ KALP AVUNTUSU İLE BİRLİKTE YAZDIM. NE ZAMAN ORADAKİ YORUMLARDAN BUNALSAM KOŞ KOŞ BU HİKAYEME GELDİM.
ROMANTİK KOMEDİ TARZI İLK DENEMEM CANIMDAN İLERİ'YDİ AMA O KADAR ÇOK KİŞİDEN NEDEN KISA BU HİKAYE DAHA UZUN OLMAYI HAK EDİYORDU GİBİ MESAJLAR YORUMLAR ALDIM Kİ TEK GECE DE BUNU TELAFİ ETTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM.
HEM BEN KENDİMİ DAHA BURAM BURAM AŞK VE DRAM YAZABİLİYORUM DİYE DÜŞÜNÜYORUM ÇOK ŞÜKÜR BU TARZINDA ALTINDAN ALNIMIN AKIYLA ÇIKTIM. EN AZINDAN YORUMLARINIZ VE ÇOK GÜLDÜK DEMELERİNİZ BANA YETTİ.
HERKESİN BİR TARZI VAR BENİM BÖLÜMLERİMİNDE 2500 KELİMEDEN AZ 4000 KELİMEDEN ÇOK OLMAYACAK OLMASI GİBİ... FİNAL BÖLÜMÜNÜ YAZMIŞIMDA YAZMIŞIM :) O YÜZDEN İKİ PART OLARAK YAYIMLAYACAĞIM. BİLİRSİNİZ BEN PART BÖLÜMLERİMİ BEKLETMEM HEMEN ARKA ARKA YAYIMLARIM YİNE ÖYLE YAPACAĞIM.
SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM BENİM YANIMDA OLDUĞUNUZ İÇİN ÇOK ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
İYİ OKUMALAR...
Filiz ve Gülşen ikiz gibi büyümeye devam ediyorlardı. İkisi de öyle çok seviliyorlardı ki, Türkan ve Mine şımarmalarından korkmuyor değillerdi. Ancak hafta sonları tamamen dedeler ve ninelerle geçiriyorlardı. Mine ve Mehmet ayda bir kez mutlaka Adana'ya giderken, bir kez de anne babalarını İstanbul'da evlerinde ağırlıyorlardı.
Ayhan Bey ve Belgin Hanım iki üç günde bir onlardaydı. Miraç ve Berra'da evlendiklerinden beri resmen onlara taşınmış durumdaydı. Bu durum elbette en çok Mehmet'i sinir ediyordu. O kalabalıkta karısına yaklaşamıyordu. Bazen Ekrem Bey'i örnek almıyor değildi ama işte büyüklerin yanında elini bile tutamıyordu. Baran'ın şikayetlerine de böyle durumlar yaşarken daha çok kızıyordu.
"Abi adam altmışına merdiven dayamış, sürekli Serap ablanın üstünde valla delireceğim."
"Oğlum ikinci baharını yaşıyor... Uğraşma idolüm Ekrem amca!"
"Mehmet anlamıyorsun, genç olan biziz onların bizi basması gerekirken istisnasız her Samsun'a gidişimizde ya kadını mutfak dolabına sıkıştırmış oluyor, ya dış kapıya ya da salondaki yemek masasının üstünde oluyor."
"Haha haha valla idolüm diyorum anlamıyorsun."
"O bir şey değil, Serap abla rezil olduk diye kıpkırmızı kesiliyor ve sanırım o utangaçlığı bizim azgın tekeyi ayaklandırıyor."
Mehmet ve Mahir kahkahalarla gülerken Baran ofluyor pufluyordu. Bu konuyu Türkan'la da konuşmuşlardı. O da çok utanıyordu onları yakaladıkları durumdan ama bir tek babasına işlemiyordu. Bu yaşına dek bir kez bile duruşu bozulmamış, ağırbaşlı sevilen sayılan adam gitmiş, yerine yeni yetme sevgilisinin peşinde koşan bir ergen gelmişti resmen ve acayip sinir oluyordu. Serap'la sessiz sedasız nikahlarından sonra Ela bir süre babasıyla yaşamak istemişti.
"Gülün gülün ağlanacak halime gülün... Allah'tan Ela bunların nikahlarından sonra babasıyla yaşamak istedi. Acaba çocuk bunların bu hallerini mi gördü? Iyy travmaya bak ben bu yaşta atlatamıyorum çocuk nasıl atlatsın?"
"Abart abart!"
"Mahir abart demesi kolay, anneni öyle düşün bakalım."
"Höst lan ne biçim konuşuyorsun?"
"Yaa sen lafına dayanamıyorsun ben bunu görüyorum görüyor."
"Allah kolaylık versin kardeşim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK GECE (TAMAMLANDI)
General FictionMine MUTLUÇAY, otuz yaşında arşiv memuru kendi bedeninden büyük giyinen şişe gözlükleri kitap kurdu sessiz halleriyle çevresi tarafından çok sıkıcı bulunan biriydi. Tarih seven Yeşilçam karakterleri ile büyümüş kendi halinde bu kadının iki yıldır te...